Fakat biliyorsunuz ki gümüş, saygı ve adaletten çok daha değerlidir. | Open Subtitles | ولكن من الصعب أن تكون الفضة أكثر قيمة من الشرف والعدالة |
Kocanızın icat etmiş olduğu şu formül doğru ellerdeyse oldukça değerlidir. | Open Subtitles | المعادلة التي صنعها زوجك قيمة جداً جداً إذا وصلت للأيدي الصحيحية |
Su değerlidir. | Open Subtitles | قبل أن تبدأوا برش الماء فى كل مكان فالماء ثمين |
Burada her yaşam değerlidir, yabancıların yaşamları bile. | Open Subtitles | هنا ، نعتقد أن كل حياة ثمينة حتى حياة الغرباء |
İlk su şişesi, herhangi bir miktar elmastan daha değerlidir. Ama er ya da geç, ihtiyacın olan tüm suyu alırsın. | TED | عبوة المياه الأولى تساوي لك أكثر من أي كمية الماس، ولكن في نهاية المطاف ستحصل على الماء الذي تريد. |
Ayrıca, her hayat Tanrı'nın gözünde değerlidir, biliyor musun? | Open Subtitles | بالإضافة، حياة كل شيء حي غالية عند الله، أتعلمين؟ |
"İyi bir komedi" çok değerlidir. | Open Subtitles | كموديا جيدة كما تَقول ، إنه يساوي وزنُه ذهبِ. |
Her tecrübe değerlidir, ve evlilik de bir tecrübedir. | Open Subtitles | كل تجربة لها قيمة و الزواج ما هو إلا تجربة بالتأكيد |
Gerçekler ancak anlaşılır, özlü ve doğru olduğunda değerlidir. | Open Subtitles | تكون هناك قيمة للحقائق عندما تكون واضحة و موجزة و صحيحة |
Düşünüyorum da, Belki bir liderden ziyade bir sembol olarak bizim için daha değerlidir. | Open Subtitles | كُنت أفكر إنه من المُمكن أن يكون أكثر قيمة بالنسبة لنا |
Bütün hayatım bu kutunun içinde. Kargoya vermek için çok değerlidir. | Open Subtitles | الشيئ الموجود في هذا الصندوق انه ثمين جداً |
Çok değerlidir. Onunla birlikte patlamasına izin veremezdim. | Open Subtitles | انه ثمين للغايه اتعلمين كنت لن ادع ذلك يتفجر معه |
Seninle çalışabilirim, ama zamanım değerlidir. | Open Subtitles | استطيع ان اساعدك و لكن وقتى ثمين , اذا ذهبت مرة |
Bu saat som gümüş. Bu çok değerlidir. | Open Subtitles | هذه الساعة من الفضة الخالصة إنها فخمة و ثمينة |
Meyve veren ağaçlar çok değerlidir. Öyle ki çoğu maymun bölgesini sahiplenir. | Open Subtitles | لأن الأشجارَ المثمرةَ ثمينة جداً العديد مِنْ القرودِ الإقليمية |
- Bu doğru. O normal bir saat değil. - Muhtemelen 10 bin dolardan değerlidir. | Open Subtitles | ــ تلك هي الحقيقة ــ من المحتمل أنها تساوي أكثر من 10 آلاف |
Ayrıca insanoğlu, Allah'ın yarattığı... en üstün varlıktır ve değerlidir. | Open Subtitles | و البشر هم أعلى المخلوقات و حياة الإنسان غالية فهي من خلقه |
Bu para politikada on katı daha değerlidir. | Open Subtitles | هذا المبلغ يساوي 10مرات قيمته كرأسمال سياسي ماذا؟ |
Bunların hepsi gerçekten o küçük masum PIN ile ilgili ki eminim o da burada bulunan her şeyden daha değerlidir. | Open Subtitles | لكن الرقم السري شيء حقيقي وأراهن أنه أغلى من كل شيء آخر |
Olaylara düşmanın gözüyle bakabilmek çok değerlidir. | Open Subtitles | أن تكون قادرا على الرؤية من خلال عيون أعدائك شىء قيم |
Ondan alacakları bilgiler düşmanlarımız için çok değerlidir. | Open Subtitles | المعلومات التي يستطيعون إخراجها منه ستكون قيّمة لدى أعدائنا |
Sonrasında şu kanaate vardım ki her hayat değerlidir. | Open Subtitles | كنت قد آمنت بأن كلّ الحيوات نفيسة |
Feitsui yeşimi, ki bir koleksiyoncu olarak özel ilgi duyarım, aşırı derecede değerlidir. | Open Subtitles | وانا كجامع للتحف, مهتم بوجه خاص بهذه الجوهرة ال فيتسوى ذات القيمة العالية جدا |
Bir kadının sezgisi, laboratuarlardan daha değerlidir. | Open Subtitles | حدس المرأه ذو قيمه أكبر من كل هذه المختبرات |
Benim çocuğum daha değerlidir kalbimde ona bir yer var. | Open Subtitles | انت يا طفلتي ، هو أثمن شيء لي في ذلك العالم |
Olasıklar öyle değerlidir ki insanı kadere ve daima bizi kollayan birilerinin olduğuna inandırabilir. | Open Subtitles | الفرصه تاتى غاليه لدرجه انها تجعل الفرد يؤمن بالاله لدرجه انه يوجد شخص بالخارج يعتنى بك |
Burada her yaşam değerlidir, yabancıların yaşamları bile. | Open Subtitles | كل حياه ثمينه و لها قيمتها حتى حياة الأغراب |