Ama daha da kötüsü, ortak cehaletimizin esareti altındaydık. | TED | و الأسوء من ذلك كنا محبوسين داخل جهلنا الجماعي |
Daha da kötüsü: bu tartışmalar beklenmeyen büyük sorunlara da neden oldu. | TED | والأسوء من ذلك، أنها أنتجت عواقب وخيمة كبيرة. |
Daha da kötüsü - denizaltılarımıza şehirlerimize saldırması emri verilebilir. | Open Subtitles | بل هناك ما هو أسوأ غواصتنا قد تعطى أوامر بأن تهاجم مدننا |
Daha da kötüsü, diğer cadılar az eğilimli olabilir bir kardeş-in-law daha kardeş ölümü kabul etmek, özellikle tarihi ile. | Open Subtitles | و الأسوأ ، أنا الساحرات الأخريات قد لا يتقبلون موت شقيقتهم عن موت صهرهم بالأخص بتاريخهم |
Ama en kötüsü, 24 saat kesintisiz olarak süren ağrı hissinden daha da kötüsü | TED | و لكن الاسوأ من ذلك لم يكن الالم الموضعي المستمر طوال ال 24 ساعه على مدار اليوم |
Daha da kötüsü herkesin çözümün çok basit olduğunu söylemesi. | Open Subtitles | والأسوأ من ذلك أن كل شخص يخبرك أن الحل بسيط |
Daha da kötüsü, karım içmemi yasaklıyor. | Open Subtitles | و الأسوء من هذا انى أملك زوجة تدفعنى للشرب |
Daha da kötüsü, kız 5 yaşına geldiğinde babası öldü. | Open Subtitles | و الأسوء في الأمر، أن والدها قد مات و هي في سنّ الخامسة. |
Onu kurtarmaya çalıştım, Daha da kötüsü, beni tasarruf yara. | Open Subtitles | و الأسوء ، عندما حاولت أن أساعده انتهى بي الأمر أنه هو من ساعدني |
Daha da kötüsü doğru değildir. | Open Subtitles | والأسوء من ذلك أنه غير صحيح بأمر من الله |
Daha da kötüsü, beni bekleyen bir kader vardı. | Open Subtitles | والأغرب، والأسوء كانت هناك مصيبة بإنتظاري. |
Daha da kötüsü, sabit diskim de bir tür virüs sayesinde mahvoldu. | Open Subtitles | والأسوء من ذلك, لقد تحطم قرصي الصلب بنوع من الفايروس |
Burada tartaklanmamam ya da daha da kötüsü başıma gelmesin diye annen buraya çikolataların içine saklayıp para gönderiyordu. | Open Subtitles | ... أمك وضعتهم في علب الشوكولاته وهربتهم إلى هنا لتحميني من أن أُشنق في الحمام أو ما هو أسوأ |
Hayır ama sen benim ailemi iflasa mahkum edebilirsin ve daha da kötüsü ortaya çıkan hayatının gerçekliğini durdurabilirsin ama ben sana sövemez miyim? | Open Subtitles | لا , لكن يمكنكِ أن تعرض عائلتي كلها للافلاس و ما هو أسوأ , حتى توقفي ظهور الحقيقة عن حياتكِ و لا أستطيع أن أهينكِ؟ |
Polis geliyor veya sizin için daha da kötüsü, Alman askerleri. | Open Subtitles | هنا تأتي الشرطة أو ما هو أسوأ من ذلك بالنسبة لك الجنود الألمان |
Bundan da kötüsü hikâye yayınlandıktan sonra, bunun yanlış olduğunu görmem için elimde kanıtlar olmasına rağmen, kimseye söylemedim. | Open Subtitles | و الأسوأ من ذلك أنني في مرحلة ما عندما كنت اعمل على القصة رادوني شعور بأن ثمة شيء خاطئ لكنني كتمت الأمر |
Daha da kötüsü; sıkıcı gönüllü hizmet işinde iki haftamız daha vardı. | Open Subtitles | و الأسوأ حتى من ذلك, لا زال باقي لدينا أسبوعي عمل تطوعيان مملين |
Daha da kötüsü, bu Meksika'daki bir süper laboratuvardan gelmedi. | Open Subtitles | قال بانه لن يقدر ان يصنع افضل من هذا. الاسوأ من ذلك، انه لم يأتي من احد مختبرات المكسيك الجيدة. |
Hatta daha da kötüsü, sınıfımda işler karışınca çizgi romanları beni rahatsız etmenin bir yolu olarak kullanıyorlardı. | TED | والأسوأ من ذلك، عندما تصعب الأمور في فصلي، كانوا يستعملون القصص المصورة كطريقة لتشتيت انتباهي. |
Daha da kötüsü, kuduranların sayısı artıyor, efendim. | Open Subtitles | و أسوء من هذا سيدي المزيد منهم أصبحوا مسعورين |
Daha da kötüsü, öğrendiklerinin pratik anlamda bir yararı bile yok. | TED | والاسوء من هذا .. ان الذي يتعلمونه هؤلاء الطلاب اليوم .. لم يعد يفيدهم اليوم |
Ve daha da kötüsü, paramız olsa bile... alacak hiç yiyecek yok. | Open Subtitles | والاسوأ من هذا، أنه بالكاد يوجد أي طعام يشترى... حتى لو كان معنا نقود |
Ve daha da kötüsü! Erkekler kadınlardan daha çabuk yaşlanır. | Open Subtitles | ما الأسوء, هل عصر الرجال أفضل من النساء. |
Biliyor musun, daha da kötüsü, ona çocuk istediğini söylemen. | Open Subtitles | وتعرف ما الأسوأ الذي قلته لها قولك برغبتك في الأطفال |