Birkaç dakikanız varsa sizinle konuşmak istediğim bir konu vardı. | Open Subtitles | لو أمكننا الحديث لبضعة دقائق ثمّة ما أرغب بمحادثتك به |
Yedi dakikanız var ama bu şefin orkestrayı ne kadar hızlı yöneteceğine bağlı. | Open Subtitles | لديكما سبع دقائق لكن ذلك يعتمد على مدى سرعة قائد الأوركسترا في العزف |
Beş dakikanız var. Eski barakaya gitmek için beş dakikanız var. | Open Subtitles | لديك 5 دقائق خمس دقائق حتى تجد الطريق إلى الكوخ القديم |
Andromeda'nın kontrol yeteneğini onarmak ve kendi geminize dönmek için 15 dakikanız var. | Open Subtitles | لديكم 50 دقيقة لاسترجاع قدرة الأندروميدا على التحكُّم و تنسحبون إلى مركبتكم الخاصة |
Pekâlâ, tahtaya yazdığım denklemi çözmek için 20 dakikanız var. | Open Subtitles | حسنًا، أمامكم 20 دقيقة لحل المعادلة التي كتبتها على اللوحة.. |
Soru da şu: Büyük annenizle sadece 45 dakikanız olsaydı kimi hatırlamak isterdiniz? | TED | والسؤال هو من تريد أن تتذكر لو كان عندك 45 دقيقة فقط مع جدتك؟ |
Bu müvekkilimin hakkı. Sanırım öyle. Tamam, ilk görüşme için beş dakikanız var. | Open Subtitles | انها حقوق العميل اعتقد انها كذلك. حسناً لديكي خمس دقائق في بداية الحديث |
Bu devriye arabasının tekrar dönmesinden önce üç dakikanız var. | Open Subtitles | لديكم ثلاث دقائق قبل أن تعود سيارة الدورية مرة أخرى |
Beş dakikanız var. Sonra üstünüzü değiştirip kilo değişiminizi ölçün. | Open Subtitles | خمس دقائق ، ثم تغيرون ملابسكم و تتدربون برفع الأثقال |
Efendim, evde kalan tüm eşyalarınızı alıp çıkmak için 10 dakikanız kaldı. | Open Subtitles | سيدي, لديك 10 دقائق لتأخذ أياً ما قد أبقيته هناك و تخرج |
Moğol yapısına bakmanız için 5 dakikanız var tamam mı? | Open Subtitles | لذا لديكم 5 دقائق للنظر في بنية المغول مفهوم ؟ |
Hükümeti ve CIA'i aramadan önce tam beş dakikanız var. | Open Subtitles | إذًا لديكما خمس دقائق قبل أن أتصل بالسلطات ووكالة الاستخبارات |
Geçit kapanmadan önce içinden geçerek onu tarihte mahsur kalmaktan kurtarmak için sadece bir dakikanız var. | TED | لديك دقيقة واحدة لتقفز إلى البوابة وتنقذه قبل أن تُغلق وتتركه معلقًا في التاريخ. |
Patlamanın ardından serpinti başlamadan önce barınak bulmak için en azından 15 dakikanız olur. | TED | بعد الانفجار سيكون هناك على الأقل 15 دقيقة للعثور على مأوى قبل أن تبدأ التداعيات. |
Konuşmak için 21 dakikanız olduğu zaman, 2 milyon yıl gerçekten uzun bir süre gibi geliyor. Fakat evrim açısından, 2 milyon yıl hiçbir şey. | TED | عندما تملك 21 دقيقة للتحدث فإن اثنين مليون سنة تبدو وقتا طويلا فعلاً |
Bu güzel sonbahar gününde bana ayırabilecek 15 dakikanız yok mu? | Open Subtitles | أوه، على يوم خريفي لطيف مثل هذا، أنت لا تستطيع أن تنقذ 15 دقيقة لي؟ |
Bay Roberts, "Haberyolu"nun tirajını nasıl 100,000 adet çoğaltacağınızı anlatmanız için bir dakikanız var. | Open Subtitles | سيد روبرتس, أمامك دقيقة واحدة بالضبط, لكى تخبرنا , ما هو اقتراحك, لكى نُضيف 100,000 مشترك جديد لنا |
Onbirinci bitti, bir tane kaldı-- ...ve siz gazeteciler, telefon için bir dakikanız kaldı. | Open Subtitles | الحادى عشر لأسفل و الأول للذهاب و أنتم أيها المحررون لديكم دقيقة واحدة |
Pekala, sizi pislikler, duş alıp sınıfa gitmek için 30 dakikanız var. | Open Subtitles | حسناً، أنت أيها التافهون، عندكم للإغتسال والصول إلى الصف في 30 دقيقه |
Böldüğüm için özür dilerim ama yalnızca iki dakikanız var. | Open Subtitles | أنا آسفة جداً على المقاطعة، لكن ليس لدينا سوى دقيقتين |
Uçaklarınıza havada kalmalarını tavsiye etmeniz için iki dakikanız daha var. | Open Subtitles | امامكم دقيقتان فقط لاعطاء الاتجاه للطائرة قبل خروجكم خارج نطاق الاذاعة |
Bir dakikanız varsa, şunlara bir göz atar mıydınız? | Open Subtitles | هل لى بدقيقة,اتمانع لو القيت نظرة على تلك |
Kusura bakmayın. Önemli değil. Beş dakikanız doldu galiba. | Open Subtitles | لا بأس, دقائقك الخمسة بالتأكيد انتهت |
7 dakikanız var. | Open Subtitles | لديك سبع دقائقِ |
Sabian'ı getirmenize 4 dakikanız var yoksa ne kadar ciddi olduğumu görürsünüz. | Open Subtitles | قدامك 4 دقايق عشان تجيب سابيان هنا وإلا هاتعرف انا هاعمل ايه |
Profesörün hesaplarına göre, zombiler size 17 dakikada yetişecekler, yani herkesi geçirmek ve köprünün iplerini kesmek için 17 dakikanız var. | TED | وفقًا لحسابات البروفيسور سيلحق بك الزومبي في غضون 17 دقيقةً فقط لذا، لديك ذلك الوقت فحسب لإيصال الجميع وقطع الحبال |
Tamam o zaman, burdan defolup gitmeniz için bir dakikanız var. | Open Subtitles | الموافقة، عِنْدَكَ بالضبط دقيقةُ واحدة لإبْعاد الجحيم عن بيتِنا. |
15 dakikanız dolmuş olabilir. | Open Subtitles | دقائقكَ الـ15 قَدْ تَكُونُ انتهت |
Em City'i boşaltmak için tam bir buçuk dakikanız var! | Open Subtitles | لديكُم بالضَبط دقيقَة و ثلاثين ثانيَة لإخلاء مدينة الزمرد |