"de gerçekten" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالفعل
        
    ve siz belki de gerçekten kanser olan birinin sırasını almış olurdunuz. TED وستأخذون جميعًا مكانًا في تلك القائمة من شخص آخر قد يكون بالفعل مُصابًا بالسرطان.
    O bilimin Tanrı'nın var olduğunu gösterebileceğine inanıyor belki de gerçekten vardır. Open Subtitles فهو يعتقد أنه إن أظهر العلم أن الرب يمكن أن يكون موجوداُ فلعله موجود بالفعل
    Hoş hâlâ buralarda takıldığına göre, belki de gerçekten akıl hastasısındır. Open Subtitles رغم أنكِ لا تزالين هنا، مما يعني أنّكِ لربما تكونين مجنونةً بالفعل.
    Bu süreçte de gerçekten kalifiye birini bulana kadar sen bu işlere... Open Subtitles و في الوقت الحالي حتى نجد احداً بالفعل مؤهل
    Olduğunu sandığın kişi diğer insanların gördüğü kişi bir de gerçekten olduğun kişi. Open Subtitles ينظر شخصيتك على رؤية الاشخاص الآخرين والشخص الذي ما انت عليه بالفعل
    Bu sefer de gerçekten yapacaktı. Open Subtitles وأعتقدت بأنه كان سيفعلها مرةً أخرى، اعتقدت ذلك بالفعل.
    Belki de gerçekten güvenli bir yere sığınma ihtiyacım vardır. Open Subtitles ربما بالفعل أحتاج مكاناً آمناً في الوقت الحالي
    Bu dünyada dar alanlardan çıkabilen en iyi kişi sensin, ve ben de gerçekten dar bir alandaydım. Open Subtitles أنت الأفضل في العالم في الخروج من المواقف الصعبة، وأنا كنت في موقف صعب بالفعل.
    Peki yarattığınız bu projelerin aktiviteden faydalanmaya çalışan vejeteryan indie bir topluluk için değil de gerçekten dezavantajlı insanlar için olduğundan nasıl emin olabiliyorsunuz? TED وكيف يمكنك التأكد من أن المشاريع التي تقيمها هي بالفعل للمحرومين وليست من أجل نوع من جمهور لا يشاهد إلا الأفلام الهندية ربما ينتقل للسكن هناك ليستغل هذه المشاريع.
    Bazen, tıp veya teknolojide gerçekleştirerek sonuçları görüp, hesaplayabildiğimiz gibi, sanatın etkisini de gerçekten nasıl ölçebileceğimiz konusunda endişelenmeye başlıyorum. TED مرة من المرات بدأت أقلق من كيفية قياس تأثير الفن بالفعل كما نفعل في الطب والتقنية، حيث يمكننا رؤية النتائج ونقوم بحسابها.
    Buna iyi bir örnek araç paylaşım kulüpleridir ki ABD'de gerçekten tutulmaya başlandı, ve çoktan Avrupa'nın çoğu yerinde tutulmuş durumda ve bu duruma iyi bir örnek. TED إذاً أحد الأمثلة العظيمة هي النوادي لتقاسم السيارات، التي بدأت حقاً في الإنطلاق في الولايات المتحدة، وقد بدأت بالفعل في العديد من الأماكن في أوروبا، وهي مثال عظيم.
    Uyandığında belki de gerçekten bir şeyler olduğunu zannedecek. Open Subtitles حين تفيق ستعتقد أن شيئاً قد حدث بالفعل
    Yerinde yok. Belki de gerçekten gitti. Open Subtitles إنها ليست هنا ربما هي رحلت بالفعل
    Ben de gerçekten mallarla ilgili sorun var zannetmiştim. Acayip rahatladım. Open Subtitles ظننت أنه بالفعل أمر جردي، لقد ارتحت
    Belki de gerçekten eski sevgilisiydi. Open Subtitles ربما كانت صورة صديقته السابقة بالفعل.
    Belki de gerçekten bir aciliyet vardır. Open Subtitles قد يكون هناك أمرًا طارئًا بالفعل
    Tristan Harris: Bence de gerçekten ilginç. TED (هاريس): أعتقد أن هذا مثير بالفعل. هناك طريقة واحدة لفهم هذا، إذا كنت (يوتيوب) مثلًا،
    Sonucu öğrendiğimizde de bir kayıptaydık, Bob Staake tarafından gönderilen bu görsel de gerçekten çok ses getirdi. TED وعندما عرفنا النتيجة شعرنا بالفعل بالخسارة وهذه الصورة التي أُرسلت من قبل (بوب ستاك) مرة أخرى وكانت بالفعل في مكانها
    Özellikle de gerçekten hiçbirşey olmadığı için. Open Subtitles خاصة لأن لم يحدث شيء بالفعل
    Belki de gerçekten bir şey bilmiyordur. Open Subtitles أو لعلّه بالفعل لا يعلم شيئًا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more