| Sen orada değildin, biz oradaydık ve polisler o dükkanda bizi bekliyorlardı. | Open Subtitles | أنت لم تكن هناك ، نحن كنا ، والشرطة كانت مستعدة لنا |
| Sen orada değildin, biz oradaydık ve polisler o dükkanda bizi bekliyorlardı. | Open Subtitles | أنت لم تكن هناك ، نحن كنا ، والشرطة كانت مستعدة لنا |
| Hayır, değildi. Asla da kolay olmamıştı. Sadece, o an için farkında değildin. | Open Subtitles | لا لم يكن, لم يكن ابداً سهلاً لكنك لم تكن مدركاً للأمر بعد |
| Çok sert vurmak zorunda değildin. Hiç tereddüt bile etmediğini fark ettim. | Open Subtitles | لم يكن يفترض أن تضرب بهذه القوة بخلاف أنه لم يتردد أصلا |
| Beni kurtarmak için gelmek zorunda değildin biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعلمين أنه لم يكن عليك العودة من أجلي أليس كذلك؟ |
| Yani, en azından daha önce bu işte yalnız değildin. | Open Subtitles | , أقصد , على الأقل سابقاً لم تكوني هكذا وحدكِ |
| Evliliğimizde bir ton hata yaptık ama sen o hatalardan biri değildin. | Open Subtitles | لقد ارتكبنا أطنانًا من الأخطاء في زواجنا لكنك لم تكن واحدًا منها |
| Bu sabah işe giderken planıma dahil değildin ama buradasın işte. | Open Subtitles | عندما غادرت متجهاً لعملي في الصباح لم تكن جزءاً من مخططي |
| Neler olduğunu sana anlatan biri. Yani sen orada değildin. | Open Subtitles | شخصٌ أخبركَ بما قيل وذلك يعني، أنّك لم تكن هناك |
| Goo Jae Hee midir nedir,o gelmeden önce, sen böyle değildin. | Open Subtitles | جو جاي هيي أو أيا كان، قبل أن تأتي،لم تكن هكذا |
| Krallığı yönetmeye uygun değildin ve emin ol bu kasabaya da uygun değilsin. | Open Subtitles | لمْ تكن مناسباً لإدارة المملكة و طبعاً لن تكون مناسباً لإدارة هذه البلدة |
| Sana karşı bir şeyler hissetmiştim, çünkü sen herkes gibi değildin. | Open Subtitles | أنني وقعت لك لأن أنك لم تكن مثل أي شخص آخر. |
| En son baktığımda sen de vejeteryan değildin. Bitti artık. | Open Subtitles | أنت لم تكن نباتيا في أخر مرة تفقدت ذلك لقدانتهيهذا، |
| Tek öğrenmek istediğim, neden sen olman gereken yerde değildin? | Open Subtitles | أريد أن أعرف فقط لماذا لم تكن حيث يفترض بك |
| Sen burada değildin ve nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | انت لم تكن هنا لذلك لا تعرف كيف كان الوضع |
| Sen sanki az jöle manyağı değildin, her hafta bir kutu giderdi herhalde. | Open Subtitles | لم يكن هناك أنبوباً من الهلام في الألف ميل التي كان في سلام |
| Biliyorum sınırı aştım ama beni böyle küçük düşürmek zorunda değildin. | Open Subtitles | أتفهم أني تجاوز الحدود، لكن لم يكن عليكما إحراجي بهذه الطريقة. |
| Bahsi kaybettiğimde sen buralarda değildin, o yüzden muaf sayılırsın. | Open Subtitles | لم تكوني على الجزيرة عندما خسرت الرهان ..لذا فأنتِ مستثناة |
| Sen Hastings'i ne bileceksin? Daha o zaman burada bile değildin. | Open Subtitles | لم تُقَاتِل في موقعة هاستينجز لم تكُن موجوداً حتى في هذا البلد حينذاك |
| Üzgünüm ama buna hazırlıklı olmayan tek sen değildin. | Open Subtitles | آسف، لكنكِ لستِ الشخص الوحيد الّذي لم يكن مستعد لذلك. |
| Hayır, sen değildin! Eşlerimizin ne kadar cesur olduklarını tartıştığımızı hatırlamıyor musun? | Open Subtitles | لا إنه لم يكُن أنتَ , أتتذكر عندما تحدثنا عن مدى شجاعة زوجتنا ؟ |
| Doğrusu, lisedeyken, bana karşı en zalimce davranan sen değildin. | Open Subtitles | أنت في الحقيقة ، لستَ قاسياً مثلما كنتَ في الثانوية |
| Demek 12 konsey üyesi öldü. Sen belediye başkanısın. Neden o toplantıda değildin? | Open Subtitles | مات 12 عضوًا من المجلس، وأنتِ العمدة فلمَ لمْ تكوني حاضرةً ذلك الاجتماع؟ |
| Sanırım sen popüler değildin. Seni görmek ne güzel. Harika görünüyorsun. | Open Subtitles | اعتقد انكِ لم تكونى كذلك من الرائع ان اراك تبدين رائعة |
| Almak zorunda değildin, Ama teşekkürler | Open Subtitles | أنت ما كَانَ لِزاماً عليكَ أَنْ تَحْصلَ عليني أيّ شئَ. شكراً. |
| - Biz demek istedim. - Orada değildin bile. | Open Subtitles | قلتُ "نحن" سويةً - أنتَ لمْ تكُ هنالكَ حتى - |
| Bu hafta beş akşam evde değildin. | Open Subtitles | لم تكونِ بالبيت خمسة ليالي بهذا الأسبوع. |
| Ayrıca cinayet sırasında onun hastası değildin. | Open Subtitles | وكما أنتِ لم تكونين تحت رعايتها أثناء وقوع الجريمة |
| ve ben seni dürüst tutmaya çalışıyorum ki öyle değildin, değil mi? | Open Subtitles | أنا أحاول أن أبقيك صادقه حيث أنكِ لم تكوني كذلك أليس كذلك؟ |
| Maç bitti ama sen orada değildin, ben de Johnny'yi eve getirdim. | Open Subtitles | حسناً، انتهت المباراة، ولم تكوني موجودة، لذلك أخذت جوني إلى المنزل بنفسي. |