| Bayan Perrin bize hemen söylemeliydi. Sanırım o da işin içinde. | Open Subtitles | كان يجب على السيدة "بيري" إخبارنا ربما هي متورطة في ذلك |
| Eğer o da işin içinde olsaydı öyleydi demiyorum ama olsaydı, benim öğrettiğim şeyi yapmış olurdu. | Open Subtitles | حسنا لو كانت هي متورطة وانا لا اقول انها كنت كذلك لكن لو كانت هي كذلك لكانت تقوم بما اخبرته بالقيام به |
| Sanırım Zola da işin içinde. Çok zamanımız yok. | Open Subtitles | وأظن ان زولا متورطة, ليس لدينا متسع من الوقت |
| Tabii ki onlar da işin içinde. | Open Subtitles | بالطبع كلهم متورطون في شيء ما متورطون في ماذا. ؟ |
| Diğer çocuklar da işin içinde, sadece Kristen değil. | Open Subtitles | الأطفال الآخرون متورطون ليس فقط كريستين |
| Sanırım belediye başkanı da işin içinde. | Open Subtitles | أظن أن المحافظ ربما يكون متورطا. |
| Onun da işin içinde olduğunu bilmem gerekirdi. | Open Subtitles | وجب أن أتوقع مساعدتها لي. |
| Onun da işin içinde olduğunu anlamayacak kadar aptal mısın? | Open Subtitles | أنك مغفل أذا كنت تعتقد أنها غير متورطة |
| Camden kurban değil. O da işin içinde. Zevk içindeyken böyle bakmazsın. | Open Subtitles | إن كامدن ليست ضحية إنها متورطة |
| Bu her şeyi açıklıyor. O da işin içinde. | Open Subtitles | انها متورطة فى هذا هذا مايبدو لنا |
| O da işin içinde olabilir. | Open Subtitles | أنها يمكن أن تكون متورطة. |
| McLennen-Forster'ın da işin içinde olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن متأكدون أن شركة (ماكلينن فورستر) متورطة |
| - Ya da o da işin içinde. | Open Subtitles | أو أنّها متورطة |
| Simran'ın da işin içinde olduğunu düşündüğümü söyle. | Open Subtitles | أخبرها بأنني أظن بأن ـ (سيمران) ـ متورطة |
| Onlar da işin içinde! | Open Subtitles | يتعلق بهم هم متورطون |
| Fotograflar Cal'deydi, demek o da işin içinde. | Open Subtitles | كال - لديه الصور لذلك كان عليه أن يكون متورطا في العمل |
| Onun da işin içinde olduğunu bilmem gerekirdi. | Open Subtitles | وجب أن أتوقع مساعدتها لي. |