| İçimden bir ses, bu vampirin eve girmek için davete ihtiyaç duymayacağını söylüyor. | Open Subtitles | شيئاً ما يخبرني بأن مصاص الدماء هذا لا يحتاج إلى دعوة ليدخل إلى المنزل |
| Bir davete gidilecekse, insan çaba göstermelidir. | Open Subtitles | على المرء أن يبذل جهداً حينما يتلقى دعوة |
| - Size davetiye temin edemem. - Genelde davete ihtiyacım olmaz. | Open Subtitles | لا اقدر ان امنحك دعوة انا عموما لا اريدها |
| Tüm normal sosyal etkileşimimiz bu tür müşterek ifadelere bir tür davete dönüşür. | TED | كل تفاعلاتنا الاجتماعية الطبيعية تصبح نوعا من الدعوة لهذا النوع من التعبير الجماعي. |
| davete o kadar şaşırdım ki bir şey getireyim mi diye sormayı unuttum. | Open Subtitles | أجل، لقد فاجئتني الدعوة للغاية ونسيت أن أسأل إن كان عليَّ إحضار شئ |
| G8 bakanları için konsoloslukta verilen bir davete katılacak. | Open Subtitles | سيحضر حفل إستقبال في السفارة لوزراء الدول الثماني الكبار |
| Ron, seni tanıyorum. Eve gideceksin, maillerine bakacaksın, bir davete çağrılacaksın. | Open Subtitles | رون" انا اعرفك جيداً ستعود للمنزل تتحقق من بريدك ستجد دعوة |
| Sonunda, takvimimi ayarlayabildiğim bir davete gidebildik. | Open Subtitles | وأخبراً، سمح لي جدول أعمالي بفرصة لقبول دعوة المالك. |
| Bir davete çağırılmayı başarırsan... Orayı araştırmam lâzım. | Open Subtitles | إن كنت تستطيعين الحصول على معلومات عن دعوة, فعلي أن أتحقق من الأمر |
| Bir davete çağırılmayı başarırsan... Orayı araştırmam lâzım. | Open Subtitles | إن كنت تستطيعين الحصول على معلومات عن دعوة, فعلي أن أتحقق من الأمر |
| 10 milyon için her davete katılırım. | Open Subtitles | لأجل 10 مليون، أنا أميل لقبول أيّ دعوة. |
| Eşimle birlikte, fevkalade bir davete icabet etmemiz istendi. | Open Subtitles | تشارلز وأنا استقبلنا دعوة غير عادية |
| Daha resmi bir davete icabet eder miydin bilemedim. | Open Subtitles | لم أكن متأكد بأنك ستوافق على دعوة رسمية |
| Hayır, başka bir davete katılması gerekti. | Open Subtitles | كلا.. تحتم عليها قبول دعوة أخرى. |
| davete ihtiyacım yok, iznim var. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى دعوة. لديّ مذكّرة. |
| Belki böyle bir davete hayır diyemeyecek teyzeler de vardır, fakat ben öyle bir teyze değilim. | Open Subtitles | قد يكون هنالك عمة لا يمكنها مقاومة الدعوة لكني لست هي |
| Bizimkiler davete icabet etmeyi türlü numaralarla erteleyip durdular. | Open Subtitles | وظلت عائلتي تؤخّر قبول الدعوة للعديد من الأسباب |
| Cidden çok güzel ifade ettin Henry. Hiçbir kadın böyle bir davete karşı koyamaz. | Open Subtitles | " هذا رائع " هنري لا يمكن لإمرأة أن ترفض هذه الدعوة |
| Evet ve eğer içinde Ojai veya gelecekteki Ojai ile ilgili bir şey varsa, ...davete minnettar kalırdım. | Open Subtitles | "أجل , لكن لو أن للأمر علاقة بـ"أوهاي "أو مستقبل "أوهاي سأقدر لك الدعوة |
| Böyle bir davete kim karşı koyabilir? | Open Subtitles | من يستطيع رفض مثل هذه الدعوة ؟ |
| Bebek için tebrikler ama bu davete inanmıyorum. | Open Subtitles | تهانيّ على الطفلة لكنّي لا أصدّق الدعوة |
| G8 bakanları için konsoloslukta verilen bir davete katılacak. | Open Subtitles | سيحضر حفل إستقبال في السفارة لوزراء الدول الثماني الكبار |