Bu hızla süregelen gelişme günümüzde Çin'in yakasını bırakmayan kirliliğe de büyük ölçüde neden oldu. | TED | وهذا التطور سريع الخطى كما ساهم بشكل كبير في التلوث وهذا الذي يخيف الصين اليوم. |
Bir zamanlar güvenlik görevlisi olarak çalışmıştım Memphis'de, büyük bir ofis binasında. | Open Subtitles | عملت كحارس أمن لفترة طويلة مكتب مبنى كبير في " ممفيس " |
Bu senin düşündüğünden de büyük. | Open Subtitles | يجب أن تعرفي شيئاً واحداً أن هذا أكبر مما تعتقدي |
Bundan pek de büyük değil, aslında. Hiç arkadaş canlısı da değil. | Open Subtitles | انه ليس اكبر من هذا في الحقيقة ليس لطيفا |
Bu durum, Antarktika ve yukarıda Kuzey Yarım Küre'de büyük buzulların oluşmasını sağlıyor. | TED | و هذا يسمح بتشكل جبال جليدية كبيرة في أنتاركتيكا. و في نصف الكرة الشمالي |
Evet, hepsi de büyük ekran. | Open Subtitles | بلى، وكلّها بشاشات كبيرة أيضاً |
Şimdi, birçoğunuzun bildiği üzere komşu kasabamız Woodbury'de büyük bir Hollywood filmi çekiliyor. | Open Subtitles | كما يعرف الكثير منكم، يتم تصوير فيلم هوليودي كبير في بلدة "وودبيري" المجاورة. |
Ve sadece kara delikler de değil, aynı zamanda evrendeki herhangi büyük bir karışıklık bu -- ve hepsinin en büyüğü de büyük Patlama. | TED | و لا يطبق ذالك سوى على الثقب السوداء، بل أيضا على أي إضطراب كبير في الكون -- و أعظمها جميعا هو "الإنفجار العظيم" |
Dört ay sonra ise gördüğünüz bu sanatçı PA: ve bu organizatör AM: Miami'de büyük bahçeli ama küçük bir eve çıktılar. | TED | وبعد أربعةِ أشهر، هذه الفنّانة "فيليب": وهذا المُنظّم "آجا": انتقلا إلى منزلٍ صغيرٍ فيه فناءٌ خلفيّ كبير في"ميامي" |
Bir şeyi bilmelisin. Bu senin düşündüğünden de büyük. | Open Subtitles | يجب أن تعرفي شيئاً واحداً الأمر أكبر مما تتخيلين |
Tamam. - Pekala, dinle. Bu şey, hepimizin düşündüğünden de büyük bir şey. | Open Subtitles | إسمع هذا الشيء أكبر مما اعتقده الآخرون كل دليل اتبعته ميت |
Uzayın derinliklerini görmemizi ve her zamankinden de büyük bir model kurmamızı sağladı. | Open Subtitles | وسمحت لنا بأن ننظر بشكل أعمق في الفضاء وأن نبني نماذج أكبر مما وجد من قبل |
Hayal edebileceğinden de büyük. | Open Subtitles | -انه اكبر من اى شىء يمكنك تخيله |
Bu Cleveland'den de büyük. | Open Subtitles | ان هذا اكبر من كليفلاند |
Aklımdaki görev çok büyük bir gizlilik ve de büyük cesaret ister. | Open Subtitles | المهمّة الّتي في بالي تتطلّب مهارة كبيرة في التّسلّل وقَدْرًا ليس بالقليل من الشّجاعة |
Chad'in ofisinde de büyük bir salıncak var. | Open Subtitles | تشاد لديه تصرفات كبيرة في مكتبه |
Hem güzel, hem de büyük bir tane. | Open Subtitles | مدهش، خوخة كبيرة أيضاً. |
Düşündüğümden de büyük sorunlarımız var. | Open Subtitles | لدينا مشاكلٌ أكبر ممّا توقّعتُ. |
- Hiç de büyük değil. - Değil mi? | Open Subtitles | انه ليس بذلك الكبر حقا ؟ |
Şimdi de büyük kıskanmaya başladı ve Aidan'ı arayıp aptalca bir şeyler yapmasından korkuyorum. | Open Subtitles | الكبير وأبوس]؛ [س] يتصرف غيور. وأخشى انه وأبوس]؛ ليرة لبنانية تدعو له أو تفعل شيئا غبيا. |
Tepede oturduğunu unutma ve bir de büyük annesi var. | Open Subtitles | لولا أنها تعيش على التل و معها جدتها أيضا ً |