"Köşe bucak," evet. Belki de bu daha doğru olurdu. | Open Subtitles | الأماكن المنعزلة والشقوق ، نعم ربما هذا يكون أكثر دقة |
Demek istedim ki genlerinizdeki bir kaç değişiklik ile daha iyi bir hafızaya sahip olabilirsiniz daha kusursuz daha doğru ve daha hızlı | TED | لنفترض أنني قلت بأنه مع بعض التعديلات البسيطة في جيناتك ستصبح بذاكرة أفضل أكثر تحديداً أكثر دقة وأسرع |
Sadece onlara bakarak hastaların kas kütlelerine karar vermek daha doğru ve kanıta dayalı olmaz mıydı? | TED | ألن يكون أكثر دقة وأدق دلالة إذا تم تحديد الكتلة العضلية لكل مريض من خلال النظر إليهم؟ |
daha doğru bir tabirle, Erişilenler'e ihtiyacı olan her şey ihtiyaç. | Open Subtitles | بشكل أدق, ان كل شيئ الــ"ريتش" بحاجة إليه موجود بحوزتنا. |
Eğer düşünürsen, bu daha doğru bir dil. | TED | لو فكرت حول الأمر، إنه في الحقيقة أسلوب لغوي أكثر دقة. |
Ortak karara vardıktan sonra grupların ortalama cevaplarının bireysel karar ortalamasından daha doğru olduğunu keşfettik. | TED | اكتشفنا أن متوسط إجابات المجموعات بعد أن توافقوا في الآراء كان أكثر دقة من متوسط جميع الآراء الفردية قبل المناقشة. |
Yani bu EEG taramaları sayesinde bizler bu çocuklara çok daha doğru nörolojik tanılar koyabildik ve çok daha spesifik tedavi olanakları sunmuş olduk. | TED | وبالتالي هذه مجموعة أشعة تخطيط الدماغ مكنتنا من تزويد هولاء الأطفال بتشخيص عصبي أكثر دقة وعلاجًا أكثر استهدافًا للعلة. |
Psikolojik bir teoriye göre yaptığı her hatanın cezasını çekeceğini bilen bir birey daha doğru ve daha etkili bir şekilde öğrenir. | Open Subtitles | النظرية النفسية تقول أن الفرد يتعلم، أكثر دقة وكفاءة لو أدرك أن كل خطأ سيجلب عقوبة |
"Gezegensel yokedilişin kıyısına geldik" demek daha doğru olur herhalde. | Open Subtitles | على مقربة من حافة إبادة الكواكب , أكثر دقة |
Sanırım, daha doğru bir deyişle Açıklanamayan Havasal Olaylar. | Open Subtitles | حسنا , اعتقد ان مصطلح أكثر دقة هو الحدث الجوي غير المبررة. |
Eğer bunun daha doğru olmasını istiyorsanız, görev dosyalarını niye ona vermiyorsunuz? | Open Subtitles | إذا كنتم تريدون لهذا أن يكون أكثر دقة فلماذا لم تعطوهم ملفات مهماتكم ؟ |
Bir saha ajanının hisleri, bazen laboratuar analizlerden daha doğru olabilir. | Open Subtitles | حدس العميل يكون احياناً أكثر دقة من التحاليل التي تتم في المختبر |
Faydacılık belki de daha doğru bir tanımlama olabilir. | Open Subtitles | قد يكون البراغماتية الواقعية مصطلح أكثر دقة |
Örneğin, birisi tarafından gerçekleştirilen örgü örme veya ruj sürme gibi fiziksel bir eylemi izlemek, aynı eylemleri daha doğru yapmamıza yardımcı olur. | TED | على سبيل المثال، مشاهدة شخص يقوم بفعل فيزيائي، مثل الحياكة أو وضع أحمر الشفاه، يمكن أن يساعدك على القيام بتلك الإجراءات نفسها أكثر دقة. |
Ayrıca bloğunu daha doğru bilgilerle güncellemesini rica etmişler ve hatta zararlı yazılımlarının rekabet gücünün artık çok daha yüksek olduğunu ayrıntıları açıklamak için bir görüşme önerisinde bulunmuşlar. | TED | فطلبوا منها أن تقوم بتحديث مدونتها بمعلومات أكثر دقة وعَرضوا عليها إجراء مقابلة ليَصِفوا لها بالتفصيل كيف أن برنامج هجومهم الآن أفضل بكثير من منافسه. |
Büyük eğitmenlerin yaptıklarını açıklıyordu, ve yaptıkları, gerçekliğiniz hakkında daha doğru bir resim sağlayan dış gözleriniz ve kulaklarınız. | TED | لقد كان يصف ما يفعله المدربون العظماء، و ما يفعلونه هو إنهم عيناك وأذنياك الخارجيتان، يقدمون لك صورة أكثر دقة عن واقعك. |
29 yıl 6 ay desen daha doğru olur. | Open Subtitles | 29 و 6 أشهر بشكل أدق |
"Hatta 'Wolverhampton yakınlarındaki demir ocakları'nı andırıyor' desem mukayese daha doğru olurdu." | Open Subtitles | " وكان التشبيه أدق لو قلت "أفران الحديد قرب (وولفرهامتون)"." |
Bize daha çok bilgi verirseniz, tedaviyi daha doğru yapabiliriz. | Open Subtitles | كلّما أعطيتنا معلومات أكثر، كلما أصبحنا أكثر دقّة في علاجنا. |
Böyle daha doğru. Antrenörüm öğretti. | Open Subtitles | إنما هذا الأسلوب أكثر صحّة علّمه لي مدرّبي |
Şu noktada, resim çizmede iyi olduğumu söylemek daha doğru olur. | Open Subtitles | في هذه النقطة,انا اعتقد سيكون اكثر دقة للقول بأن انا جيد في الرسم |