| Ama, "Eğer defteri kullanan kişi 13 gün boyunca deftere isim yazamazsa, kullanıcı ölür." | Open Subtitles | لكن إن فشل مستخدم المذكرة في الاستمرار بكتابة أسماء الأشخاص لقتلهم في ثلاثة عشر يوماً ، فإن المستخدم سيموت بعدها |
| Ama Ryuzaki, deftere isimleri yazan kişiyi yakalasan bile, onu cinayetle suçlayabilir misin? | Open Subtitles | لكن يا ريوزاكي ، حتى لو قبضت على الشخص الذي يكتب الأسماء في المذكرة هل ستكون قادراً على إدانته بالقتل الجماعي؟ |
| Ve aklınızda olsun, deftere yazmanızı istiyorsam disiplin ortaya koyduğundandır. | Open Subtitles | ويتذكّر، إذا أخبرك للكتابة في دفتر ذلك لأنه يُبين الإنضباط |
| deftere yazmanın çok önemli nedenleri var. | Open Subtitles | هناك أسباب مهمة جداً للكتابة في دفتر أولاً: |
| Bu olay Mikami deftere bir şeyler yazdıktan sadece bir kaç saniye sonra gerçekleşti. | Open Subtitles | و بعد ثوان من كتابة ميكامي على المفكرة ، وقع على الأرض |
| Bay Mogi, Ölüm Defteri'ndeki kurallara göre, deftere ismi yazılan kişinin ölüm tarihi ne kadar ertelenebilir? | Open Subtitles | سيد موجي ، نسبة الى قواعد مفكرة الموت ما هي الفترة التي يعيشها الانسان اذا لم يستخدم المفكرة ؟ |
| Bana kahve al ve diyeceğim yere gel. deftere damga basacağım. | Open Subtitles | أعدي لي كوبًا من القهوه وسأختم لك في الدفتر في مربعين |
| Bir sent bile alan her polisin adı rozet numarasıyla birlikte bir deftere yazılmış. | Open Subtitles | كل شرطي تقاضى سنتا ، مدون في الدفتر ومرتب برقم الشارة |
| deftere imza atıp paraşütü yerine koyacağım. | Open Subtitles | أوقع على السجل وأضعة في حقيبة المظلة |
| ...ve onları deftere yapıştıracaksın. | Open Subtitles | وانت قم بوضعهم في سجل القصاصات |
| Sadece deftere dokunanlar beni görebilir. | Open Subtitles | فقط البشر الذين لمسوا المذكرة يستطيعون رؤيتي |
| Herkes deftere dokunduğuna göre hepiniz görebiliyor musunuz? | Open Subtitles | يمكن لكل منكم أن يراه ، بما أن كل منكم لمس المذكرة |
| Herkes deftere dokunduğuna göre hepiniz görebiliyor musunuz? | Open Subtitles | يمكن لكل منكم أن يراه ، بما أن كل منكم لمس المذكرة |
| Antika alımlarının hepsini başka bir deftere kaydediyor. | Open Subtitles | أنه يحتفظ بمشتروات أنتيكاته فى دفتر منفصل تماما |
| Antika alımlarının hepsini başka bir deftere kaydediyor. | Open Subtitles | أنه يحتفظ بمشتروات أنتيكاته فى دفتر منفصل تماما |
| Kayıt defterinden Yüzbaşı'nın odasını öğrendin ama aceleyle bodrumdaki kömür tozunu deftere bulaştırdın. | Open Subtitles | وعرفت فى اى غرفة ينزل الكابتن, وقد لوّثت دفتر التسجيل برماد الفحم من القبو اثناء استعجالك |
| Öldüğün zaman... deftere adını yazan kişi ben olacağım diye. | Open Subtitles | عندما تموت سيكون أنا من يكتب اسمك في المفكرة |
| Bunu yaptığında, deftere ismi yazılanlar, ölmeyecekti. | Open Subtitles | لو أن ذلك حدث فعلا , فإن الإسم الذي سيكتب في المفكرة ، لن يموت |
| Onun gerçek adını deftere yazmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريد منك كتابة اسمه الحقيقي في هذه المفكرة ودفنه |
| Bir sent bile alan her polisin adı rozet numarasıyla birlikte bir deftere yazılmış. | Open Subtitles | كل شرطي تقاضى سنتا ، مدون في الدفتر ومرتب برقم الشارة |
| O deftere yazdığı şeyler sonraya bırakılamayacak kadar önemliydi. | Open Subtitles | محتويات هذا الدفتر مهمة و لا يمكنه أن ينتظر ليكتبها لاحقاً |
| O deftere yazdığı şeyler sonraya bırakılamayacak kadar önemliydi. | Open Subtitles | محتويات هذا الدفتر مهمة و لا يمكنه أن ينتظر ليكتبها لاحقاً |
| Yaptığı her şey o deftere işlenmiştir. | Open Subtitles | كل ما فعلته موجود داخل ذلك السجل |
| Maili bir deftere iliştirmiştim. | Open Subtitles | لقد علمت عليها في سجل القصاصات. |
| Şimdi deftere bir daha bakın. | Open Subtitles | انظر للمفكّرة ثانيةً الآن |