Öğrencilerde olan böyle değişiklikleri her gün görüyorum. | TED | أرى كل يوم هذه التغييرات يحدث في هؤلاء الطلاب. |
Tekrar, iki dakika ve bu değişiklikleri elde ediyorsunuz. | TED | لذا مرة أخرى، دقيقتين، وستتمكن من الحصول على هذه التغييرات |
Herhangi iki günü karşılaştırarak gezegendeki köklü değişiklikleri kendiniz görebilirsiniz. | TED | يمكنك مقارنة أي يومين وانظر التغييرات الدرامية هذا يحدث حول كوكبنا. |
Ve yeni beceri ve yetenekler edinilirken ortaya çıkan değişiklikleri izlemeye çalışıyoruz. | TED | ونحن نحاول تتابع التغيرات التي تحدث عند اكتساب المهارة أو القدرة الجديدة. |
Alıcı ışığın şiddetinde oluşan küçük ve ince değişiklikleri bir elektrik sinyaline dönüştürüyor. | TED | المستقبل سوف يحول هذه التغيرات الصغيرة و الطفيفة في المدى التي نوجدها هناك الى اشارة كهربية |
Buralardaki geç kalmış değişiklikleri yapabilecek yeteneğe sahip olduğunu kanıtlara erdirmiş birisi. | Open Subtitles | شخص أثبت ان لديه القدرة اللازمة لاحداث تغييرات حقيقية في هذا المنصب |
Tabi, tabi... Ani ruhsal değişimler, duygusal ve diğer kişilik değişiklikleri. | Open Subtitles | نعم، نعم، وتقلب المزاج، والعاطفة أو أي تغيرات أخرى في الشخصية |
1980’lerin sonunda 1990’ların başında, onların değişiklikleri Kanner’ın sığ modelini Asperger’in geniş ve kapsamlı modeliyle değiştirerek yürürlüğe girdi. | TED | في أواخر الثمانينات وأوائل التسعينات، دخلت التغييرات الخاصة بهم حيز التنفيذ، مقايضين نموذج كانر الضيق بنموذج أسبرحر الواضح والشامل. |
Fakat gereken bilgiler ulaşılabilir olduğunda, CRISPR teknolojisinin bize bu değişiklikleri yapabilme imkanını sunacağını bilmek oldukça önemli. | TED | ولكن من الجدير بالذكر أن تقنية كريسبر تمثل أداة لإحداث مثل تلك التغييرات بمجرد حصولنا على تلك المعلومات |
Ama bunu sürdürmek için, değişiklikleri ölçeklendirmek gerekiyor. | TED | و لكن للحفاظ على هذه ، التغييرات الواسعة والحفاظ عليها. |
Birlikte ülkemizin hizmet dağıtımını etkileyen değişiklikleri uygulamaya başladık. | TED | وبدأنا معًا في تنفيذ التغييرات التي أثرت على توصيل الخدمات لبلدنا. |
Mağdurları destekleyebiliriz. Bu yasal, bireysel ve teknolojik değişiklikleri yaparak bazı gizlilik ihlallerini önleyebiliriz. | TED | يمكننا دعم الضحايا، ويمكننا منع بعض انتهاكات الخصوصية من خلال تحقيق هذه التغييرات القانونية والفردية والتكنولوجية. |
Bir çocuğun beyninde, genel anlamda hareket davranış becerilerinin edinimi yoluyla oluşan değişiklikleri düşünün. | TED | فكّروا في التغييرات التي تحدث في دماغ طفل خلال فترة الحصول على قدرات الحركة بشكل عام. |
Şimdi bize bir de ceza kanunundaki değişiklikleri açıklar mısınız? | Open Subtitles | والآن، هـلّ يمكن أن تَصف لنا التغييرات التي طرأت على القانون الجنائي؟ |
Pekala, biz kaçınılmaz değişiklikleri düşünmeliyiz. | Open Subtitles | بالطبع، بعض التغييرات الشخصية يمكن فقط توقعها |
Şu anda sahip olduğumuz araçlar beyindeki bu değişiklikleri, semptomlar ortaya çıkmadan çok önce, daha erken tespit etmemize izin veriyor. | TED | الأدوات التي لدينا تمكننا من إكتشاف تلك التغيرات الدماغية بشكلٍ مبكر، قبل ظهور الأعراض. |
Peki ya problem bu uygulamalarda değil de, fizyolojik değişiklikleri dürtükleyen temeli oluşturan varsayımlarsa? | TED | ولكن ماذا إذا كانت المشكلة ليست بالتقنيات، لكن الافتراض الأساسي هو أن الكذب يحفّز التغيرات الفيزيولوجية؟ |
Rahat ve huzurlu hissettiği anları izle Sonra stres altındaykenki davranışsal değişiklikleri not al. | Open Subtitles | راقبيه عندما يكون مسترخيا وغير منتبه ثم لاحظي التغيرات الحاصلة عند التوتر |
Şeker hastalığını ve Alzheimer'ı yok edecek, kanser riskini azaltacak, felçleri sıfıra indirecek genetik değişiklikleri yapabilseydiniz? | TED | ماذا لو كنت تستطيع عمل تغييرات جينية للتخلص من السكري و الألزهايمر أو تقليل خطر السرطان أو التخلص من السكتة ؟ |
Ve şimdi vahşi yaşamda tüm dünyadaki hayvanların genetik yapılarında büyük değişiklikleri hızlandırıyor. | Open Subtitles | والآن كل شيء أصبح جامحاً وتُسرّع تغيرات كبيرة للتركيب الجيني للحيوانات حول العالم |
Sizin yapmak istediğiniz anayasa değişiklikleri hakkında düşüncelerim var. | Open Subtitles | لديّ بعض الأفكار حول هذه التعديلات التي إقترحتموها |
Goddard için Uçanbisiklet değişiklikleri. İkinci prototip. | Open Subtitles | تعديلات النموذج الثاني لكلبى الالى جودارد |
Eğer iklimdeki değişiklikleri tahmin edemeseydiler, sellerle başarısız olacaklardı. | Open Subtitles | لم يتمكنوا من التنبؤ بتغير المناخ والمواعيد التى لا تسقط بها الأمطار |
Ya da yeni birisi için gerekli değişiklikleri yapıyordur. | Open Subtitles | او تقوم بتغييرات ضرورية لتستعد لعلاقة جديدة |
New York'ta düzenlenen 169. İklim değişiklikleri Konferansı'ndan... | Open Subtitles | من المؤتمر الـ 169 للتغير المناخي للأمم المتحدة هنا في نيويورك |
Evet, sadece bazı son dakika değişiklikleri yapıyorum. | Open Subtitles | أجل ، أنا فقط أقوم بالتعديلات الأخيرة |