"damara" - Translation from Turkish to Arabic

    • الوريد
        
    • الشريان
        
    • شريان
        
    • الأوعية الدموية
        
    • الوعاء الدموي
        
    Yaptığımız şey kemik iliğini alıp, laboratuvarda kök hücreleri yetiştirdik ve damara geri enjekte ettik. TED لذا ما فعلناه هو أننا أخذنا هذا النخاع العظمي وقمنا بزراعة خلايا جذعية في المعمل، ومن ثم حقناهم مرة أخرى في الوريد.
    ilaç damara enjekte edilir, tümör bölgesine ulaşana kadar tüm vücudu dolaşır, TED يتم حقن الدواء في الوريد ويتنقل في جميع أنحاء الجسم حتى تصل إلى موقع الورم.
    İltihap cevabı, parçayı damara sokup serbestçe dolaşmasına neden olabilir. Open Subtitles رد فعل يمكن أن يدخلها في الشريان و تتحرك بسهولة
    İltihap cevabı, parçayı damara sokup serbestçe dolaşmasına neden olabilir. Open Subtitles رد فعل يمكن أن يدخلها في الشريان و تتحرك بسهولة
    O kargaşa sırasında içinizden biri damara zarar vermiş olabilir mi? Open Subtitles هل من الممكن أن واحداً منكم جرح شريان أثناء العملية ؟
    Yaralar, sargı bezi için çok büyükmüş yani damara ulaşmak için bıçak kullanılmış. Open Subtitles كانت الجروح عالية للغاية لأجل المِرفأة، لذا فإنّهم إستخدموا السكّين للدخول إلى المجال الأوعية الدموية
    damara nano parçacıkları enjekte edip kan dolaşımından tümöre nasıl gittiklerini izleyeceğiz. TED سوف نقوم بحقن جزيئات النانو في الوعاء الدموي ومراقبة كيف تنتقل من مجرى الدم إلى الورم.
    Sonda damarda ilerleyerek koltukaltından kalbe giden damara geçer. Open Subtitles ثم يدخل الأنبوب خلال الوريد وذلك بعد جرح اليد عند الوريد وهذا يقود للقلب
    Mavi iğne-kalemi al, Bond. Sapla, boynun tam ortasından, toplar damara. Open Subtitles خذ الحقنة الزرقاء منتصف العنق فى الوريد.
    göğsünü açıp, pulmoner damara ulaşın, kapakçığın etrafından çalıştırın. Open Subtitles افتح صدرَها وأدخل إصبعاً في الوريد الرئوي حتى تصل إلى الصمام التاجي
    Tamam, bak intravenözde bizden daha iyisin ve bu direk damara enjekte edilmeli. Open Subtitles إنظر ، من الأفضل أن تفعلها بشكل وريدي هذا يعني أن تحقنها في الوريد
    Bu alet femoral damara baskı uygulayıp kanamayı durduracak. Open Subtitles هذا سيضغط على الوريد الفخذي و سيوقف النزيف
    Bir şırınga ve eroini alıyorsun, kolunun üst kısmını bağlıyorsun şırıngayı damara sokuyorsun. Open Subtitles تحضر حقنة والهيروين وتربط الجزء الأعلى من ذراعك وتدخل الإبرة إلى الوريد.
    Churchill, organik dev bir damara benziyor. Open Subtitles تشرشل، يبدو مثل الشريان العملاق، العضوي.
    Şakak lobunun dibinde şişlik oluşur ve arkadaki damara basınç yaparak felce sebep olur. Open Subtitles الورم في قاعدة شحمةِ الأذن الدنيويةِ، الذي يَضْغطُ المؤخّرةَ الشريان المخّي،
    Sol damara kan verebikecek misin? Open Subtitles أأنت قادر على التوصيل إلى الشريان الأيسر تحت الترقوة؟
    Ana damara mı isabet etmiş anlayamıyorum. Open Subtitles لا يمكننى الجزم إذا كانت الرصاصة قد اصابت الشريان
    Bu şahdamarının hemen yanında ama damara zarar vermişe benzemiyor. Open Subtitles هذه موجودة بجانب الشريان السباتي تماما، لكن لا يبدو أنها أصابته.
    Kurşun sıyırıp geçmiş. Kemiğe veya büyük bir damara gelmemiş. Open Subtitles لقد عبرت الرصاصه من ذراعك و لكنها لم تصب العظام او اى شريان رئيسى
    Üç milimetrelik bir ana damara sondaj yerleştirebilirim ama usta olarak, umutsuz vaka. Open Subtitles أستطيع إدخال قسطرة طولها 8 أنش الى شريان رئيسي ولكن كعامل أنا ميؤوس منه 435 00:
    Kurşun dışarı çıkarken damara isabet etmiş olmalı. Open Subtitles لابد ان الرصاصة إخترقت الأوعية الدموية عند مرورها
    Bu damara bin yıllık bilgelik onur ve yaşam aktaracağım. Open Subtitles سيتسرب منك و في هذا الوعاء الدموي سأزرع ألفيةً من الحكمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more