Ama TED için burada olduğum için, konuşmamı daha modern bir şekilde yapmaya karar verdim, TED ruhuna uygun bir şekilde, ve sizler için birkaç slayt hazırladım. | TED | ولكن حيث إنني هنا في تيد، قررت أن أقدم حديثي هنا بطريقة أكثر حداثة و من محيا أجواء تيد، أعددت لكم بعض شرائح العرض هنا |
Bizi şaşırtmayan şey ise, er veya geç, yerinin daha modern, daha etkili kuşlarca doldurulmuş olması. | Open Subtitles | فلا عجب إذاً أن حلت محله طيور أكثر حداثة وفاعلية في نهاية المطاف. |
Bir ortaklık kurarsak, hastalarımız daha modern ekipmanlara ve daha iyi bir tedavi şansına sahip olabilirler. | Open Subtitles | إن شكلنا شراكة كهذه سيتمكن مرضانا من الإنتفاع بأجهزة أكثر حداثة وعلاجات أكثر تقدماً |
Bu yüzden biz de daha modern arabalar bakmaya karar verdik. | Open Subtitles | لذا مضينا قدماً للبحث عن سياراتٍ صينية أكثر عصرية |
daha modern bir imparatorluk talep ediyorlardı ve bu genç Türkler, | Open Subtitles | ،طالبوا بإمبراطورية أكثر عصرية وهؤلاء الأتراك الشباب |
Sanırım, seyahatlerinde, daha modern tesisleri inceledin, ama... | Open Subtitles | أعتقد بأنكَ قد فحصتَ منشآت أكثر حداثة خلال رحلاتك، لكن... |
Ben ironik bir biçimde daha modern şeyleri severim. | Open Subtitles | من سخرية القدر أن أذواقي أكثر حداثة. |
Aslında, daha modern bir deneme. | Open Subtitles | ـ حسنًا، أنّها محاولة لأكون أكثر حداثة |
Burada da daha modern ürünlerimiz bulunuyor. | Open Subtitles | ولدينا هنا مجموعة أكثر حداثة. |
Haham Halperin'in işi burda daha modern bir şekle uyarlamak. | Open Subtitles | إن مهمّة الحاخام (هالبرين) هنا تنحصر فى تطبيقه بشكل أكثر عصرية |