"dedikoduyu" - Translation from Turkish to Arabic

    • الإشاعة
        
    • الإشاعات
        
    • الثرثرة
        
    • الاشاعات
        
    • النميمة
        
    • والقال
        
    • الشائعه
        
    • الاشاعة المغرضة
        
    Bu dedikoduyu kanıtlayıncaya dek, onun Lugash'a gitmesine izin veremeyiz. Open Subtitles حتى نحقق هذه الإشاعة بشكل أو بآخر. مهما كانت الظروف إسمح له للذهاب إلى لوجاش.
    Bu kutsal topraklara girmemin tek nedeni dedikoduyu Dedikoducu Kız'a senin yolladığını bilmemdir. Open Subtitles السبب الوحيد الذي جعلني أتعدى المكان المقدس لأني أعرف بأنك أرسلت تلك الإشاعة للفتاة الثرثارة
    Korku kaynaklı hezeyandan çıkan son dedikoduyu duydunuz mu? Open Subtitles الآن، قلقون ويقرقرون كالدّجاج، هل سمعت آخر الإشاعات بأنّهم توسّعوا في الإرهاب طبقاً لجنونهم؟
    Sansasyonel haberciliğin amacı da budur, dedikoduyu gerçek haline getirir. Open Subtitles سوف يكون ، هذا هو المقصد من الصحافة الصفراء تحويل الإشاعات إلى حقائق
    Şimdi, hepiniz size sağladığım dedikoduyu didiklemek için heyecanlanıyorsunuzdur. Open Subtitles الان انا اعرف انكم جميعا متلهفين للخوض فى الثرثرة الشهية التى قدمتها لكم
    Bilirsin, içinde ünlüleri, dedikoduyu, sporu veya popüler politikayı barındırmayan bir konuşmayı? Open Subtitles وأن تكون المناقشـة في الفنانين ، الاشاعات ، الرياضة ، وحتى السياسة
    Kulağının içindeki tüm o kir ile dedikoduyu duymana şaşırdım. Open Subtitles مع كل هذا الشمع بالذاخل أنا متفاجئة كيف تستطيع أن تسمع النميمة
    O dedikoduyu bırakan kişinin IP adresine baktım ve sen olduğunu anladım, bunun için bir açıklaman var mı? Open Subtitles هل هناك أي تعليق عن عندما بحثعن عنوان الشخص الذي قام بنشر الإشاعة وعرفت أنك قمت بذلك
    -Oğlum hakkında yaydığın şu mide bulandırıcı dedikoduyu. -Dedikodu değil. Open Subtitles و هذه الإشاعة المقرفة التي تنتشر حول إبني إنعها ليست إشاعة
    dedikoduyu bırak da gidip adam vuralım. Open Subtitles أنت تريد الإشاعة أم تريد قتل أحد ما؟
    Bu dedikoduyu başta kim yaydı ki zaten. Open Subtitles من أين أتت هذه الإشاعة على أية حال؟
    Benimle ilgili dedikoduyu senin yolladığını biliyorum. Open Subtitles أنا أعرف أنك أرسلتي الإشاعة
    Şunu da açığa kavuşturalım: benim hak ettiğim soloyu, Hank Sounders'a verdiği için, gizli eşcinsel Sandy Ryerson'ı ben ispiyonlamışım diye çıkan nefret dolu dedikoduyu düzeltmek istiyorum. Open Subtitles وفقط لنكون واضحين أريد توضيح تلك الإشاعة البغيضة التي تقول بأني من بلغ (عن حادثة (ساندي ريرسون
    - Kes bu dedikoduyu. - Tüm kasabayı susturamazsın. Open Subtitles فلتتوقفي عن تلك الإشاعات القديمة - لا يمكنك إسكات المقاطعة بأكملها -
    Annen hakkında bu dedikoduyu ben yaymadım. Open Subtitles أنا لم أنشر تلك الإشاعات عن أمّك.
    Eski okulundaki dedikoduyu duydum. Open Subtitles سمعت ببعض الإشاعات من مدرستك القديمة
    Çünkü yeri değildi ve ben dedikoduyu sevmem. Open Subtitles -لأن الموضوع غير مهم وأنا لا أحب الثرثرة
    İnsanlar dedikoduyu sever. Open Subtitles الناس يحبون الثرثرة
    Kimse ceset görmediği için medya her tür dedikoduyu yayıyor. Open Subtitles لم يرى احد الجثه و اجهزه الاعلام توزع جميع انواع الاشاعات
    Ama yayınlamayı tehdit ettiğin dedikoduyu açıklamayacağını garanti etmelisin. Open Subtitles ولكن نحتاج الى تأمين بأن لا تظهر الى الاعلام وتطلق الاشاعات
    O adamın küçük ve tatlı bir dedikoduyu anlayabilip kendisine saklamasının imkânı yok. Open Subtitles هذا الرجل بأي حال من الأحوال يمثل قدرتنا... على استيعابها في عينة لطيفة من الإبتعاد... عن النميمة ونبقي عليها لأنفسنا
    Sabahta, Wanda eski nişanlıma büyük bir cesaretle dedikoduyu anlatacak. Open Subtitles وفي الصباح واندا ستقدم لخطيبي السابق طبقه الصباحي مصحوبا بالقيل والقال عني
    Bu dedikoduyu başlatan fasulyelerimden yememişti. Open Subtitles من بدأ بتلك الشائعه لم يأكل الفاصولياء الخاصة بي
    Sizi terk ettiği için ona karşı bu ahlaksızca dedikoduyu mu çıkardınız? Open Subtitles لأنه عندما انفصل عنك بدأت هذه الاشاعة المغرضة لتصلي اليه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more