"da küçük" - Translation from Turkish to Arabic

    • صغيرة في
        
    • صغير في
        
    • صغيرة فى
        
    • صغيره في
        
    • الصغيرة في
        
    • أو ان تعلم
        
    • أجزاء أصغر
        
    Ben Kanada'da küçük bir köyde yetiştim, ve bir teşhisi konmamış bir dyslexic'im (okuma ve yazma zorluğu çeken insanlar için kullanılan bir terim). TED لقد نشأت في قرية صغيرة في كندا، وتم تشخيصي بمرض صعوبة التعلّم.
    Ve biz şimdi saha denemelerini Cayman adalarında, Malezya'da küçük ölçekli birini, ve şimdi Brezilya'da iki tanesini daha yapıyoruz. TED إذن إلى الآن، قمنا بإجراء تجارب ميدانية في جزر كايمان وتجربة صغيرة في ماليزيا واثنتين أخرتين في البرازيل.
    "Kirli İşler" ekibi ve ben Colorado'da küçük bir kasabaya çağırılmıştık. TED طاقم الوظائف القذرة و أنا استدعينا إلى بلدة صغيرة في كولورادو، تدعى كريغ.
    Bu resim - Hebron'da küçük bir dükkandaydım, bu dükkana, yiyecek getirmek yerine, dijital yiyecek sağlıyoruz, bir kartla. TED في هذه الصورة -- كنت في متجر صغير في هيبورن، حيث بدلاً من احضار الطعام، احضرنا طعاماً رقمياً، بطاقة.
    Kırsal da küçük bir ev, beyaz pencereler, merdivenler. Open Subtitles بيت صغير في القرية، سياج خشبي أبيض وجهاز لتدريب القوى
    Sonra Kuzey Hollywood'da küçük bir stüdyo daireye taşındı, ...özel yardımcılık işi buldu, âşık oldu. Open Subtitles لذا فقد أنتقل الى شقة صغيرة فى لوس انجلوس وحصل على عمل , ووقع فى الحب
    Düzlügün ortasinda da küçük bir tepe. Open Subtitles وبعدها تله صغيره في وسط السهول
    Kuzey Nevada'da küçük bir çiftlik kasabasında büyüdüm. TED ولقد نشأت في هذه المدينة الزراعية الصغيرة في شمال ولاية نيفادا
    Kuzey Kaliforniya 'da küçük bir bağda tur rehberiydi. Open Subtitles انها مرشدة سياحية في مزرعة عنب صغيرة في شمال كاليفورنيا
    Kansas-Alton'da küçük kırmızı bir ambar ve iki depo var. Open Subtitles هنالك حظيرة حمراء صغيرة في ألتون، كنساس، بها صومعتان
    Bana dolgun bir ücret verdiğiniz kesin ama kocanız ne zaman iş gezisine, Ohio'da küçük bir kasabaya gitse beni aramasanız daha iyi olur belki. Open Subtitles ما تدفعه لي جيد جداً، لكنك ربما لا تود أن تتصل بي كلما قام زوجك برحلة عمل إلى مدينة صغيرة في أوهايو.
    Kendisi ayrıca Ohio'da küçük bir kasabanın onursal şerifi. Open Subtitles وهو أيضا شريف فخري من بلدة صغيرة في ولاية أوهايو
    Kansas-Alton'da küçük kırmızı bir ambar ve iki depo var. Open Subtitles هنالك حظيرة حمراء صغيرة في ألتون، كنساس، بها صومعتان
    Chekura'yla Afrika'da küçük bir kızken tanıştım. Open Subtitles قابلتُ تشيكورا عندما كنت فتاة صغيرة في إفريقيا
    Örneğin, Hindistan'da küçük bir kasabada yaşayan Akash bu olmasaydı, Stanford kalitesinde bir derse asla erişemezdi ve buna parası asla yetmezdi. TED سواء كان أكاش، الذي يأتي من مدينة صغيرة في الهند ولم يكن ليصل مطلقاً في هذه الحالة لفصول دراسية بجودة جامعة ستانفورد ولم يكن ليقدر على توفير المال اللازم لذلك.
    Çünkü onlar oynamakta uzmanlar. Ben de arı sahamı Devon'da küçük bir okula götürdüm, ve amacım sadece çocukların bilimi farklı görmesini sağlamak değil, ayrıca bilimin süreci boyunca kendilerini farklı görmelerini sağlamaktı. TED لأنهم خبراء في اللعب. لذا أخذت خلية نحلي إلى مدرسة صغيرة في ديفون، والهدف من ذلك كان هو ليس فقط جعل الأطفال ينظرون إلى العلوم بطريقة مختلفة، ولكن رؤية أنفسهم بطريقة مختلفة من خلال منهج العلم.
    Julie sonunda Holywood'da küçük bir rol almayı başardı. Open Subtitles "وقالت انها تفعل حسنا ،" "انتقلت الى هوليوود ،" وحصل على جزء صغير في وضع جيد للافلام
    Ya parayı ödersin, ya da küçük oğIanı bir bot gezisine çıkarırım, ne dersin? Open Subtitles ...سوف تدفع هذا لي او ربما سأخذ فتى صغير... في رحلة على القارب؟
    Taş derecelendirilmek için Baltimore'da küçük bir kuyumcuya gönderilmiş. Open Subtitles الجوهرة قد أُرسلت إلى متجر مجوهرات صغير في مدينة "بيلتمور"
    Hayır, Bahamalar'da küçük bir ada keşfettim. Open Subtitles لا , وجدت جزيره صغيرة فى باهاما
    Pilotlar, Florida, Arizona, Kaliforniya'da küçük uçak pistlerini kullanırdı. Open Subtitles الطيارون استخدموا مطارات صغيره في "فلوريدا" "اريزونا" "كاليفورنيا
    Amherst, Ohio'da küçük birjimnastik salonunda binlerce saat süren antrenmanın ardından, bu onların beklediği an. Open Subtitles آلاف الساعات من التدريب معاً هناك في تلك الصالة الرياضية الصغيرة في آمهيرست أوهايو. هذه هي لحظتهم
    Bir casus olarak, isyan kuvvetlerine yardım etmeniz sorun olmaz bir diktatöre karşı savaşsın, ya da küçük askeri işler olsun. Open Subtitles عملك كجاسوس لا يهم ... إن ساعدت في تمرد القوات أو محاربة حاكم مُتسلط أو ان تعلم ... فنون القتال لطفل في الصف الثالث
    Belki dahada kötüsü kendilerini okyanuslarımız da bulmalarıdır, dev bir plastik girdap gibi, maddelerin mekanik olarak kırıldırı küçük ve daha da küçük parçalara, ama aslında kaybolmuyorlar. TED ربما أسوأ وعندما تجد طريقها إلى محيطاتنا ، تماما مثل مُفَتّتات البلاستيك الكبيرة، حيث يتم تفتيت هذه المواد ميكانيكيا إلى أجزاء أصغر وأصغر، ولكنها لن تذهب في الواقع بعيدا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more