Batıl inançlı zavallı aptal bana inandı. Baskıya dayanamadı. | Open Subtitles | ذلك الأحمق المؤمن بالخرافات صدقني لكنه لم يتحمل الضغط |
Benim gerçek oğlum o iyimisin bablu oğlum yapamadı annesin canının acısına dayanamadı hiç bişeyi önemsemedi annesini bıraktı | Open Subtitles | هذا هو ابني الحقيقي هل تأذيت يا بابلو ؟ إنه لم يستطع أن يتحمل تألم أمه |
Bence Sara haplarını biriktiriyordu ta ki daha fazla dayanamadı. | Open Subtitles | أعتقد أنها خبأت أقراصها حتى أنها لم تعد تحتمل |
Düşmanın kaleyi ele geçirmesine dayanamadı. | Open Subtitles | لم تحتمل لترى العدو يحتل القلعة |
Son sekiz dövüşte, hiç kimse ona beş raund dayanamadı. | Open Subtitles | لم يستطع أحد أن يصمد 5 جولات أمامه في أخر 8 مباريات |
Bize dayanamadı, bu yüzden bizi bakıcı ailelere verdiler. | Open Subtitles | لم تستطع عمتي أن تتحمل تربيتنا، فأدخلونا أنا و إخوتي إلى دار رعاية |
Karısı saatlerce içmesine dayanamadı ve gözetim altına alınmasını istedi. | Open Subtitles | أن زوجتة لم تستطع تحمل ساعات عملة وتريد حضانة كاملة |
Julian da fazladan mesafe kazandırmaya dayanamadı. | Open Subtitles | و جوليان لم يستطع مقاومة اجتياز الياردات لنيل مكافئته |
dayanamadı. Elindekinin hepsiyle oyuna girdi. Kazanacağından oldukça emindi. | Open Subtitles | لا يتحمل الأمر، فيراهن بكل ما معه يثق بأنه الفائز |
Herhalde Toye ve Guarnere'ı o halde görmeye dayanamadı. | Open Subtitles | اظنه لم يتحمل رؤية "توي" و "جارنير" ممزقين |
Virüs soğuğa dayanamadı. | Open Subtitles | ... الفيروس لم يتحمل البرودة , هناك أمل لـ |
Sonunda buna daha fazla dayanamadı. | Open Subtitles | فالنهاية ،لم يتحمل الأمرأكثر من ذلك.. |
Senden ayrılmaya dayanamadı. | Open Subtitles | إنها لم تحتمل فكرة إنفصالها عنك. |
Eşim fakir olmaya dayanamadı, o yüzden gitti. | Open Subtitles | زوجتي لم تحتمل الفقر ,لذلك رحلت |
Clinton bize bir isim verecekti, ama hapiste 24 saat bile dayanamadı. | Open Subtitles | كلينتون كان على وشك إعطائنا اسم ولكنه لم يصمد في السجن ليوم واحد |
Birkaç dakika tutabildim ama dayanamadı. | Open Subtitles | كنت سأنقذه لمدّة بضع لحظات، لكنّه لم يصمد |
"Bebeklerimiz öldü, ve Constance buna dayanamadı." diyor, kocası, Joseph Welch. | Open Subtitles | لقد رحل طفلانا و كونستانس لم تتحمل هذا قال زوجها , جوزيف ويلش |
Tabunun baskısıyla, kız dayanamadı ve gayri meşru sevgilisini öldürdü. | Open Subtitles | نتيجة لضغط العلاقة بينهما لم تتحمل الفتاة ثم قامت بقتل أخاها |
Seni neden terk ettiğini de biliyorum. dayanamadı. | Open Subtitles | وأعرف سبب رحيلها عنك لم تستطع تحمل الأمر |
Julian da fazladan mesafe kazandırmaya dayanamadı. | Open Subtitles | و جوليان لم يستطع مقاومة اجتياز الياردات لنيل مكافئته |
Birkaç hafta esir kaldı ve dayanamadı. | Open Subtitles | قضى آسابيعاً فى الآسر ولم يستطع التحمل |
Geldi çünkü çocuklarınızın ağlamasına dayanamadı. | Open Subtitles | أتى لأنه لم يطيق سماع بكاء الأطفال |