Bak, onun ağabeyim olduğunu biliyorum, onu sevmem gerektiğini de biliyorum, ama bir şey var ki, onda güvenemediğim bir şeyler var işte. | Open Subtitles | وكان حدوث مشكلة أمراً حتمياً اسمع ، أعرف أنه أخي وأعرف أن عليّ أن أحاول وأحبه .. ولكن ثمّة ثمّة ما يقلقني حياله |
Pekala İngilizce'nin ikili seviyede nasıl olduğunu biliyorum ve görsel soyutlamasının nasıl göründüğünü de biliyorum ama tüm hayatım boyunca asla Rusça bir ikili görmedim. | TED | أنا أعرف الشكل الثنائي للإنجليزية، وأعرف شكلها التجريدي البصري، لكن لم أر في حياتي الشكل الثنائي للروسية. |
Hiç kimsenin sana tam gerçeği söylemediğini de biliyorum. İşte bu benim işim. Bu benim işim. | Open Subtitles | أعرف أيضاً أن أحداً لم يشرح لك ما يحدث لك، بالنسبة لي فهو عملي |
Ama ayrıca burada sıkışıp Dışişleri Bakanlığının Finch'i bulmasını beklediğimizi de biliyorum. | Open Subtitles | ولكني أعلم أيضا أننا عالقون هنا تنتظر وزارة الدولة ان تجد فينش. |
Sen ve ben masumuz. Bunu biliyorsun. Ben de biliyorum. | Open Subtitles | هاري , أنا وأنت أبرياء أنت تعلم هذا , وأنا أعلم هذا |
Kampanya paramın senden geldiğini biliyorum, ayrıca sana geri ödeyeceğimi de biliyorum, dolayısıyla sana borcum yok. | Open Subtitles | بالتأكيد أعرف أن حملتي الانتخابية قد حصلت على تمويل منك لكنني أعلم أيضاً بأنني سوف أعيدهم إليك، لذا لا أدين لك بشيء |
- Neden söylediğinizi de biliyorum. - Söyledim çünkü doğru. | Open Subtitles | وأنا أعرف سبب ما قلتيه قلت ذلك لأنها الحقيقة |
Ve seninle neden evlendiğini de biliyorum. Onun kadar inatçısın. | Open Subtitles | أنا أعرف أيضا لماذا تزوّجك لأنك عنيدة مثله |
Ve senin, onun özürüyle dalga geçmeyeceğini de biliyorum. | Open Subtitles | و أعلم أنك لن تقومي فقط بالعبث مع إعاقته |
Ve bana müebbet verdirmek için yemin ettiğini de biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أنك أخذت عهداً على نفسك لتعتقلني مدي الحياة |
Seni neden terk ettiğini de biliyorum. Dayanamadı. | Open Subtitles | وأعرف سبب رحيلها عنك لم تستطع تحمل الأمر |
Gösterini biliyorum, gerçekliğini, mükemmelliğini. Ama ayrıca insanların ne istediğini de biliyorum. | Open Subtitles | أعرف استعراضك ، فهو حقيقي ، ونموذج للكمال وأعرف أيضاً ماذا يريد الجمهور |
Ve iyi arkadaşın Rudolph Holloway'a ne olduğunu nereden geldiğini de biliyorum. | Open Subtitles | "و أعرف أيضاً عن صديقك الحميم "رادولف هالواي و من أين أنت |
Ama aynı zamanda gerçekçi olmam gerektiğini de biliyorum. | Open Subtitles | .. و لكن أعرف أيضاً أنه يجب أن أكون واقعية |
Ama bu muhalif değişim gücünü bugünün siyasetinin sevk etmeyeceğini de biliyorum. | TED | ولكني أعلم أيضا أن هذه القوة المانعة للتغير لن يتم التغلب عليها من قبل سياسات اليوم |
Nişan hediyesi olarak istediğini de biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك تريد ذلك كما اشتباك الحالي. |
Kampanya paramın senden geldiğini biliyorum, ayrıca sana geri ödeyeceğimi de biliyorum, dolayısıyla sana borcum yok. | Open Subtitles | بالتأكيد أعرف أن حملتي الانتخابية قد حصلت على تمويل منك لكنني أعلم أيضاً بأنني سوف أعيدهم إليك، لذا لا أدين لك بشيء |
Sebebini de biliyorum. Sınıf arkadaşlarına alay konusu olmamak için başını aşağıda tutuyorsun. | Open Subtitles | وأنا أعرف السبب، فالبقاء في الظل يجنبك سخرية زملائك في الفصل |
Bence de biliyorum, ama geçmişte bu konuda çok yanıldım, o yüzden... | Open Subtitles | أعتقد أني أعرف أيضا , لكني أخطات بشأن هذه الأمور في السابق .. لذا |
Biliyorum ve ablanın başına çorap örmeyi ne kadar sevdiğini de biliyorum ama bu sefer işe yaramayacak. | Open Subtitles | أعلم ، و أعلم أنك تحبين أن تسببي المشاكل لأختك ، .لكن هذا الأمر لن ينجح هذه المرة |
İşlerin ikimiz arasında çok da iyi gitmediğini de biliyorum. | Open Subtitles | ,وانا اعرف بان هذه الاشياء لم . تكن عظيمة بيننا |
Beni sevdiğini biliyorum. Seni sevdiğimi bildiğini de biliyorum. | Open Subtitles | ألان أعرف أنك تحبينى وأعلم أنك تعرفى أننى أحبك |
Senin aklın başka şeylerle meşgulken onun büyüdüğünü de biliyorum. | Open Subtitles | واعرف ان ابنك ينمو بينما انت مشغولة في امور اخرى |
Sana Ölüm duramazsın gibi Sadece de biliyorum. | Open Subtitles | أنت تعلمين كما أعلم أنه لا يمكنك أن توقفي الموت |
Otellerden nasıI nefret ettiğini de biliyorum. | Open Subtitles | كما أنني اعلم بمدى كرهك للفنادق |
Kendi ajanlarımızdan biriyle ilgili araştırmayı sürdürmenin siyasi intihar anlamına geldiğini de biliyorum. | Open Subtitles | لكني أعلم كذلك إنها ستكون بمثابة إنتحاراً سياسياً إن تم كشفنا بالتحقيق في أمر إحدى عملائنا |
Onu geçen hafta Roma'ya götürdüğünü de biliyorum. | Open Subtitles | أعرف إنك قد أخذتها إلى روما فى نهاية الاسبوع الماضي |