"dediğiniz gibi" - Translation from Turkish to Arabic

• كما قلت
• كما تقول
• كما قلتِ
• كما قلتي
• كما طلبت
• كما تقولين
• كما تقولون
• كما قُلت
• كما أخبرتني
• كما قلتما
• مثلما قلتي
• كما تقولوا
• كما قلتَ

Bazen o şekilde, sizin Dediğiniz gibi kendini beğenmiş görünebilirler.
ربما هم كذلك من وقت لآخر, يبدون كما قلت متعجرفين

Dediğiniz gibi, bu kalabalık, büyük bir kargaşa yaratıyorlardı,değil mi?
كما قلت هذا الحشد فعلوا الكثير من الضوضاء ؟ نعم

Ama aslında Dediğiniz gibi Bay Leonard. O sadece ıvır zıvır.
لكن في واقع الأمر، هو كما تقول سيد ليونارد ، قمامة

Eğer çocuk Dediğiniz gibi kabahatliyse, ki ben bu tür konularda Yüce Han'ın kararlarından asla şüphe etmem, o zaman ben de onun kadar suçluyum.
إذا كان الفتى مُلام كما تقول وأنا ليس لدي أي سبب للشك في حكم الخان الجيد في مثل هذه الأمور فأنا مُلام بقدر مساوٍ له

Gözümün korktuğunu söyleyemem. Dediğiniz gibi, heyecanlıyım.
لا أقول أني خائفا حقا أنا فقط متحمس بشدة، كما قلتِ

Dediğiniz gibi, hiç suçlanmadım.
كما قلتي سيدتي ، انا لم اكن ابداً المسئول

Dediğiniz gibi burada bekledim ama ama beni gördüğünde benimle boğuştu ve silahı ateşledi.
لقد انتظرت كما طلبت منى عندما راتنى ,أخرجت المسدس فتعاركنا لأخذه منها

Onların çadırını kontrol etmeye gittim fakat Dediğiniz gibi yine de başlamak istedim.
ذهبت إلى خيمتهما للإطمئان عليهما، لكنّني أردت البدأ على أيّ حال كما قلت.

Dediğiniz gibi 20. yüzyılda bu tür şeylerin varlığına nasıl inanılır.
كما قلت ، كيف يمكن حدوث شيء كهذا في القرن العشرين ؟

- Öyleyse, iki mermi ateşlendi, Dediğiniz gibi iki yaralı olmalı
لذا ، أطلقت رصاصتان ،أوقعتا جرحان كما قلت

İşiniz konusunda Dediğiniz gibi, Komiser, eminim benimki sizin sandığınız kadar ilginç değil.
كما قلت عن عملك ملازم عملك ليس بالإثارة التي أعتقدها

Eğer ortakyaşama hiçbir şey aktarmazsa, Dediğiniz gibi, boş bir vücut olur.
إن لم ينتقل شيء إلى المتكافل، من الممكن كما قلت أن يكون ناقل فارغ

Dediğiniz gibi, babasını kurtarmamız gerekiyor.
إلى أين تسرعين؟ كما قلت , علينا انقاذ أبيها

Dediğiniz gibi otoriteyle savaşmak Bay Gant, olmayan özgürlüğümüzdür.
إن مقاومة البلديات, كما تقول سيد جانت, هى حرية لا نتمتع بها

Leydi Stubbs, Dediğiniz gibi, sadece süslü biri değil, aynı zamanda son derecede zekidir.
ان الليدى ستابس بجانب كونها متزينة كما تقول, فانها شديدة المكر ايضا

Evet tabii, ama Dediğiniz gibi örtülü lafları bir kenara bırakırsak, bana yapmak istediğiniz bu olurdu öyle değil mi?
أجل بالطبع، ولكن بترك اللباقة جانباً كما تقول هذا ما كنت ستفعله معي، أليس كذلك؟

Dediğiniz gibi "pusulanız bozuksa" Majesteleri nasıI bu kadar emin olabilir?
كيف يمكن لجلالتكِ أن تكونين واثقة إذا، كما قلتِ "بوصلتكِ مكسورة"؟

Dediğiniz gibi, kendini bu şekilde ifade ediyor.
هذه هي طريقة آيدن في التعبير عن نفسه كما قلتي

Sizin için sakladım. Bana verdiğinizde Dediğiniz gibi aynen.
لقد احتفظت بها آمنة كما طلبت مني أول مرة

Ve görev görevlisi olarak, ben farkında değilim O, her zaman Dediğiniz gibi, bayan,
بصفتي حارس, أنا على علم, كما تقولين دائماً, سيدتي,

Ziyan edecek zamanınız yok, onun için Dediğiniz gibi, haydi başlayalım.
..لا يوجد وقت لنضيعهُ هنا يا قوم ...كما تقولون هيا لنَسّكر

Dediğiniz gibi, patentini almadan kimseye gösterme.
كما قُلت ، لم أريه لأى شخص حتى أحصل على براءة الإختراع

Dediğiniz gibi günlerdir paçalı don giyiyorum.
أصبحت أرتدي السراويل الواسعة كل يوم كما أخبرتني.

Dediğiniz gibi, eski karısından parayı saklamak istemişti.
كما قلتما , لقد أراد إخفاء النقود عن زوجته السابقة

Dediğiniz gibi, efendim, diğer öğrencilere davranıldığı gibi muamele görmek geleceğime odaklanmam için daha iyi olacaktır.
إذاً, مثلما قلتي, سيدتي, إنه حاسمٌ أكثر لو ركزت على مستقبلي .وتتم معاملتي مثل أي تلميذ آخر

Evet. Haklısınız. Tamamen sizin Dediğiniz gibi.
أجل، أنتم على حق إنه كما تقولوا بالظبط.

- Evet, ama Dediğiniz gibi, bu mümkün.
نعم، ولكن كما قلتَ فإن الأمر محتمل