"defterine" - Translation from Turkish to Arabic

    • دفتر
        
    • دفترك
        
    • كتابك
        
    • لدفتر
        
    • دفتره
        
    • كتاب
        
    • سجلّ
        
    • السجلّ
        
    • مفكرتها
        
    • مذكراتك
        
    • وجة الدفة
        
    • مفكرته
        
    • فى سجلاتنا
        
    • بدفاتر
        
    Her alışveriş gelecek kuşaklar için titizlikle aile defterine kaydedildi. Open Subtitles كل صفقة سجلت بدقة للأجيال القادمة في دفتر حسابات العائلة
    Evet herşeyi not defterine kaydedersin. Open Subtitles أجل أكتب كل شي في دفتر الملاحظات الخاص بك. ربما سأفعل ذلك.
    Ah, bir de şu var: "defterine kedi resimleri çizdi." Open Subtitles هنالك أمـر ما، إنه يقوم برسـم صور للقطط في دفتر ملاحظاته
    Şu lunaparktaki sahneyi çizim defterine bile çizmiştin haksız mıyım? Open Subtitles لقد رسمته في دفترك الخاص، اليس كذلك؟ المشهد في مدينة الملاهي؟
    Oysa sen aptal defterine çizim yaparak da mutlu olurdun. Open Subtitles ستصبحى سعيدة كما تكونى ترسمى فى كتابك الغبى الصغير
    Sekreterinin verdiği randevu defterine göre Marcus Alberstam ile yemekteydi. Open Subtitles طبقا لدفتر مواعيده وهذا مؤكد بواسطة سكرتيرته تناول العشاء مع ماركوس هالبرسترام
    Tırtıklı makasınla gazete kupürlerinden kestiklerini defterine yapıştırırsın. Open Subtitles ابق في المنزل، مع مقصّك المُتعرّج ربّما تكمل عملك على دفتر صورك.
    Ofisimdeki çek defterine kendim yazsam daha iyi. Open Subtitles عندك حق، سأحفظها مع دفتر الصكوك خاصتك، آمنة بخزانتي.
    Telefon defterine baktım. Hiçbirini bulamadım. Open Subtitles ‫تصفحت دفتر هاتفها ‫لا أستطيع التفكير في أحد
    Çünkü kayıt defterine baktım ve listede alınacak kimse yoktu. Open Subtitles لأن بحثت في دفتر الخاص وليس هناك سرد لاقط.
    Bayan Lovely defterine yazmış, bak. Open Subtitles كتبت الآنسة لوفلي ذلك في دفتر ملاحظاتها. أنظر
    Aramızın iyi olmadığını biliyorum ama sana, Gaby'ye ve çek defterine ihtiyacım var. Open Subtitles بري انا سوزان اعرف اننا لا نتحدث الآن لكنني احتاجك و غابي و دفتر شيكاتكما
    Eğer bir Hello Kitty defterine bir şeyler yazarsam, aramız düzelir mi? Open Subtitles "إذا كتبت أشياء في دفتر "هيلو كيتي أستعجبين بي من جديد ؟
    Müsvedde defterine bir göz atıp yerine koymak istemiştim. Open Subtitles لم أستطع العثور عليك وأردت فقط أن ألقي نظرة على دفترك
    Arkadaşının kara kaplı defterine mi sarıldın? Open Subtitles كتابك الأسود الصغير احتجز الألم بعيدًا ؟
    Anı defterine koymak için mi? Open Subtitles أم هو شيء تريد إضافته لدفتر قصاصاتك؟
    Çok dikkatli ve titiz bir şekilde sonuçları bir egzersiz defterine yazıyor. TED ثم أخذ يلاحظ النتائج بعناية فائقة ودون نتائجه في دفتره الخاص
    Oğlum koridordaki randevu defterine göz atmış. Open Subtitles حين غادر إبني، لمــح كتاب المواعــيد في الرواق
    Ziyaretçi defterine bakınca her şeyi anladım. Open Subtitles لذا نظرتُ في سجلّ الزوّار. وإكتشفتُ الأمر.
    Geminin seyir defterine göre, dört Norveçli denizci gemileri batınca kurtarılmışlkar. Open Subtitles يقول السجلّ أربعة نرويجيين إلتقط عندما سفينتهم غرقت.
    Yanındaki not defterine göz attım. Open Subtitles القيت نظرة على مفكرتها
    En azından defterine bu olayı yazardın Open Subtitles على الاقل كتبتها فى اسفل مذكراتك
    Bu adamların isimlerini gemi defterine kaydet. Open Subtitles مستر بولينج سجل أسماء السادة فى سجل الرحلة مستر ألان وجة الدفة للجنوب الغربى
    Bunu düşünmesi normal. İsmimi not defterine o nedenle yazmış olmalı. Open Subtitles فهذا هو الأمر الطبيعي , و لهذا كان اسمي مكتوب في مفكرته
    Seyir defterine yaz. Open Subtitles دون ذلك فى سجلاتنا .
    Telefon defterine baktım. Open Subtitles إيرل طلب مني ذلك لذا، فقد بحثت بدفاتر العنوانين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more