Tüm dünya insanları evrendeki bu cennette birleşecek ve sonsuza dek mutlu yaşayacaklar. | TED | ستكون جميع شعوب العالم متحدة في جنة الأرض هذه وسيعيشون في سعادة دائمة. |
Düşler gerçek olur, iyiler kazanır insanlar sonsuza dek mutlu yaşar gibi saçmalıklar. | Open Subtitles | تتحقق الأحلام، ينتصر الرجل الطيب يعيش الجميع في سعادة الى الأبد كلام تافه |
Ancak, Büyülü Rakam Ejderha Puf'u yenince, bütün imparatorluk sayıları bu küçük sayıdan tekrar çıktı ve hepsi sonsuza dek mutlu yaşadı. | TED | ولكن بهزمهم لباف تنين العدد السحري، كل أرقام الإمبراطورية خرجت مرة أخرى من الرقم واحد الصغير هذا، وعاشوا جميعا في سعادة أبدية. |
Sonsuza dek mutlu yaşayacakmışız. | Open Subtitles | وسنعيش كلنا في سعادة بعد ذلك |
"Sonsuza dek mutlu yaşadılar." kısmından çok uzun zaman önceki bir hikâye. | Open Subtitles | حكاية اتت قبل بكثير من العيش بسعادة الى الابد |
Louis yeniden güvende hisseder, ve sizde sonsuza dek mutlu yaşarsınız. | Open Subtitles | لوي سيشعر بالأمان مجدداً, و أنتم ستعيشون سعداء للأبد. |
Bakire Meryem'e yemin olsun ki kalırsan sonsuza dek mutlu olurum. | Open Subtitles | أقسم بالسيدة (مادونا) أنك لوبقيت سأظل سعيدة إلى الأبد. |
Sizi Everglades'e bırakabilirdim, ve dostlarım,... ..sonsuza dek mutlu yaşayabilirdiniz. | Open Subtitles | كان بإمكاني أن اطلق سراحك في إيفرجليدز وصديقي العزيز لقد عشت في سعادة دائمة |
Beraber Princeton'a gidip sonsuza dek mutlu yaşadık. | Open Subtitles | فقد ذهبنا لجامعة برينستون معاً وعشنا في سعادة أبدية |
Kitabı satıyorum, işlerimiz yine rayına giriyor ve sonsuza dek mutlu yaşıyoruz. | Open Subtitles | و أروجه و نعود كلانا على الطريق مرة أخرى و نعيش في سعادة أبدية |
Sonsuza dek mutlu yaşayacağınızı biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعلم أنك معها ستعيش في سعادة إلى الأبد , صحيح ؟ |
Her şey, filmlerdeki gibi sonsuza dek mutlu bir şekilde mi bitecek? | Open Subtitles | هل سينتهي الأمر كما في الأفلام العيش في سعادة للأبد؟ |
Yaptığın şeye devam et ve sanatına inan, ...ve hepimiz sonsuza dek mutlu yaşayalım. | Open Subtitles | إذا استمري بالقيام بعملك وآمني بفنك وسنعيش بعدها في سعادة دائمة |
Hayallerinin erkeği ile evlenip... pamuk şekeri bahçeli gösterişli bir evde... sonsuza dek mutlu yaşarsın... | Open Subtitles | الزواج من رجل الأحلام والعيش في سعادة دائمة في منزل منير وسط حقل من حلوى غزل البنات |
Onu bulunca sonsuza dek mutlu mesut yaşayacağınızı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | وهل تعتقد لأنّك وجدتها أنّكما ستعيشان في سعادة أبديّة؟ |
Sonra dünyayı patlamadan kurtarmışlar kurbağa da tüm öğrendikleri ile ailesine dönmüş ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar. | Open Subtitles | وبعد أن ينقذوا العالم من تدمير كلي عادالضفدعإلىعائلته.. مع كل ما تعلمه ، وعاشوا جميعاً في سعادة |
Ondan sonra Eddie ile ben sonsuza dek mutlu yaşarız. | Open Subtitles | . و (إدى) و أنا سنعيش فى سعادة بعد ذلك |
...ve sonsuza dek mutlu yaşadılar. | Open Subtitles | و عاشوا كلهم في سعادةبعد ذلك... و عاشوا كلهم في سعادة بعد ذلك... . |
Şu sonundaki an, şu anda olduğum an, birlikte kaçmak üzere oldukları ve sonsuza dek mutlu yaşayacakları yerde. | Open Subtitles | صحيح وهناك هذه اللحظة في النهاية حيث أنا الآن، انهم يهربون معاً ويعيشون بسعادة الى النهاية |
Sonsuza dek mutlu yaşadılarsa, evlenmişlerdir, ve şimdi burada bizimle olması gerekirdi, değil mi? | Open Subtitles | لو عاشا فى سعادة أبدية وهو تزوجها كانت ستكون معنا هنا , أليس كذلك؟ |
Ömürlerinin sonuna dek mutlu yaşamış olmalılar. | Open Subtitles | كان يجب أن يعيشوا سعداء للأبد |
Seni sonsuza dek mutlu edeceğim. | Open Subtitles | و سوف أبقيك سعيدة إلى الأبد |