Bu yüzden, ülke ve köylerin benim için pek bir değeri yok. | Open Subtitles | البلاد والقرى التي لا تعني لي شيئاً أصلاً |
Bedenimin hiçbir değeri yok. Onunla ne istersen yapabilirsin. | Open Subtitles | جسمي لا يساوي شيء يمكنك أن تفعل ما تحب معه |
Çok geçmeden anladık ki bunların tıbbi bir değeri yok. | Open Subtitles | وفي القريب إكتشفنا بأن لا قيمة لها طبياً. |
İngilizlere teslim olmayıp ölenlerin... fedakarlıklarının bir boks maçı kadar değeri yok demektir. | Open Subtitles | من ماتوا ومن لن يستسلموا للبريطانيين لا تساوي تضحياتهم هذه مباراة ملاكمة لعينة |
Ona sunduğun hiçbir şeyin değeri yok. | Open Subtitles | إن كل ما تعرضينه علىّ بلا قيمة |
Hayatımızın o kadar değeri yok dediğinde bırakacağım. | Open Subtitles | حين تجد أنّ حياتنا لا تستحق هذا المبلغ، أخبرني، فأوقف المزايدة |
Göz ardı ettiğimiz sorunlarla kıyaslandığında söylediklerinizin hiçbir değeri yok. | Open Subtitles | مقارنة بالمشكلة التى سأتحدث عنها، ما تقولونه الأن لا يستحق الإهتمام. |
İstediğin adli muhasebeciye inceletebilirsin. Onların bir değeri yok. | Open Subtitles | يمكنك طلب أي محاسب عدلي ليتحقق منها إنها عديمة القيمة |
Bana bu yaptığından dolayı hayatımın artık değeri yok! | Open Subtitles | حياتي الآن لا تعني شيئا بعد ما عملتيه بي |
Yılların birikimi tecrübelerimin bir değeri yok mu? | Open Subtitles | سنوات خبرتي المصرفية لا تعني شيء؟ |
Sözleriniz, garantileriniz... Bunların hiçbir değeri yok. | Open Subtitles | جميع وعودك وضماناتك لا تعني شيئاً |
Hiç bir şey. Başarının kendisinden başka değeri yok. | Open Subtitles | لا شئ ، لا يساوي النجاح شيئاً سوى النجاح ذاته |
Bence bok kadar değeri yok ya. | Open Subtitles | -حسناً أريده حياً.. إنها لا يساوي شيئاً بالنسبة لي وهو ميت.. |
Aslında hiçbir değeri yok. | Open Subtitles | :في الواقع لا قيمة لها صندوق مجوهرات صغير |
Bu günlerde paranın pek değeri yok. | Open Subtitles | لا قيمة كبيرة للمال هذه الأيام |
Altındaki tablo kadar değeri yok, bunu o da biliyor. | Open Subtitles | قيمتها لا تساوي القماش الذي رسمت عليه وهو يعلم ذلك. |
Ping pong topunun bir değeri yok. | Open Subtitles | كرة تنس الطاولة لا تساوي شيئاً. |
Artık hiçbir değeri yok. | Open Subtitles | إنّها بلا قيمة الآن |
Hayatımızın o kadar değeri yok dediğinde bırakacağım. | Open Subtitles | حين تجد أنّ حياتنا لا تستحق هذا المبلغ، أخبرني، فأوقف المزايدة |
Bana yazdığın o çeki de nakde çevirmemiştim yani üzerine yazıldığı kağıt kadar bile değeri yok. | Open Subtitles | لن أتمكن من صرف ذلك الشيك قط. إنه لا يستحق الورقة التي كُتب عليها، |
Şimdi senin için bir değeri yok ama benim için var. | Open Subtitles | هي عديمة القيمة الآن لكم، لكن ليس لي. |
Tabi satamazsınız. Bu L.A. ıvır zıvırlarının burada hiçbir değeri yok. | Open Subtitles | هذه البهرجات الـ لوس أنجلوسية ليس لها قيمة هنا |
Onların canlarının burada hiç bir değeri yok. | Open Subtitles | حياتهم ليس لها قيمه وهم على هذا الشكل |
Sizin için bir değeri yok. | Open Subtitles | 13,687 إنها لا تسوى شيء بالنسبة لك ولكنها كل ما تركه لنا |
Kafenin askeri bir değeri yok. | Open Subtitles | لا توجد قيمة عسكرية بهذا المقهى |
Seni beceren erkeklerin hiç değeri yok. | Open Subtitles | الرجال أن اللعنة عليك أرين أبوس]؛ ر يستحق لعنة. |