| Boş günlerimde, torunumla beraber Define avına çıkmak çok eğlenceliydi! | Open Subtitles | في أيام العطلة,كنا نمرح دائما معا بالذهاب والبحث عن الكنز |
| Kasabadaki herkes, elimizde bir haritayla, bir Define adasına gittiğimizi konuşuyor. | Open Subtitles | والكل في المدينة يقول أننا متجهين نحو جزيرة الكنز وأن لدينا خريطة تدلنا على الكنز |
| Harita olsun ya da olmasın, Define elimize geçene kadar hiçbir rehineyi teslim etmeyeceğiz. | Open Subtitles | ولن تسلم الرهينة حتى نضع أيدينا على الكنز |
| Hangi hisse senedine yatırım yapabilirsin, nereden petrol çıkartabilirsin nerede Define bulabilirsin ya da gelecek hafta piyango hangi numaralara çıkacak? | Open Subtitles | ..مثلاً.. من سيدخل بإستثمار، أو أين ستكتشفين النفط ..أين ستجدين كنز بالبحر |
| Bir efsaneye göre dört yüz yıl önce bir gemi bu civarda durup bir Define bırakmış. | Open Subtitles | هناك أسطورة. قبل أربعمائة سنةً، سفينة تَوقّفتْ قريباً من هنا وتَركَت وراءها كنز. |
| Ne yazık ki bir polisle Define avına gittiğinde senin hazineyi sahibine iade etmeni sağlıyor. | Open Subtitles | عندما تذهب لصيد الكنوز مع الشرطة فإنّها تجعلك تعيد الكنز لمالكه الشرعي |
| O pisliklerle Define ararken, çocuğu koruyabilirim, ...ama Define bulunana kadar, çocuğu teslim etmeyeceklerdir. | Open Subtitles | بإمكاني حماية الفتى عندما أكون مع هؤلاء الحمقى ولكنهم لن يتركوا الفتى حتى يضعوا أيديهم على الكنز |
| Kim olduğuu zannediyorsun ki sen, Define Adası'ndaki kaptan mı? | Open Subtitles | من تعتقد نفسك؟ لونغ جون سيلفر"؟" القرصان في جزيرة الكنز |
| Evden kaçmış ya da öksüz çocuklar; Define Kenti'nin kurallarını koyan suçlular işte. | Open Subtitles | القطط هم الضالون والأيتام والمهملون، هم من يحكمون بلدة الكنز |
| Bildiğim tek şey, Define Kenti'nin şu gelişme mevzusuna uygun olmadığıdır. | Open Subtitles | شيء واحد أعلمه وهو أن التطوير لا يناسب منطقة الكنز |
| Define Kenti lunapark yapacaklar. | Open Subtitles | سيقومون بتحويل بلدة الكنز إلى حديقة ترفيهية |
| Belki de içinin sırlarla ve Define haritalarıyla dolu olduğunu düşünmüştür. | Open Subtitles | ربما أعتقد أنها مليئة باللغاز وخرائط الكنز |
| Dalgıçlarımız Define avcılığı işine bulaşmış olabilir. | Open Subtitles | قد تورطوا الغواصين لدينا في بعض الكنز الصيد احتيال. |
| Peki, sahildeki evinden bizim burnunun dibinde Define aradığımızı görünce ne hissedecek dersin? | Open Subtitles | وكيف سيشعر حينما نسحب الكنز من الماء أمام بيته الشاطئي؟ |
| Galiba hepsini saçma bir Define avına yatırıyordu. | Open Subtitles | أعتقد أنّ أعتقد أنّه كان يضعه كله في بحث سخيف عن الكنز |
| Bir Define avına gidip Define bulamadan dönmenin nasıl bir tatminsizlik olduğunu söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أقول أنني كنتُ غير راضياً للذهاب في البحث عن الكنز مع عدم وجود كنز؟ |
| Birinin dünyanın öbür ucuna saklayacağı kadar büyük bir Define olmalı. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ يَكُونَ كنز كبير لكي ياتي شخص ما إلى نهايةَ الأرضِ لإخْفائه. |
| Eğer biri sorarsa, Define aradığımızı söyle. | Open Subtitles | لو أن أي أحد يسأل ، فلتقل أننا نبحث عن كنز مفقود |
| Bu kemik yüzünden Define ya da antika aradığımızı mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | . . بسبب هذا العظم، أتعتقد أننا نبحث عن كنز أو تحف؟ |
| Haritayı ele geçirdiğimde, seni Define şehrine götüreceğim. | Open Subtitles | عندما أحصل على الخريطة, سآخذك لمدينة الكنوز |
| Oh, tatlım.İçinde bir çeşit Define haritası olup olmadığına bakar mısın? | Open Subtitles | انظرى إنْ كان بداخله خارطة لكنز أو ما شابه ذلك. |
| - Define Avcıları ne ara güzel bir film oldu? | Open Subtitles | -متى أصبح "غونيز" فيلماً جيداً؟ |
| Yerini unutmamak için de bir Define haritası çizmişti. | Open Subtitles | رسم خريطة للكنز حتى يتمكن من إيجاده مرة أخرى |