Kendi terfisi için yangını başlattığına dair dedikodular var. | Open Subtitles | هنالك إشاعات تقول أنه هو الذي أشعل الحريق من أجل أن ينال الترقية |
Buldukları şeylerin önümüzdeki ay ortaya çıkacağına dair dedikodular dolaşıyor. | Open Subtitles | وردتنا إشاعات بأنه من الممكن أن تخرج نتائج تحقيقاتهم الشهر القادم |
Batı kıyısında nükleer olabilecek bir saldırıya dair dedikodular vardı. | Open Subtitles | كان هناك إشاعة عن هجمة إرهابية على الساحل الغربي .. تتضمن سلاح نووي |
Orada internet olduğuna dair dedikodular var. | Open Subtitles | هناك إشاعة تسري أنه ربما يوجد بعض الإنترنت هناك |
Kara borsada yeni bir biyolojik silahın bulunduğuna dair dedikodular geziyor, ve silah belirli bir grubu yok edebiliyormuş. | Open Subtitles | هناك شائعات تدور في السوق السوداء عن نوع جديد من الأسلحة البيولوجية قادرة على إنتقاء فئة من البشر إنه شيئ قذر حقاً |
Bir şeylerin yok edildiğine dair dedikodular vardı. | Open Subtitles | كانت هناك شائعات هناك شيء تم دفنه و إخفاءه ماذا؟ |
Siz ikinizin arasının iyi olmadığına dair dedikodular vardı. | Open Subtitles | - سكت. كان هناك إشاعات بأنك وهو لم يتقدم. |
Başlamadan önce size karşı yapılmış ölüm tehditleri olduğuna dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | قبل أن نبدأ... لقد سمعت إشاعات... أنه لديك تهديدات بالموت. |
Başkan Reynolds'ın adaylığı alması halinde, atayacağı politikacıların listesine dair dedikodular var. | Open Subtitles | ) (هناك إشاعات بحملة نائبة الرئيس (رينولدز وضعت قائمة رفاق تمهيدية ..إن |
Tahliye yapılacağına dair dedikodular var. | Open Subtitles | هناك إشاعات مفادها أنه سيكون هناك إخلاء |
Çocukların varlığına dair dedikodular çoktan insanlar arasında yayılmış. | Open Subtitles | إشاعات وجود الأطفال نشرت بين البشر |
Operasyonlarını genişletmeye uğraştığına dair dedikodular duyuyorum. | Open Subtitles | سمعت إشاعات إنه يفكر في توسعة عملياته |
Neden McKinley'ı bırakacağıma dair dedikodular yayıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تنشرين إشاعة بأنني سأغادر ميكنلي ؟ |
Birinin ya da bir şeyin cinayetten sorumlu olabileceğine dair dedikodular var. | Open Subtitles | بالطبع، هنالك إشاعة بأن أحداً ما... أو شيئاً ما آخر، هو المسؤول... |
Emeklilik planı yaptığına dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | .لقد سمِعتُ إشاعة بأنكِ تعدين خططًا للتقاعد |
Dixon, New York şehrinde İngiliz subayı olan General Howe'un, casusları yakalamak için fısıldayan şeytan yetiştirdiğine dair dedikodular duymuştu. | Open Subtitles | لقد سمعت الآنسة ديكسون بالصدفة إشاعة بأن الجنرال هاو الذي كان ضابط بالقيادة البريطانية |
Evet, sizin de kocanızın fahişelerini bildiğinize dair dedikodular var. | Open Subtitles | نعم وكانت هناك شائعات تدور أيضاً حول عاهرات زوجك |
Binlerce seçim kağıdının çalındığına dair dedikodular var. | Open Subtitles | هناك شائعات بأن هناك مئات الآلاف من أوراق الأقتراع المسروقة |
Şirket sırlarını rakip firmalara sattığına dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | هناك شائعات عن إحتمال بيعه أسرار الشركة للمنافسين |
Glynn'in şampiyonluk maçını iptal edeceğine dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | سَمِعتُ إشاعةً أن غلين يُفكِّرُ بإلغاءِ المُباراة النِهائية للملاكمَة |
Başkan'ın suç tasarısında tereddüt ettiğine dair dedikodular var. | Open Subtitles | تتوارد الشائعات أن رئيسك متردد بشأن مشروع القانون. |
- Yakalandığına dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أشاعات بأنه تم القبض عليك. |