"değişmeyen" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا يتغير
        
    • لم يتغير
        
    • الثابت
        
    • لا تتغير
        
    Eddie için gerçek, ancak değişmeyen, her zaman sabit kalandır. Open Subtitles الواقع بالنسبة لإيدي هو فقط الذي لا يتغير, الثابت بشكل تام
    Sanırım hayatta değişmeyen tek şey, Open Subtitles اعتقد ان الشيء الوحيد الذي لا يتغير في الحياة
    Hayatındaki değişmeyen tek şey ben olmak istiyorum. Open Subtitles أحب أن أكون الشئ الوحيد فى حياتها الذى لم يتغير
    Ülkenin her yerinde görev yapmıştım. Bu süre boyunca değişmeyen tek bir şey vardı: Open Subtitles تم وضعي في كل الأماكن الصعبة في العالم بأكمله، وهناك شيء واحد لم يتغير
    Zira eğer sabit, daimi ve ne olursa olsun hayatınız boyunca değişmeyen bir özünüz olduğunu düşünürseniz bir anlamda kapana kısılmış olursunuz. TED لأنه إذا كنت تعتقد أنك تمتلك هذا الجوهر الثابت اللا متغير طوال حياتك مهما حدث، فإنك قد تم خداعك.
    Uzun süre boyunca Avustralya'nın kurak değişmeyen, izole olmuş bir yer olduğu düşünüldü. Open Subtitles لزمن طويل ، ثمة إعتقاد أن ، أسترايا ، جافة ، لا تتغير ، معزولة
    Bak tatlım, seni seviyorum ama değişmeyen biri varsa o da sensin. Open Subtitles انظري ، يا عزيزتي أنا أحبك ولكن الشخص الوحيد الذي لا يتغير هنا هو أنت
    Hiç değişmeyen, bir korku ve işkence anında mahsur kalmış, ...ama ya öyle değilse? Open Subtitles الذي لا يتغير أبدا عالقا في لحظةٍ من الخوف و العذاب لكن ماذا لو أنها ليست كذلك
    değişmeyen kazancım. Tanrım, bu gerçekten saçma bir şey. Open Subtitles دخلي الذي لا يتغير ابدا هذا مثير للسخريه
    Bilmiyorum. Yeterince değişmeyen bir şeyler hakkında bir konuydu. Open Subtitles لا أعرف، شيء حول لا يتغير بما يكفي.
    değişmeyen tek bir şey var. Open Subtitles هناك شيء واحد لا يتغير.
    "Ancak değişmeyen şey onun bir müttefik askeri ve benim dedem olmasıydı." Open Subtitles لكن ما لا يتغير هو حقيقة (أنه كان جندياً (كونفيدريت وجدي
    Ülkenin her yerinde görev yapmıştım. Bu süre boyunca değişmeyen tek bir şey vardı: Open Subtitles تم وضعي في كل الأماكن الصعبة في العالم بأكمله، وهناك شيء واحد لم يتغير
    Çok sular aktı, ama değişmeyen şey, ne zaman sana ihtiyacı olsa seni arkadaşı olarak gören ama en ufak bir şüphe, hayati olabilir. Open Subtitles الكثير تغيّر منذ ذلك الحين، لكن ما لم يتغير هو حينما يحتاجك الرجل الأول وبعد ذلك يُسميك صديق
    Ve bu arada, bu 25 yıldır değişmeyen bir şey. TED وعلى فكرة هذا لم يتغير منذ 25 سنة
    Tamam, hiç helikopter kullanmadı. değişmeyen başka ne var? Open Subtitles معك حق " بيلي ليشي " لم تطير بمروحية من قبل وماذا أيضاً لم يتغير ؟
    Hiç değişmeyen tek kişi sizsiniz. Open Subtitles أنت الشخص الوحيد الذي لم يتغير إطلاقاً
    "Şiddet, yara yerinde bile sık sık ters düşer Ancak değişmeyen tek şey onun, bir Rusyalı Kazak olmasıdır ve benim büyükbabam, hayatını kurtaran çocuk, Shtetl Borazancısıydı." Open Subtitles الخطورة كانت تختلف أحيانًا" حتى مكان الجرح أيضًا و لكن ما لم يتغير قط هو واقع
    Afrika gibi dinamik ve çeşitlilik gösteren bir kıtada değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu görüyorsunuz. TED في قارة ديناميكية ومتنوعة مثل إفريقيا، يبدو أحياناً أن الثابت الوحيد هو التغيير.
    değişmeyen tek şey değişimdir derler. Bu şimdi değişe... Farklılaşacak. Open Subtitles يقولون أن الثابت الوحيد هو التغيير كل هذا على وشك أن يكون مختلفاً
    Fizikçilerin işi, kültürden kültüre, zamandan zamana değişmeyen ve kozmostaki hakikati barındıran bu emirleri keşfetmektir. Open Subtitles وظيفة الفيزياء هي إكتشاف هذه الوصايا و التي لا تتغير من ثقافة إلى ثقافة أو من زمن إلى زمن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more