Eğer onu sana verdiyse, sen de karşılığında bişey vermelisin! | Open Subtitles | اذا اعطاكى هذا لابد انك اعطيتى له شئ فى المقابل |
Benim ve ailemin ortadan kaybolmamıza izin ver, ve ben de karşılığında senin ufak sırrını saklayayım. | Open Subtitles | دعنى أنا وعائلتى نذهب و فى المقابل سوف أخفى سرك الصغير |
Bunu sana vermem gerekiyormuş, sen de karşılığında bana bir şey verecekmişsin. | Open Subtitles | يُفترض أن أعطيك هذه ويُفترض أن تعطينى شيئاً فى المقابل |
O bize biraz verir, biz de karşılığında ona veririz. | Open Subtitles | وقال انه يعطي قليلا ، نقدم له شيئا في المقابل. |
Belki de karşılığında Tanrılar nihayet bize bir çocuk bahşeder. | Open Subtitles | ربما تمن علينا الآلهة أخيرا بطفل في المقابل |
Sen de karşılığında bendeniz Albert J. Stubbins'le takılıyorsun. Dördüncü sınıftan beri en iyi arkadaşınım. Evet. | Open Subtitles | وفي المقابل كنت مع سحب ستدبينز ألبرت ، أفضل صديق منذ الصف السادس. |
Bir başka alem için Mortal Kombat turnuvasında dövüş, ben de karşılığında... | Open Subtitles | قتال من أجل مملكة أخرى في دوري المورتال كومبات وفي المقابل |
Ama eğer bana yardım ederseniz, ben de karşılığında size yardım ederim. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت تريد مساعدتى أريد شيئاً فى المقابل |
Ama yıllar yılı sevgini paylaşıp, herkese verip de karşılığında bir tek şey bile göremeye göremeye... | Open Subtitles | ولكن أعنى أنه بعد كل هذه السنوات من العطاء والمشاركة... وعدم الحصول على شىء فى المقابل يضطر الانسان أن... |
Sen de karşılığında bana bir iyilik yapar mısın? | Open Subtitles | فى المقابل عليك اسداء معروف لي |
Alim efendilerin canı da. Ama ben de karşılığında bir şey istiyorum. | Open Subtitles | وحياة حكمائك، ولكني أيضا أريد شيئا في المقابل. |
Canım sana müesseseden bir şaşkınlık ikram ettiğime göre senin de karşılığında bana bir şey vereceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | عزيزي، عندما أعطيتك شيئاً يثيرك حقاً، ظننتك قد تعطني شيء في المقابل. |
Neyse, sen bana bu iyiliği yaparsan ben de karşılığında sana bir iyilik yaparım. | Open Subtitles | اه، بغض النظر، إذا كنت تفعل هذا لصالح بالنسبة لي، ثم سأفعل صالح لك في المقابل. |
Senin bana büyük bir iyilik yapman ve benim de karşılığında bir iyilik yapmam. | Open Subtitles | حيث تسديني خدمة وأسديك خدمة مهمة في المقابل |
Sen de karşılığında bize Monroe'yu verdin. | Open Subtitles | نذهب في مهمة إنتحارية من أجل أبن أخيك وأنتَ تعطينا (مونرو) في المقابل |
İki lüks oda tuttu. Masajlar ve Palm'da bir akşam yemeği dahil. Ben de karşılığında ona kurabiye yaptım. | Open Subtitles | لقد قامت بحجز غرفتين فاخرتين ، وتدليك وعشاء في البالم وفي المقابل صنعت لها بسكويت |