| Yani bir bakıma, Bernoullli şöyle söylemekte, eğer bu iki şeyi tahmin edip çarpabilirsek, her zaman nasıl davranmamız gerektiğini kesin olarak bilebiliriz. | TED | بمعنى من المعاني ، ما كان برنولي يقوله هو ، اذا استطعنا تقدير ومضاعفة هذين الشيئين، سنعرف دائماً بدقة كيف يجب أن نتصرف. |
| Sadece aynı ofiste çalıştığımız için neden arkadaşmış gibi davranmamız gerekiyor? | Open Subtitles | لمجرد أننا نعمل في مكتب واحد، لماذا علينا أن نتصرف كأننا أصدقاء؟ |
| Evet, ...ama bu kardeş gibi davranmamız gerektiği anlamına gelmez. | Open Subtitles | اجل و لكن هذا لا يعني أن علينا أن نتصرف مثل الأخ و أخته |
| öyle birbirimize kenetlenmişiz ki birbirimize iyi davranmamız gerekir, sana yapılan bir haraket bana da yapilmiş gibi. | TED | نحن متصلون جدا لهذا علينا ان نعامل بعضنا البعض كما لو اننا نعامل انفسنا |
| Birbirimize kardeşmişçesine davranmamız gerek. | Open Subtitles | يجب علينا جميعاً أن نعامل بعضنا كالأخوة والأخوات |
| Nathan, ona Audrey'miş gibi davranmamız gerek ama sen onu bir yatağa zincirliyorsun. | Open Subtitles | نايثن نحن يجب ان نعاملها كما اودري ولكنك قيدتها في السرير |
| Ve hiçbir şey olmamış gibi davranmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أعرف ، و نحن يجب أن نتصرف و كأن شيئا لم يتغير |
| Bir önsezi üzerine hareket ediyorduk. Çabuk davranmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد كنا نتتبع حدس كان يجب ان نتصرف بسرعه |
| Çünkü bizden nasıl davranmamız gerektiğini bildiğimizi bildiğini bildiğimizi biliyordur. | Open Subtitles | لأنه يعلم أننا نعلم ما يعلم لذا ما يريده أنه يريدنا أن نتصرف |
| Hey, evlat, dindarmış gibi davranmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يا ولد ، ينبغي أن نتصرف بشكل ديني ، ماذا تفعل؟ |
| Hayır, herkesin bizi sıradan bir aile olarak görmesini istiyorsak öyleymiş gibi davranmamız gerek. En azından birkaç saatliğine. | Open Subtitles | كلا، إن كنا نريد العالم أن يرانا كعائلة عادية فيجب أن نتصرف كعائلة عادية لبضع ساعات على الأقل |
| Son zamanlarda çılgınca şeyler yaşadığımızın farkındayım ama normal davranmamız çok önemli. | Open Subtitles | أدري بأن الأمور أصبحت جنونية قليلًا هنا مؤخرًا ولكن من الهام جدًا أن نتصرف بطبيعية. |
| Takım, kazanmak için normal görünüp normal davranmamız lazım aynı profesyonel oyuncular gibi. | Open Subtitles | حسناً أيها العصابة للفوز علينا أن ننظُر و نتصرف بطبيعية مثل لاعبين البيسبول المحترفين |
| Mahmut Amerikan futbolu hayranı gibi davranmamız gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | محمد يقول كل مانحتاج أن نتصرف مثل أننا مشجعي كرة القدم الأمريكية |
| Şu anda mümkün olduğunca normal davranmamız gerekiyor. | Open Subtitles | في الوقت الراهن علينا أن نتصرف بشكل طبيعي قدر المستطاع |
| Bayanın dediği gibi bize suçluymuşuz gibi davranacaklarsa bizim de suçluymuşuz gibi davranmamız gerek. | Open Subtitles | كما قالت السيدة لو كانوا سيعاملوننا كمجرمين فعلينا أن نتصرف كالمجرمين |
| Doğal davranmamız gerekiyor, öyle demiştin ya hani. | Open Subtitles | يفترض بنا أن نتصرف بشكل طبيعي، صحيح؟ هذا ما قلت لي أن أفعله التصرف بشكل طبيعي |
| Birbirimize kardeşmişçesine davranmamız gerek. | Open Subtitles | يجب علينا جميعاً أن نعامل بعضنا كالأخوة والأخوات |
| Bu demek, bu demek oluyor ki birbirimize karşıIıklı saygı çerçevesinde davranmamız gerek. | Open Subtitles | ... هذا يعني .. هذا يعني ... أن نعامل بعضنا بــ ـ ــ |
| Şimdi her zaman güzel davranmamız mı gerekecek? | Open Subtitles | الآن يفترض أن نعاملها بلطف طوال الوقت؟ |
| Mary Margaret'ın da dediği gibi; "Bedenimiz, tapınağımızdır." ve bu şekilde davranmamız gerekir. | Open Subtitles | كما تقول (ماري مارجريت) إن أجسادنا كالمعبد يجب أن نعاملها بإحترام |