Şöyle bir göz gezdirene kadar, partide olduğumdan bile haberdar değildin, umurunda da değildi. | Open Subtitles | وحتّى نظرت إليّ لم تعلم قبلها أين كُنت بالحفلة ولم تكن تهتم |
Burada değil, duruşmada da değildi, nerede bu kız? | Open Subtitles | حسنا، هي ليست هنا، ولم تكن فالمحكمه، اين هي؟ |
Ve çizimlerim kötü değildi, fakat yaratıcı da değildi. | TED | ولم تكن صورة سيئة, ولكنها لم تكن إبداعية . |
Bunu onun yaptığını nasıl düşünürler? Washington'da değildi. | Open Subtitles | كيف لهم أن يعتقدون أنه مسؤول إنه لم يكن في واشنطون |
-Jefrey bu sabah kazıya gelmedi. -Odasında da değildi, geldim ve bunu buldum. | Open Subtitles | شاك لم يخرج الى العمل و لم يكن في غرفتة فذهبنا الى البار و وجدنا |
Palm Springs'te değildi, garajda da değildi. | Open Subtitles | لم تكن في بالم سبرينغ ولم تكن في المرآب |
Gerçi ortada bir tren yoktu ve yeraltında da değildi. | Open Subtitles | لم يكن هناك سكة ولم تكن تحت الأرض |
Bu, her zaman benim suçum da değildi. | Open Subtitles | ولم تكن غلطتي طوال الوقت |
Sesler devam ederken, orada bir şey olduğundan daha emindim, sadece rüzgar da değildi Max, geri adım atmamam gerektiğinin de farkındaydım, zira eğer baban evde olsaydı, o da öyle davranırdı, değil mi? | Open Subtitles | و إستمرت تلك الأصوات وأصبحت متيقنة بأن هناك شيء بالخارج (ولم تكن سوى الرياح (ماكس |
Alice Webster'ın değildi. Sophie Giroux'nun da değildi. | Open Subtitles | (لم تكن (آليس ويبستر (ولم تكن (صوفي جيرو |
Ve kaza da değildi! | Open Subtitles | ولم تكن مصادفة! |
Yalnız da değildi. | Open Subtitles | ولم تكن وحيدةً |
Kızınız da değildi. | Open Subtitles | ولم تكن ابنتك |
Kendisi Heiau da değildi ama parmakları öyleydi. | Open Subtitles | لم يكن في المقبره ، لكن اصابعهُ كانت كذلك |
Mike'ın çakalını buldum, ama bugün Cochita'da değildi. | Open Subtitles | وجدت ذئب (مايك) لكنه لم يكن في "كوتشيا" اليوم |
Montana'da değildi. | Open Subtitles | لم يكن في مونتانا |
Janus Utopia'da değildi. | Open Subtitles | (جاينوس) لم يكن في (يوتوبيا). |