"daha karmaşık" - Translation from Turkish to Arabic

    • أكثر تعقيداً
        
    • أكثر تعقيدًا
        
    • أكثر تعقيدا
        
    • معقد أكثر
        
    • معقدة أكثر
        
    • أعقد من
        
    • تعقيداً من
        
    • معقدة اكثر
        
    • تعقيد
        
    • اكثر تعقيدا
        
    • معقّدة أكثر
        
    • مُعقد أكثر من
        
    • معقد اكثر
        
    • معقد قليلاً
        
    • معقداً أكثر
        
    Bu adamlar komplolarda yer almışlar durum göründügünden daha karmaşık. Open Subtitles لقد تورط هؤلاء الأشخاص في مؤامرات أكثر تعقيداً من هذه
    Luke hakkında kötü haber vereceğim için üzgünüm ama bu tür şeyler her zaman göründüğünden daha karmaşık olmuştur. Open Subtitles الولد ، لوك أنا آسف لكونى حامل الأخبار السيئة لكن هذه الأشياء تبدو دوماً أكثر تعقيداً ممَ تبدو عليه
    Aynı durum daha karmaşık olan makine... ve insan etkileşiminde de geçerlidir. Open Subtitles و نفس الشيء ينطبق على تفاعلات أكثر تعقيداً .بين الانسان و الآلة
    Bu ışık beneğinin daha karmaşık bir türü, yassı solucan olan planaryada bulunur. TED مثال أكثر تعقيدًا من بقعة الضوء هذه ويمكن العثور عليها في دودة مسطحة،
    Bunun yerine, biraz daha karmaşık bir şeye bakmayı tercih ediyor olabiliriz. TED بدلا من ذلك قد نكون بحاجة لاختيار شيء أكثر تعقيدا بقليل لنحلله.
    Bunların hepsi doğru ama işler bütün bunlardan daha karmaşık. Open Subtitles ..أعلم أن كل هذا صحيح لكنه أكثر تعقيداً من ذلك
    Azcık daha karmaşık şeyler olan yerlerde, biraz daha karmaşık şeyler elde etmenizolası. TED وحيث كان لديك أموراً شيئما أكثر تعقيداً، يمكن الحصول على أموراً شيئما أكثر تعقيداً.
    Şimdi, evren kimyasal olarak da daha karmaşık. TED فالتركيب الكيميائي للكون هو الآن أكثر تعقيداً.
    Bu, sıradan mühendisliğin üretmemize imkan verdiğinden çok daha karmaşık şeyler üretmemize imkan sağlıyor. TED وتسمح لنا بالقيام بأُمور أكثر تعقيداً بكثير مما تسمح لنا الهندسة الاعتيادية بانتاجه.
    demeleri gibi. Bu ayakkabılarda işe yaramıyor ve bizim vücudumuz ayaklarımızdan kat ve kat daha karmaşık. TED هذا لا ينفع مع الأحذية، وأجسامنا أكثر تعقيداً من أقدامنا بمرات عديدة.
    Ancak araçlar giderek daha karmaşık hâle geldikçe, onları kontrol etmek için daha karmaşık denetimlere ihtiyacımız var. TED ولكن كلما أصبحت الأدوات أكثر وأكثر تعقيداً، نحنُ بحاجة إلى ضوابط أكثر تعقيداً لكبحها والسيطرة عليها.
    İkili kod, çok daha karmaşık tipte veriler için de kullanılır. TED نظام الترميز الثنائي يستخدم أيضًا لأنواع أكثر تعقيدًا من البيانات.
    Ancak bu sohbet, daha zor sorular sorulması gerektiğinde biraz daha karmaşık bir hâl alıyor. TED ومع ذلك، فإن المحادثة تصبح أكثر تعقيدًا قليلًا عندما يصبح من الضروري طرح أسئلة أكثر صعوبة
    Kütüphanenin yükselişi ve düşüşünün arkasındaki gerçekler daha karmaşık. TED حقيقة نشوء المكتبة وسقوطها أكثر تعقيدًا بكثير.
    Aşk kimyasal bir süreç ama biraz daha karmaşık bir durum. Open Subtitles الحب هو تفاعل كيميائي لكنه شيئا ما أكثر تعقيدا من ذلك
    Dolayısıyla yeni şeyler üretmeye başladık, düşünce gücüyle kontrol edilen uygulamalar, fakat daha karmaşık bir çerçevede. TED ولذك بدأنا في التطلع إلى اختراع تطبيقات تحكم عن طريق الأفكار في إطار أكثر تعقيدا يتخطى مجرد التحكم.
    Ama aynı zamanda daha bilinçsiz önyargılarımız ve kör ışıklarımız altında daha karmaşık bir şeylere de işaret ediyor. TED ولكن هذا أيضا عن شيء أكثر تعقيدا: لدينا التحيزات الخاصة اللاواعية والبقع العمياء.
    Ardından toplantıyı yöneten kişiye dedik ki... ..."Atmosfer çok daha karmaşık. TED و الشخص الذي كان يروج لها قال الغلاف الجوي معقد أكثر من هذا بكثير
    Yani şempanze topluluğundaki koalisyonun oluşması da sandığınızdan çok daha karmaşık. TED لذا فإن تشكيل التحالفات الذي يحصل في مجتمع الشمبانزي يجعلها معقدة أكثر مما تتوقع.
    Burada etik düşünceler daha karmaşık hâle geliyor. TED الأعتبارات الأخلاقية قد تكون أعقد من هذا
    Modern Batı toplumlarımız eskisinden çok daha karmaşık, bu göç zamanında. TED مجتمعاتنا الغربية الحديثة معقدة اكثر من السابق في هذا الوقت من الهجرة
    17. Yüzyıl'ın ortalarında, göklere seyahat edebilecek yeni makineler yapma fikri daha karmaşık ve teknik bir biçimde gelişiyordu. TED بحلول منتصف القرن السابع عشر، فكرة بناء الناس الآلات التي باستطاعتها السفر للسماء كانت تنمو في تعقيد ودقة تقنيًا
    Görüyorum ki her şeyi daha karmaşık bir hale getirdim. Open Subtitles يظهر ان كل شيئ فعلته جعل كل شيئ اكثر تعقيدا
    Winston'ın yanaklarını almış ama ruhunun daha karmaşık olduğunu hissediyorum. Open Subtitles لديه و جنتا وينستون لكنني أشعر أن روحه معقّدة أكثر
    Sanırım bundan daha karmaşık. Open Subtitles أعتثد أن الأمر مُعقد أكثر من ذلك
    Olayları daha karmaşık hale getirmeyelim. Open Subtitles دعيني لا نقوم بامور تجعل الأمر معقد اكثر مما هو عليه
    Virüs tahminimden biraz daha karmaşık görünüyor. Open Subtitles الفيروس يبدو معقد قليلاً على القردة أكثر مما توقعته
    Eklemeliyim bu savaşta bizi Metatron'a götürecek meleği bıçaklaman bu olayı daha karmaşık bir hale getirdi. Open Subtitles بالإضافة إلى, قتال جعلته معقداً أكثر عندما قررت أن تطعن الملاك الوحيد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more