İnsanların onlar hakkında bir şey yazmamasının bir nedeni var. Yazmaya değecek bir şey yapmıyorlar. | Open Subtitles | هُناك سببٌ أنكم أيها الناس لم تكتبوا عنهم إنهم لم يفعلوا شيئاً يستحق الكتابةً بشأنه |
İnsanların onlar hakkında bir şey yazmamasının bir nedeni var. Yazmaya değecek bir şey yapmıyorlar. | Open Subtitles | هُناك سببٌ أنكم أيها الناس لم تكتبوا عنهم إنهم لم يفعلوا شيئاً يستحق الكتابةً بشأنه |
Birini öldürmeye değecek bir şey gibi durmuyor. | Open Subtitles | لا يبدو هذا وكأنّه شيء يستحق القتل لأجله |
Ne yapacağınıza karar vermeye çalışırken kurtarmaya değecek bir şey kalmayabilir. | Open Subtitles | واذا ما كان في الوقت الذي سينتهي فيه كل شيء سيكون هناك أي شيء يستحق الإنقاذ |
- 1077 belgesine değecek bir şey. | Open Subtitles | انه شيئ يستحق ان توقع ال1077 |
Ona ölmeye değecek bir şey yaptığımı söyleyin. | Open Subtitles | أخبرها بأنني مت وأنا أقوم بشيء جدير |
değecek bir şey buldun mu? | Open Subtitles | اذن، هل وجدت أي شيء جدير بالحفر؟ |
Söylemek istediğim, neden değecek bir şey okumuyorsun? | Open Subtitles | كل ما أقوله لمَ لا تقرأينَ شيئاً يستحق القراءه؟ |
Şimdi ya vaktime değecek bir şey söyle ya da git hayvanını koklaya koklaya bul. | Open Subtitles | الآن, إما قولي شيئاً يستحق وقتي أو إذهبي للشم وراء حيواناتك أو عودي كما تشائين مباشرة إلى |
Hatta, bir keresinde bana, "iyi ve hazır olduğumda savaşacağım uğrunda savaşmaya değecek bir şey olduğunda savaşacağım" demişti. | Open Subtitles | في الحقيقة, اخبرني مرة"انا ساُقاتل عندما اكون مُستعد". "ساُقاتل عندما اجد شيئاً يستحق القتال له" |
Ancak şu andan itibaren yaşamaya değecek bir şey yok. | Open Subtitles | من الآن فصاعدة، ليس هناك .أيّ شيء يستحق العيش من أجله |
Rip bizi ilk yanına aldığında çalmaya değer bir şey olup olmadığına bakmak için burayı karış karış araştırdım ama çalmaya değecek bir şey yoktu. | Open Subtitles | في بداية تجنيدنا، دأبت على فحص كل شبر في هذه المركبة بغية إيجاد شيء يستحق السرقة، فلم أجد، لنخرج من هنا |
Eğer değecek bir şey varsa, yarın nasıl olsa hatırlarız. | Open Subtitles | .اذا وجد شيء يستحق المتابعة سنتذكره غدا |
Konuşmaya değecek bir şey değil. | Open Subtitles | لا شيء يستحق الحديث عنه |
Öldürmeye değecek bir şey. | Open Subtitles | شيء يستحق القتل من اجله |
- 1077'i imzalamaya değecek bir şey. | Open Subtitles | انه شيئ يستحق ان توقع ال1077 |
Ona ölmeye değecek bir şey yaptığımı söyleyin. | Open Subtitles | أخبرها بأنني مت وأنا أقوم بشيء جدير |
Bu görkemli yere değecek bir şey bulmalıyım. | Open Subtitles | أحتاج إلى شيء جدير بهذا المكان المهيب. |
Vaktime değecek bir şey bul. | Open Subtitles | أعثر لي على شيء جدير بوقتي |