Silah bir alettir, ötekilerden ne iyi ne de kötü, baltadan, kürekten veya başka birşeyden. | Open Subtitles | المسدس أداة وليس أفضل أو أسوأ من أي أداة أخرى كالفأس أو الرفش أو أي شئ |
Yapacağın en kötü şey. Tecavüzden de kötü. Queen! | Open Subtitles | أسوأ شيء انك يمكن أن تعمل أسوأ من الإغتصاب |
Tanrı'yla ilgili bir konuşma yaptık ve hiç de kötü gitmedi. | Open Subtitles | لقد حظينا لتونا محادثة الرب ولم يكن سيئاً على الإطلاق |
Hiç de kötü değil. | Open Subtitles | لتر , لم يكن سيئا على الاطلاق. رجل 1 : لقد حصل ذلك. |
Sanırım bir de kötü haber var. | Open Subtitles | وأظن ان هناك خبراً سيئاً أيضاً |
Dedim ki size bir iyi bir de kötü haberim var. | Open Subtitles | لقد قلت أنني بحاجة لإعطائك أخبار جيدة وأخبار سيئة. |
Size hem iyi, hem de kötü haberlerim var. | TED | لديّ في هذا الصّدد أخبار جيدة وأخرى سيئة. |
Eskiden her durumda bir iyi, bir de kötü tercih olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | اعتدت الاعتقاد بأن هناك خياراً جيداً وآخر سيئاً في كل موقف |
Ben de, kötü bir şey bulup bakalım öyle kazanır mıyız diyordum. | Open Subtitles | أعتقدت بأننا نأتي بشيء سيء لهم وسنرى أن كنا سنربح ذلك الطريق |
Budistler de kötü karmaya inanırlar. | Open Subtitles | البوذيين يؤمنون في نوايا السيئة أيضًا. |
Bu, annemizin bir aşk ilişkisi olduğunu öğrendiğimizden de kötü. | Open Subtitles | هذا أسوأ من تصورنا أن أمنا على علاقة بشخص غير أبي |
İkimiz de aynı yerden yola çıktık. İşler senin için de kötü gitti, benim için de. | Open Subtitles | كلانا بدأنا في نفس المكان، وكانت الأمور سيئة لك وسيئة لي |
Bu ön sevişmeden de kötü. LaGuerta ona niçin hiç soru sormuyor? | Open Subtitles | هذا أسوأ من المداعبة الجنسيّة لم لا تسأله أيّة أسئلة؟ |
-Tanrım, o Jack'ten de kötü. -Ekibinizin bir adı var mı? | Open Subtitles | رباه ، إنه أسوأ من جاك - هل لفريقك اسم ؟ |
Hayır. Hiç de kötü olmazdı. | Open Subtitles | لا ، لن يكون سيئاً على الإطلاق |
- Hiç de kötü değil, değil mi? | Open Subtitles | -هذا ليس سيئاً على الإطلاق، أليس كذلك؟ |
Onu kovmak hastane için de senin için de kötü olacak. | Open Subtitles | طرده سيكون سيئا على المستشفى وعليك. |
Sen de kötü oynadın sayılmaz. | Open Subtitles | حسناً، أنت لمْ تُبلِ سيئاً أيضاً. |
"Hem iyi hem de kötü haberlerim var" dedi | TED | حسناً قالت، " هناك أخبار سارة وأخبار سيئة. |
Pekâlâ millet, hem iyi hem de kötü haberlerim var. | Open Subtitles | حسناً أيها القوم، لديّ بعض الأخبار الجيّدة وأخرى سيئة. |
O gerçekten de kötü biri değil. | Open Subtitles | إنهُ ليسَ رجلاً سيئاً في الحقيقة |
Ben de kötü adam olduğumun farkındayım da ben de mağdurum yani. | Open Subtitles | وبالرُغم من أنني ظهرتُ كرجل سيء آنذاك، ولكن في الواقع، كنتُ الضحية. |
İkimiz de aynı yerden yola çıktık. İşler senin için de kötü gitti, benim için de. | Open Subtitles | كلانا بدأنا في نفس المكان، وكانت الأمور سيئة لك وسيئة لي |
Tamam, bir iyi bir de kötü haberim var. | Open Subtitles | حسنا لدي بعض من الأخبار الجيدة والأخبار السيئة.. |
Ben her zaman onun yanındaydım. İyi günde de, kötü günde de. | Open Subtitles | لقد كنت دائماً معه في الأوقات الجيدة والسيئة |
Otobüs beklediğimden de kötü çıktı. | Open Subtitles | أيها المدرب ، هذا أسوء مما كنت أتوقعه. |
Bu Dul Douglas'ın evinden de kötü. | Open Subtitles | يا إلهي هذا اسوء من منزل الأرملة دوجلاس |