"de kötü" - Translation from Turkish to Arabic

    • أسوأ من
        
    • سيئاً على
        
    • سيئا على
        
    • سيئاً أيضاً
        
    • وأخبار سيئة
        
    • وأخرى سيئة
        
    • سيئاً في
        
    • سيء
        
    • السيئة أيضًا
        
    • هذا أسوأ
        
    • وسيئة
        
    • والأخبار السيئة
        
    • والسيئة
        
    • هذا أسوء مما
        
    • هذا اسوء
        
    Silah bir alettir, ötekilerden ne iyi ne de kötü, baltadan, kürekten veya başka birşeyden. Open Subtitles المسدس أداة وليس أفضل أو أسوأ من أي أداة أخرى كالفأس أو الرفش أو أي شئ
    Yapacağın en kötü şey. Tecavüzden de kötü. Queen! Open Subtitles أسوأ شيء انك يمكن أن تعمل أسوأ من الإغتصاب
    Tanrı'yla ilgili bir konuşma yaptık ve hiç de kötü gitmedi. Open Subtitles لقد حظينا لتونا محادثة الرب ولم يكن سيئاً على الإطلاق
    Hiç de kötü değil. Open Subtitles لتر , لم يكن سيئا على الاطلاق. رجل 1 : لقد حصل ذلك.
    Sanırım bir de kötü haber var. Open Subtitles وأظن ان هناك خبراً سيئاً أيضاً
    Dedim ki size bir iyi bir de kötü haberim var. Open Subtitles لقد قلت أنني بحاجة لإعطائك أخبار جيدة وأخبار سيئة.
    Size hem iyi, hem de kötü haberlerim var. TED لديّ في هذا الصّدد أخبار جيدة وأخرى سيئة.
    Eskiden her durumda bir iyi, bir de kötü tercih olduğunu düşünürdüm. Open Subtitles اعتدت الاعتقاد بأن هناك خياراً جيداً وآخر سيئاً في كل موقف
    Ben de, kötü bir şey bulup bakalım öyle kazanır mıyız diyordum. Open Subtitles أعتقدت بأننا نأتي بشيء سيء لهم وسنرى أن كنا سنربح ذلك الطريق
    Budistler de kötü karmaya inanırlar. Open Subtitles البوذيين يؤمنون في نوايا السيئة أيضًا.
    Bu, annemizin bir aşk ilişkisi olduğunu öğrendiğimizden de kötü. Open Subtitles هذا أسوأ من تصورنا أن أمنا على علاقة بشخص غير أبي
    İkimiz de aynı yerden yola çıktık. İşler senin için de kötü gitti, benim için de. Open Subtitles كلانا بدأنا في نفس المكان، وكانت الأمور سيئة لك وسيئة لي
    Bu ön sevişmeden de kötü. LaGuerta ona niçin hiç soru sormuyor? Open Subtitles هذا أسوأ من المداعبة الجنسيّة لم لا تسأله أيّة أسئلة؟
    -Tanrım, o Jack'ten de kötü. -Ekibinizin bir adı var mı? Open Subtitles رباه ، إنه أسوأ من جاك - هل لفريقك اسم ؟
    Hayır. Hiç de kötü olmazdı. Open Subtitles لا ، لن يكون سيئاً على الإطلاق
    - Hiç de kötü değil, değil mi? Open Subtitles -هذا ليس سيئاً على الإطلاق، أليس كذلك؟
    Onu kovmak hastane için de senin için de kötü olacak. Open Subtitles طرده سيكون سيئا على المستشفى وعليك.
    Sen de kötü oynadın sayılmaz. Open Subtitles حسناً، أنت لمْ تُبلِ سيئاً أيضاً.
    "Hem iyi hem de kötü haberlerim var" dedi TED حسناً قالت، " هناك أخبار سارة وأخبار سيئة.
    Pekâlâ millet, hem iyi hem de kötü haberlerim var. Open Subtitles حسناً أيها القوم، لديّ بعض الأخبار الجيّدة وأخرى سيئة.
    O gerçekten de kötü biri değil. Open Subtitles إنهُ ليسَ رجلاً سيئاً في الحقيقة
    Ben de kötü adam olduğumun farkındayım da ben de mağdurum yani. Open Subtitles وبالرُغم من أنني ظهرتُ كرجل سيء آنذاك، ولكن في الواقع، كنتُ الضحية.
    İkimiz de aynı yerden yola çıktık. İşler senin için de kötü gitti, benim için de. Open Subtitles كلانا بدأنا في نفس المكان، وكانت الأمور سيئة لك وسيئة لي
    Tamam, bir iyi bir de kötü haberim var. Open Subtitles حسنا لدي بعض من الأخبار الجيدة والأخبار السيئة..
    Ben her zaman onun yanındaydım. İyi günde de, kötü günde de. Open Subtitles لقد كنت دائماً معه في الأوقات الجيدة والسيئة
    Otobüs beklediğimden de kötü çıktı. Open Subtitles أيها المدرب ، هذا أسوء مما كنت أتوقعه.
    Bu Dul Douglas'ın evinden de kötü. Open Subtitles يا إلهي هذا اسوء من منزل الأرملة دوجلاس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more