"daha yüksek" - Translation from Turkish to Arabic

• أعلى
• اعلى
• أكثر ارتفاعاً
• عالية
• أعلي
• العالية
• مرتفعة
• عالي
• بصوت عال
• عالياً عالياً
• احتمال
• العليا
• أرقى
• ارفع صوتك
• الأسمى

Bütün kategorilerde, kadınlarda yatırımın geri dönüş oranı daha yüksek çıktı.
وفي كل فئة، عائدات الأرباح أعلى إذا كان ذلك الشخص امرأة.

Biyolojik çeşitlilik ve yoğunluk okyanusun kimi bölgelerinde, yağmur ormanlarına kıyasla daha yüksek.
والتنوع الحيوي والكثافي في المحيط هو أعلى مكاناً من الموجود في الغابات الممطرة.

3700 fit. Burada daha yüksek bir tepe var mı?
على ارتفاع 3700 قدم هل هناك قمم أعلى من هذا؟

Bildiğiniz gibi tüm maddeler zaman içinde farklı hızlarda titreşir ama manevi dünya çok daha yüksek hızda çalışır.
اذا انت تعرف ان كل المواد تتبخر عند سرعات مختلفة لكن في عالم الارواح تعمل على مستويات اعلى بكثير

Başka bir yerde ders çalışıyorum deme çünkü notların daha yüksek olurdu.
لا تقولي لي أنك تدرسي في مكان ما000 للحصول على درجات أعلى

Mountain High'dan daha yüksek bir dağ yoktur. Puanı R.
ما من أماكن أعلى من الجبل العالي مصنّف للكبار فقط

Bakın. Uydular geçtikten sonra patlama iki derece daha yüksek.
أنظر الأنفجار أعلى بدرجتان بعد أن مر القمر الصناعى فوقه

Ancak başka çocuklar söz konusuysa, daha yüksek bir standart geçerlidir.
ولكن عندما يتعلق بأطفال الأخرين هناك مستوى أعلى عليك الالتزام به

Benden daha iyi bir okula gitmişsin. daha yüksek notlar almışsın.
ذهبت إذاً إلى جامعة أفضل مني وحصلت على تقديرات أعلى مني

Çok ilginçtir, görünüşte öldü, ve rapora göre daha "yüksek bir varoluşa evrildi".
والأكثر إثارة للإهتمام , يبدوا أنه مات ووفقاً للتقارير تطور إلى وجود أعلى

O sene, daha yüksek intihar oranına sahip tek Avrupa ülkesi Macaristan'dı.
في تلك السنة، كانت المجر أعلى دولة في أوروبا في معدلات الانتحار

Açıkça ifade edersem, silahı yaratmak beyin fonksiyonunun daha yüksek bir düzeyini gerektiriyor.
أنظر ، من الواضح، أن تصنيع السلاحَ يَتطلّبُ مستوى أعلى مِنْ وظيفةِ الدماغِ

Korkarım ki internet bağlatırsak daha yüksek bir yerde yaşamak zorunda kalacağım.
انا خائف إن حصلنا على الإنترنيت, يجب أن أرحل غلى مكان أعلى.

Mutlak bir susuzluktan en yüksek seviyede su tüketilmeye, diğer bütün milletlerden daha yüksek bir seviyeye ulaştı
من مرحلة انعدام الماء الى مرحلة استهلاك الماء الى اعلى معدل , اعلى من اي أمه اخرى.

Bu yolun üzerinde kör yürüyorum daha yüksek bir yer aramaya
وأنا أمشي أعمى على هذا الطريق بحثاً عن مناطق أكثر ارتفاعاً

Sarayın kapısı için savunma hattı gerekiyor! Bariyerler daha yüksek olmalı.
أحتاج لخط دفاعي لبوابة القصر لا بد وأن تكون الحواجز عالية

Bu değer Norveç'ten, İsviçre'den veya İsveç'ten daha yüksek.
وذلك أعلي من النرويج، أو سويسرا أو السويد.

Sonuçta daha yüksek vergiler, satış-kullanımla ilgili yer-zaman ayarı ve sigarayı bırak kampanyaları yapıldı.
سبب ذلك كان الضرائب العالية قوانيين تقيد الزمان والمكان وقت البيع والاستهلاك والحملات الناجحة المناهضة للتدخين

Neden mi? 2000'lerin başında daha yüksek oranda güvenilir insana sahip ülkelerin refah düzeylerinin daha fazla olduğunu göstermiştim.
لماذا؟ لقد تبين لي في بداية هذه الألفية ان الدول التي لدى سكانها نسبة ثقة مرتفعة هي الأكثر إزدهاراً

normalde isteyerek yapabileceğinizden çok daha yüksek bir basınç ile akciğerlerinizden hava çıkarırsınız.
فحينما تبدأ في الضحك بشدة، فأنت تعمل على طرد الهواء خارجا من رئتيك تحت ضغط عالي جدا أكثر من ما يمكنك فعله بشكل إرادي.

Yalnızca bir daha yüksek sesle etrafta söylemediğin takdirde...
فقط في حالة إنك لم تذكره بصوت عال مرة أخرى

daha yüksek!
عالياً عالياً)

Beslenme bozukluğundan daha yüksek ihtimal. Neden iskorbüt veya veba olmasın?
احتمال أكبر من سوء التغذية لم لا يكون إسقربوط أو وباء؟

Beynimizin ön kısmı, insanlarda daha yüksek zihinsel işlevlerden sorumludur.
الجزء الأمامي من دماغك مسؤول عن وظائفك الإدراكية العليا كإنسان.

Aklının bir bölümü bir insanın daha yüksek bir düzeye yükselebileceğine inanmıyor mu?
ألا يوجد جزء ما داخلك مقتنع بأننا يمكننا الوصول لمستوى أرقى من الوجود ؟

Evet, efendim. daha yüksek sesle konuşun ki sizi duyabilelim.
نعم ارفع صوتك حتى يسمعك الجميع

Fakat onun daha yüksek emellerine... ve uygulanış şekline teslimiyetimizi gerektirir.
ولكنه يتطلب خضوعنا لخطواته وغايته الأسمى.