| Buradan daha harika bir yer olamaz. | Open Subtitles | ، بغض النظر عما نقوم به لا يمكن أن يكون المكان أكثر روعة من هذا |
| Bilmen gereken tek şey, sandığından çok daha harika biriyim ben tamam mı? | Open Subtitles | كل ما عليك معرفته هو أنني أكثر روعة مما تظن، اتفقنا؟ |
| İşler daha harika olamaz. | Open Subtitles | حسنٌ , إن هذا لا يمكن بأن يكون أكثر روعة |
| Chandler ile bunu konuştuk. O babalarımızdan çok daha harika biri. | Open Subtitles | انه اروع من ابائنا |
| O, Dr. Reichs'tan daha harika birisi. | Open Subtitles | -إنّها اروع من الد. |
| Genç bir yüzde kendini görmekten daha harika birşey yoktur. | Open Subtitles | ـ لترى بنفسك بالإيمان أنه لا شئ أعظم من هذا |
| Çocukların oyun seslerini ve kahkahalarını duymaktan daha harika bir şey olamaz. | Open Subtitles | ليس هناك شيء رائع أكثر من لَعِبِ الأولاد ، نسمعُهُم يضحكون |
| Ailenin her zamankinden daha harika görünmesi için yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | أن يتطلب الكثير من العمل لجعل عائلتنا تبدو أكثر روعة مما هي عليه، هل تعرف؟ |
| Ama belki de bu, daha harika. | Open Subtitles | إلا أن هذا الفستان يكون أكثر روعة |
| daha harika bir şeyi düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أفكر بأمر أكثر روعة |
| - Tabii ki. Düşündüğünden çok daha harika bir adamım. | Open Subtitles | بالتأكيد أنا أكثر روعة مما تعتقدين |
| Çok daha harika bir jutsu üzerinde çalışıyordum sonuçta. | Open Subtitles | هذا لأن تدريبي شمل تقنية أكثر روعة |
| Yeni mahallesindeki havuz başında otururken çok daha harika görünecek. | Open Subtitles | سيبدو أكثر روعة وهو مستلق في حمام السباحة في منتجع (بليك) الجديد |
| - EndFrame çok daha harika. | Open Subtitles | -الاطار النهائي) هو اسم اروع ) |
| Kendine inansan bundan daha harika işler yapabileceğini biliyorum. | Open Subtitles | إذا كان لديك مجرد الإيمان في نفسك، أنا أعلم أنك قادر على يعمل أعظم من هذا. |
| Bu da haberimi daha harika yapıyor. | Open Subtitles | الأمر الذي يجعل أخبار بلدي رائع أكثر متعة. |