"da yok" - Translation from Turkish to Arabic

    • ولا حتى
        
    • وليس لدي
        
    • وليس لدينا
        
    • ولايوجد
        
    • ولا نملك
        
    • دمرته
        
    • لا يوجد
        
    • ولا يوجد
        
    • أيضاً لا
        
    • وليس لديها
        
    • ولا في
        
    • و ليس لدي
        
    • و ليس لديك
        
    • و ليس هناك
        
    • وممنوع
        
    Artık hiçbir şeyin yok. Ne pençelerin, ne kürkün, ne de dişlerin. Arkadaşların da yok. Open Subtitles والآن إنّكَ خاوي كل شيء، لا مخالب، ولا فراء، ولا أسنان، ولا حتى أصدقاء.
    Ben hiç Yunanistan'a gitmedim, gitmek gibi bir planım da yok. Open Subtitles لم أذهب هناك من قبل, وليس لدي اية خطط لذهاب هناك
    Hayır. Tüm dosyaların üzerinden geçecek zamanımız da yok. Open Subtitles لا ، وليس لدينا متسع من الوقت لنبحثفيكل هذهالملفات.
    Güreşçilerin spor salonu her daim sımsıcak ve tezahürat ettirecek çok fazla insan da yok. Open Subtitles لانها تكون في النادي وكذلك المصارعة ولايوجد جماهير للتهليل له
    Ve fazla zamanımız da yok. Open Subtitles ولا نملك الكثير من الوقت أيضاً إنها مسألة وقت فحسب حتى يدرك الجميع
    Bu insanların biraz umudu vardı onu da yok ettin. Open Subtitles لقد أخذت ما تبقى من الأمل اليسير لدى هؤلاء الناس و دمرته أنا دمرته ؟
    Kimbap restoranında bir şey yok ama kimbaplarının tadı da yok. Open Subtitles محل الكيمباب لا يوجد فيه شيء ..لكن لا مذاق له ايضا
    - Arılar genelde ses çıkarırlar. Ses yok demek, arı da yok demektir. Open Subtitles النحل يخرج الكثير من الأصوات ولا يوجد أصوات هذا يعني لا يوجد نحل
    O işi yaparken seni asla düşünmem, ki zaten yaptığım da yok. Open Subtitles لن أقوم أبداً بتخيـّلك وأنا أفعل ذلك وهذا شيء أيضاً لا أفعله
    Arabası 30 yaşında falan yani. Egzozunda susturucu da yok. Open Subtitles سيارته عمرها 30 سنة وليس لديها كاتم للصوت.
    Hayr, pansiyonunda da yok. Bütün gece ugramams. Open Subtitles لا، ولا في منزلِه، وهو ما كَانَ هناك طوال اللّيل.
    Cephanelikte ya da arşivde yok, donanma savaş odasında da yok. Open Subtitles ،لا أثرَ لها في مستودع الأسلحة ولا في الأرشيف .ولا حتى في غرفة القيادة البحرية
    Paul, Dora'nın eşyalarını göremiyorum. - Diş fırçası falan da yok. Open Subtitles لا ارى اي شيء ولا حتى فرشاتا اسنان
    Gerçekten suçlu olduğuna dair kanıtımız da yok. Open Subtitles ولا حتى دليلاً واضحاً على ذنبه
    Tezkerem üzerimde değil ve rüşvet verecek param da yok. Open Subtitles لم يكن لديك تصريح لي وليس لدي أي أموال الرشوة.
    Ayrıca metronidazol da yok, ve bu çocuk dizanteri hastası! Open Subtitles لدي أيضاً هذا الطفل المريض وليس لدي دواء له
    Bu olayı James Bentley'in yapmadığına ilişkin bir kanıt da yok. Open Subtitles وليس لدينا اى دليل ينفى عدم قيام جيمس بنتلى بالقتل.
    Oraya yürüyerek gitmemizin imkanı yok ve paramız da yok. Open Subtitles وليس لدينا طريقة للوصول إلى هناك سيرًا على الأقدام وليس لدينا المال
    Hayır ve olay yerinde hiçbir fiziksel kanıt da yok. Open Subtitles كلاّ، ولايوجد دليلٌ ماديّ في مسرح الجريمة
    Kaçıranlarla haberleşmemizin yolu da yok. Open Subtitles الموعد النهائي. ولا نملك أي وسيلة تواصل مع الخاطفين.
    Parçalar halinde vereceğim. Onu yok edeceğim. Onlara da yok ettiğimin kanıtını vereceğim. Open Subtitles قطع، سأدمره، وأُعطهم دليل أنني دمرته
    Bu arada Chenlerin dairesinde ev telefonu bulunmuyor ve ikisinin de adına cep telefonu kaydı da yok ayrıca. Open Subtitles بالمناسبة , لايوجد هاتف أرضي ثابت في شقة آل شين ولا يوجد حتى اي سجلات لارقام هاتفات محمولة بأسمائهم
    Çocuklarının hepsi evli, hisse senedin de yok sevgilin falan da yok. Open Subtitles فأطفالك جميعهم متزوجون، وأنت لا تملك أسهم وأنت أيضاً لا تملك عشيقة.
    Bir erkek arkadaşı da yok. Open Subtitles وليس لديها صديق أيضاً
    Ceketinde yoktu, bavulunda da yok. Open Subtitles لا يوجد هاتف جوال في حقيبتها ولا في جيوب معطفها
    Bunu da mı kukla tiyatrosu yaptı? Hayır, efendim. Ayrıca emniyet güçlerinin bir uyarısı da yok. Open Subtitles لا سيدي و ليس لدي إشارات قوية أيضاً علي أن أجتاز الأمن حتى أتمكن من الدخول
    Vergini ödeyemiyorsun, karşılığında teklif edebileceğin toprağın da yok! Birkaç aya kalmaz tarladaki mahsül yetişmiş olur. Open Subtitles ـ لا يمكنك دفع الضرائب و ليس لديك مال تقدمه ـ المحصول سيصبح أكثر بعد ثلاث أشهر من الآن
    Zihinlerimizde yer ediniyor ve onu öldürecek sihirli bir kurşun da yok. TED لقد استوطن في عقولنا، و ليس هناك رصاصة سحرية سوف تقتله.
    Sigara yok, kumar yok, spor yok hiçbir şekilde kavga yok, çete işleri yok uyuşturucu yok, seks yok Avukatın harici ziyaretçi yok mahkemene kadar telefon da yok. Open Subtitles ممنوع التدخين، ممنوع لعب القمار ممنوع القيام بتدريبات لا تدخل في عراك بأيّ شكل من الأشكال لا تنخرط بأنشطة لها علاقة بعمل العصابات ممنوع تعاطي المخدرات وممنوع ممارسة الجنس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more