"dehşet verici" - Translation from Turkish to Arabic

    • مرعب
        
    • مروع
        
    • مروعة
        
    • مروّع
        
    • رائعا
        
    • الشنيعة
        
    • شنيعة
        
    • مفزع
        
    • مرعبة
        
    • ومرعبة
        
    Çünkü haklısın. Yumurtanın içindeki dehşet verici ve çoktan serbest kaldı. Open Subtitles وأنت كنت محقًا، ما داخل تلك البيضة لهو أمر مرعب كالجحيم
    Insanların transkriptleri okuyabiliyor olmaları yeterince dehşet verici, TED مجرد فكرة أن أولئك الناس يقرأون النصوص هو شيء مرعب
    Bazen, bu güzelliklerin bana hiç uğramadığı gibi dehşet verici düşüncelere kapılıyorum. Open Subtitles لكنى أحياناً أعانى من شعور مروع بأن هذا الجمال لن يكتمل أبداً بالنسبة إلى
    Ortaya çıkan sonuç ise, bu kızın oldukça üzücü ve dehşet verici hikayesi oldu. Ailesi yoksulluğun pençesindeydi. TED ما يظهر هو مُحزن حقا، حكاية مروعة عن فتاة صغيرة. و أسرة الفتاة فقراء للغاية
    Onu tanıyorsun, nedenini biliyorsun. Herif dehşet verici ve akıllı. Open Subtitles إنك تعرفه، وتعلم السبب، إنه مروّع وذكيّ.
    Bir sandviç lezzetli olabilir, bu park alanı yakında olabilir ve bu oyun kolay kazanılmış olabilir ama her şey dehşet verici olamaz. TED قد تكون الشطيرة شهية، قد يكون مكان ركن السيارة قريبا، وقد تكون تلك المباراة ملتهبة، لكن لا يمكن لكل شيء أن يكون رائعا.
    İkinci Dünya Savaşı ve Yahudi soykırımı felaketi bu düşünce şeklinin dehşet verici sonuçları. TED تذكرنا بشاعة الحرب العالمية الثانية والهولوكوست بالتبعات الشنيعة لهذا المنطق الفكري.
    Oturup birilerinin dehşet verici şekilde ölmesini ya da bütün evrenin ortadan ikiye bölünmesini bekliyorduk. Open Subtitles ننتظر موت أحدهم موتة شنيعة ومخيفة، أو انهيار بنية الكون.
    Harika bir şey olduğunu hissediyorum; yenilikçi bir şey, korkutucu, dehşet verici. TED أشعر أن هذا مذهل، إنه مبتكر إنه مخيف، إنه مرعب
    Şimdiki zaman dehşet verici geri döndürülemez olduğu için, ve demirden yapılmış olduğu için. Open Subtitles الحاضر مرعب لأنه لا رجعة فيه، ولأنه من حديد
    Baktığın şey, özellikle dehşet verici bir kabusun sonu olabilir. Open Subtitles ماتنظر إليه يمكن أن يكون النهاية لكابوس مرعب متفرد.
    Böylesine dehşet verici bir şey... Ferahlama hissi veriyor. Open Subtitles فبعد رؤيتي لشيء مرعب أنت أرجعت لي حالتي الطبيعية
    Bir baba ve on yaşındaki oğlu, dün sabah çocukların oyun oynadığı bu alanda bir insan kolu bularak, dehşet verici bir keşif yaptılar. Open Subtitles قدّم أبّ وإبنه بعمر عشر سنوات إكتشاف مرعب هنا صباح أمس. عندما وجدوا ذراع إنسان، في مكان لعب الأطفال أحياناً.
    - Bu kadar dehşet verici olmasa psikoseksüel dengesizliğin büyüleyici Will. Open Subtitles لديك اضطراب نفسي , سيكون رائع ويل, لو يكن مرعب
    O günlerde çocuk sahibi olmak dehşet verici olmalı. Open Subtitles هتاف اشمئزاز، فإنه يجب أن يكون قد مروع وجود الأطفال في تلك الأيام.
    dehşet verici insan parçalarıyla birlikte... Open Subtitles جنبا إلى جنب مع مجموعة مروع بدلا من أجزاء جسم الإنسان.
    Batı Afrika'da halihazırda dehşet verici şekilde ölü baykuş ticareti yapılmaya başlandı. Cadı çıkarma ritüeli ve içini doldurup süslemeye dayalı görseller için yapılan bir akbaba ticareti. TED في غرب إفريقيا، هناك تجارة مروعة للنسور الميتة التي تستخدم في السحر وتجارة الأصنام.
    Kurban yaşıyor olsa bile bu yine de dehşet verici önceden dikkatlice planlanmış bir suçtur. Open Subtitles على الرغم من أن الضحيّة عاش لكنها كانت جريمة مروعة تم التخطيط لذلك بعناية مُسبقاً
    Bunu tasvir edecek başka bir kelime bulamıyorum. dehşet verici. Open Subtitles لا أملك كلمة أخرى لوصف هذا، هذا مروّع.
    Bu zalimce ve dehşet verici bir şeydir. Open Subtitles إنه قاسي وشيء مروّع
    Eğer herşey dehşet verici olsaydı değerli yada değersiz olmazdı. TED لن تكون هناك حركة، لا ارتفاع ولا انخفاض، إن كان كل شيء رائعا.
    Ben de senin hakkında birkaç dehşet verici şey biliyorum, küçük hanım. Open Subtitles أعلم بعض الأشياء الشنيعة عنك كذلك أيتها الفتاة الصغيرة
    Çok sarsıcı ve mantık dışı bir şey: Neden biri tecavüz ve cinayet gibi korkunç bir suç işlemediği halde onları itiraf eder ve hatta dehşet verici detaylar verir? TED فهو أمر صادم ومعارض للبديهة: لماذا قد يعترف شخص ما ويذكر تفاصيل شنيعة عن جريمة مروعة مثل الاغتصاب أو القتل، إن لم يكن قد فعلها حقًا؟
    Atom Bombasının verdiği hasar dehşet verici... Open Subtitles الدمار الذي نتج من القاء القنبلة النووية كان مفزع
    Amerika'da hapis dehşet verici, insanlık dışı ve şiddet dolu bir tecrübe. TED السجن في أمريكا تجربة مرعبة ومجردة من الإنسانية وعنيفة.
    Akıl almaz, dehşet verici, korkunç şeyler yapan zararlı yazılımlar hakkında bir şeyler okuyacaksınız. TED وستقرأ عن ما تستطيع فعله البرمجيات الخبيثة من أمور مخيفة، ومرعبة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more