İç-dış merkez olayında çok daha beter bir durumda olabilirdik. | Open Subtitles | نعم، ولكن الأمور ستكون أسوأ لو كنا في مركز الانفجار |
Bu adamın karısı,dünyadaki tüm ızdıraplardan daha beter bir hastalık çekiyor. | Open Subtitles | زوجة هذا الرجل تعاني من مرض أسوأ من آلام العالم بأكملها |
Ama rahiplik çok sıkıntılıdır. Bir rahibin karısı ise daha beter! | Open Subtitles | ولكنّ القسيس يكون رجل كئيب كما أن زوجته ستكون أسوأ منه |
Sanırım dışarda ondan çok daha beter halde olan insanlar olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك المزيد من الناس بالخارج أسوء بكثير من هذا |
Bu fakir olmaktan daha beter. | Open Subtitles | اعتقد بأن حياتك الآن اسوأ بكثير من ايام فقرك |
O boktan hikâyemi anlatmayacağım Malcolm çünkü daima senden daha beter durumda biri vardır hayatı seninkinden daha çok mahvolan. | Open Subtitles | انظر, انا لن اتحدث عن قصتي السيئة يا مالكوم لأنه يوجد هناك داًما شخص بقصة اسوء حياة شخص مدمرة بسوء |
Dışarıda buz kamyonu katilinden daha beter bir seri katil var. | Open Subtitles | قد يكون هنالك سفّاح جديد أسوأ بكثير من قاتل شاحنة الثلج |
Buz Kamyonlu Katil'den çok daha beter bir seri katil olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هنالك سفّاح جديد أسوأ بكثير من قاتل شاحنة الثلج |
Bu, bugun verdigin karardan bile daha beter bir karar. | Open Subtitles | تلك أسوأ فكرة ضمن الأفكار السيّئة الأخرى التي راودتكَ اليوم |
Taksilerin hava alanına gitmesi $500 istiyor ve otobüsler de daha beter. | Open Subtitles | سيارة الأجرة تكلف 500 دولار للذهاب إلى جي كي اف ,والحافلات أسوأ |
Türünün ölümden daha beter kaderleri var. Hepsini de biliyorum. | Open Subtitles | ثمّة أقدار لنوعك أسوأ مِن الموت و أنا أعرفها كلّها |
Günün birinde, benden daha beter biri bunu ifşa edecek. | Open Subtitles | وفي يوم ما أحد ما أسوأ منّي سيفضه هذه الكذبة، |
Herhalde bu evlenme teklifinden daha beter çünkü doğuracağın çocuklardan bahsediyoruz şu anda. | Open Subtitles | والذي هو على الارجح أسوأ من اقتراح لأننا الآن نتحدث بأنك ستحملين أطفالي |
Dün gece yaptıklarından daha beter şeyler yapsaydın da bir şey değişmezdi. | Open Subtitles | يمكنك أن تفعل أسوأ بكثير من الليلة الماضية، وهذا لن يغير شيئًا. |
Pazar günü evde tek başına olmaktan daha beter bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا شيء أسوأ من البقاء في البيت وحيدًا يوم الأحد. |
Demek buraya onu ölümden daha beter olan şeyden kurtarmaya geldin ha? | Open Subtitles | إذن أنت أتيت لتنقذها من ما هو أسوأ من الموت |
Bunlardan daha beter ne geldi senin başına? | Open Subtitles | مالذي حدث لك في حياتك وكان أسوء من ذلك ؟ |
Evet, onun diş teli askısını alıp tuvaleti temizlemenden bile çok daha beter bir durum. | Open Subtitles | أجل الأمر أسوء بكثير من المرة التي سرقت فيها قبعته واستخدمتها في تنظيف حمامك |
Terk edilmekten çok daha beter şeyler olduğunu keşfetmek üzeresin. | Open Subtitles | أنتِ على وشك الاستكشاف أن هناك أمور اسوأ بكثير أكثر من تركهن |
Şanslıyız, çok daha beter olabilirdi. | Open Subtitles | نحن محظوظون كان يمكن ان يحدث اسوء من ذلك |
Giysiyi Rus mafyasına sattım ve onlara paralarını ödedikleri şeyi vermemekten daha beter olan bir şey varsa, o da bunun başkasının eline düşmesine izin vermektir. | Open Subtitles | بعت اليدلة للغوغاء الروسية والشيء الوحيد الأسوء من عدم إعاطئهم ما دفعوا من أجله |
Doktorlar bana 7 yıl boyunca lapa diyeti uygulayıp durdu ama midem daha beter oldu. | Open Subtitles | لقد جعلني الطبيب لا آكل سوى العصيدة لسبع سنوات ساءت حالة معدتي أكثر |
Büyük olay. Şu anda ölmekten daha beter durumda. Tam bir bok parçası! | Open Subtitles | الشيء الأهم و الأسوأ من أنه مات الآن هو تلك المسرحية اللعينة |
daha beter olamaz ki. | Open Subtitles | لا، لا يمكن أن تصبح أكثر سوء. |
Evet, her şey yine alevlenecek hem de eskisinden daha beter. | Open Subtitles | آجل , ستعيد الماضى من جديد واسوأ من ذى قبل |
Hiç kimse şeyine takmama konusunda George Bush'tan daha beter olamaz. | Open Subtitles | ولا أحد يقلل اهتمامه من هذا الرجل |
Üçüncüsü ise, kafir olarak nitelendirdiğiniz o İngiliz bayanın yerini bana söylemezsen bu bıçakla sana daha beter eziyet edeceğim. | Open Subtitles | النقطة الثالثة : سأبدأ بإستعمال هذه السكين في وسائل أكثر ابتكاراً مالم تخبرني أين يحتجزون |