"dayanamazdım" - Translation from Turkish to Arabic

    • أستطع تحمل
        
    • اتحمل
        
    • الاحتمال
        
    • أحتمل
        
    • التحمل
        
    • أستطع أن أتحمل
        
    • لم أتحمل
        
    Biliyorum ama Sasha'nın yalan söylediğini öğrendiği an ki... ..yüzündeki ifadeye görmeye dayanamazdım. Open Subtitles انا أعلم . لم أستطع تحمل تلك النظرة التي في وجهه اذا أكتشف أنها كانت تكذب.
    Terk edildiğin düşüncesiyle büyümene dayanamazdım. Open Subtitles لم أستطع تحمل فكرة عيشك وأنت تظنين أنه قد تم تركك
    Eğer kaçakçılığa maruz kalsalardı ya da öldürülselerdi buna dayanamazdım. Open Subtitles اذا تمت متاجرتهم او قتلهم لا استطيع ان اتحمل ذلك
    O dalkavuğun seni tekrar sıkıştırmasına dayanamazdım. Open Subtitles انا لا استطيع ان اتحمل رؤيتك محصوره مع هذا المتحذلق ثانيا
    Senle bebek Diego'yu aynı günde kaybetmeye... dayanamazdım. Open Subtitles ففقدانك أنت و دييغو الصغير في يوم واحد أمر يفوق الاحتمال
    Ama sonra sen yüzüğü buldun... ve o mutluluğu mahvetmeye dayanamazdım. Open Subtitles لكنّك وجدت ذلك الخاتم حينها ولمْ أحتمل إفساد تلك السعادة
    Er ya da geç olacağı buydu, daha fazla dayanamazdım. Open Subtitles كان لابد لهذا من أن يحدث عاجلاً أو آجلاً لم أستطع التحمل أطول
    Biliyorum Bay Peterman, ama onları bir kere gördükten sonra başkalarının almasını seyretmeye dayanamazdım. Open Subtitles أعرف ذلك سيد بيترمان ولكن بمجرد رؤيتهم لم أستطع أن أتحمل أن يأخذهم شخص آخر
    seni tekrar kaybetmeye dayanamazdım kendimi nasıI ihanete uğramış olduğum hakkında fikrin var mı? Open Subtitles لم أتحمل مجرد التفكير بأن أفقدك مجدداً هل تعرفين قدر الألم الذي أشعر به الآن؟
    Bu güce sahip olmasına dayanamazdım. Open Subtitles لم أستطع تحمل تهديدها لي.
    Bu baskıya dayanamazdım. Open Subtitles أنا لم أستطع تحمل الحرارة
    O kadar çok kardeşimi yitirdim ki seni de kaybetmeye dayanamazdım! Open Subtitles لقد فقدت العديد من الأخوة و لن اتحمل فقدانك
    Düşündüm de Fry eğer seni keybetseydim, sanırım ben de dayanamazdım. Open Subtitles لقد كنت أفكر لو أني فقدتك لما كنت استطيع أن اتحمل هذا مثلك
    Seninle bebek Diego'yu aynı günde kaybetmeye dayanamazdım sanırım. Open Subtitles ففقدانك أنت و دييغو الصغير في يوم واحد أمر يفوق الاحتمال
    - Hadi ordan! - Daha fazla dayanamazdım. Open Subtitles انت تمزح- لم استطع الاحتمال اكثر-
    Ondan ayrılmaya dayanamazdım. Open Subtitles لقد تركت وظيفتها إذ لم أكن أحتمل فراقها
    Daha fazla sohbet etmeye dayanamazdım. Open Subtitles لا أحتمل مزيدًا من الحديث
    Yapamam seni benden bir daha almalarına asla dayanamazdım. Open Subtitles لاأستطيع.. لا يمكنني التحمل أن تُأخذ مني مجدداً.
    Buradan gitseniz dayanamazdım. Open Subtitles لم أكن لأستطيع التحمل لو أنك غادرتنا
    Aramızdaki mesafeye artık dayanamazdım. Open Subtitles . لم أستطع أن أتحمل البعد بيننا بعد الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more