"davacı" - Translation from Turkish to Arabic

    • المدعي
        
    • المدعى
        
    • الادعاء
        
    • الإدعاء
        
    • المدّعي
        
    • المدعية
        
    • المدعيّ
        
    • المدعين
        
    • توجه التهم
        
    • المُدعية
        
    • المُدّعي
        
    • الأدعاء
        
    • الإدّعاء
        
    • مدّعي
        
    • والمدعية
        
    Dahası, ölüme sebebiyet davasını ortaya koymak için Davacı kasıt olduğunu ispatlamak zorundadır. Open Subtitles بالاضافة أنه في حالة الوفاة غير الشرعية يفترض أن يظهر المدعي دليل قانوني
    Davacı o olsaydı bir şey olabilirdi ama avukat olan o. Open Subtitles لو كان هو المدعي لكان الموضوع شيء أخر لكنه هو المحامي
    Davacı kızıma karşı şahitlik yapmam için benimle konuşmak istiyormuş. Open Subtitles المدعي العام يريد ان يتحدث الى بشأن الشهادة ضد ابنتى
    Davacı tarafın mahkemede kazanma şansı, ikiye birdir. Open Subtitles إن نسبة فوز محامى المدعى فى المحكمة هى اثنان إلى واحد
    Davacı tarafın suçlamaları, hem Savcı'ya hem de sanığa bildirilmiştir. Open Subtitles تهم الادعاء لقد تم دراستها كل من النائب العام والدفاع
    Ve rüşvetle jüriyi bağladığın Davacı avukatın karısını öldürdüğün. Open Subtitles وفي محاولة لإغصاء هيئة المحلفين قمت بقتل زوجة مستشار الإدعاء
    Davacı güvenlik açısından kısa bir önduruşma istiyor Open Subtitles يطلب المدّعي فترة قصيرة للاعداد ما قبل المحكمة
    Davacı lehine karar verdik, Bayan Muriel Lang, haklı . Open Subtitles نحكم لصالح المدعية موريل لانج بكل الثروة
    Mesela, adamın cezalandırıcı bir yapısı varsa Davacı tarafı tutacaktır. Open Subtitles على سبيل المثال الرجال يميلون لتوجيه العقاب ويُفضلون المدعي العام
    Davacı yalnızca bizi anlaşmaya zorlamak için tam inceleme istiyor. Open Subtitles المدعي يطلب الكشف الكامل فقط حتى يتسنى له عمل تسويه.
    Davacı köpek için çok üzülmüş ama müzakere edebileceğimizi düşünüyorum. Open Subtitles المدعي مستاء حقا عن الكلب، ولكن أعتقد أننا يمكن التفاوض.
    Davacı taraf implantasyonun iptali için acil bir karar çıkarttırmak mı istiyor? Open Subtitles المدعي يريد ان يرفع شكوى دعوى قضائيه عاجله بخصوص أحد الخلايا الجينيه
    Davacı yumurtalarını 20 bin'e sattığında sahiplikten de feragat etmiş oldu. Open Subtitles المدعي تخلى عن الملكيه عندما باعت بويضاتها بمبلغ 20 الف دولار
    Ve Davacı sokaktaki çocuklar için söylediklerinde haklıydı. Open Subtitles المدعي هو الحق في القول بأن الكثير من الاطفال الذين هم في الشارع.
    Şey, ben Davacı vekilinin de fotoğraflardan haberinin olmadığını... düşündüm, bu yüzden önceden sunulmayan kanıt itirazı yapamazdım. Open Subtitles حسنا ً انا عتقدت ان المدعى لم يكن يعلم عنهم ايضاً ولذلك لم استطع الادعاء بمفاجأة غير عادلة
    "Moore Ralston'a karşı" hususunda... yükümlülük esasını dikkate alarak, Davacı lehinde karar kıldık. Open Subtitles فى مسائلة , مورى فيرسيس فى تقرير المسؤلية نحكم لصالح المدعى
    Davacı adına tanıklık etmek istiyorum. Open Subtitles حسنا انا اريد ان اشهد بالنيابة عن الادعاء
    Davacı dosyaları kaybetti. Ben özgürüm. Open Subtitles هيئة الإدعاء أضاعوا أوراقهم القانونية، أصبحت حرا
    Sadece Davacı tarafın daha dürüst olmasını isterdim. Open Subtitles إنني فقط أتمنى لو كان المدّعي أكثر صدقاً
    Celeste Wood'un Vicksburg Silah'a karşı açtığı davada jüri Davacı Celeste Wood'u haklı buldu. Open Subtitles في قضية سيليستي وود ضد شركة فيكسبرغ للأسلحة فإن المحلفين يجدون أن المدعية سيليستي وود
    Davacı, sinsi yolcusunu yetkililer gelene dek dek kahramanca oyalamak suretiyle vatandaşlık görevini yerine getirdi. Open Subtitles الآن المدعيّ قام بواجبَه المدنيَ بطريقة بطولية احتجز المتهم الماكر فى السيارة لمدة طويلة بما لوصول السلطات.
    Bu kadar insanla, her bölgede toplu dava için yeterince Davacı sunarak büyük avantaj elde ederiz. Open Subtitles مع هذا العدد الكبير من الناس، لدينا فرصة ممتازة بمجموعة قوية من المدعين ـ من أجل الفئات لكل منطقة ـ ممتاز
    Ama Tara'nın Davacı olmayacağını biliyordun. Open Subtitles لكن علمت أن " تيرا " لن توجه التهم
    Davacı kazandığı için sadece onun dolarından alacağım pay yok. Open Subtitles المُدعية فازت لذا فلا يقتصر الأمر
    Bundan dolayı Davacı, silahın suç esnasında ateşlendiğinden ötürü dava edemez. Open Subtitles ومن ثمَّ، فإنّ المُدّعي ليس باستطاعته إقامة دعوى، أن السلاح أُطلِقت منه النار أثناء الجريمة.
    Bay Joseph, Davacı kısa bir ara vermek istiyor mu? Open Subtitles سير جوزيف, هل يرغب الأدعاء فى الحصول على تأجيل ؟
    Bugün Sam Sweet davasında, Davacı Sam'in cinayet gecesi yaptığı telefon konuşmasını dinletti. Open Subtitles الإدّعاء يقول بأن سام تلقى مهاتفة 911 في ليلةِ القتل
    Yeni Davacı. Open Subtitles إنه مدّعي جديد إنها بداية جديدة...
    Davacı jürili mahkeme hakkını kullanıyor. Open Subtitles والمدعية مارست حقها في طلب محاكمة فيها محلفين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more