"delikanlıyı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشاب
        
    Hayır, görseydim böylesine tatlı ve hoş bir delikanlıyı unutmazdım. Open Subtitles لا، بالتأكيد أنا كنت لأتذكر مثل هذا الشاب الجذاب الوسيم
    Bu delikanlıyı görevlendiriyorum adınızı gazetelere düşmekten koruyacak, başka iş yapmayacak. Open Subtitles ، الآن ، لقد وظفت هذا الشاب لكي يفعل شيئا واحدا ، و هو إبقاء اسمك خارج الصُحف
    Ayrıca, kim bu jilet gibi delikanlıyı başucunda istemez ki? Open Subtitles ومن لا يريد هذا الشاب الوسيم بجانب سريره؟
    Umrunda mı bilmem ama senin genç delikanlıyı onaylıyorum. Open Subtitles لا يوجد سبب لتهتمّي، ولكنّي أوافق على رجلكِ الشاب كثيراً.
    Çıkarken, genellikle arkamda bıraktığım delikanlıyı görmek için dönüp bakardım bunu onun için yaptığımın farkında olmadan. Open Subtitles وكلما تحركت ، دائماً ما كنت أتلفت لأرى الشاب الذي تركته خلفي بدون أن يعرف أنني فعلت هذا من أجله
    O delikanlıyı bir şekilde kendi çıkarı için kullanıyor. Open Subtitles إنها تستفيد منه بطريقة ما, ذلك الشاب, لمصلحتها الخاصة
    Dışarıda halkla ilişkiler bölümünde çalışan birisi çaresizce bu delikanlıyı arıyor. Open Subtitles هنالك علاقات شخصية عامة بالخارج يفتشون عن هذا الشاب
    Bir yapımcımız nazik delikanlıyı işe bırakırken, Open Subtitles بينما كان المنتجون يوصلون الشاب الى عمله
    Pekâlâ, delikanlıyı eve götürsem iyi olacak artık. Open Subtitles حسناً، أعتقد إنه عليّ إعادة هذا الشاب للمنزل
    Hiç de bile, eğer o delikanlıyı beğenmediysen tabii. Open Subtitles متأكده من أنني لستُ كذلك إلا إذا أعجبتِ بأبن بذلك الشاب.
    Aslına bakarsan bu delikanlıyı sanki hiç tanımıyorum. Open Subtitles الحقيقة أن هذا الشاب .يبدو كغريب بالنسبة لي
    Benden o delikanlıyı baştan çıkarmamı istedi. Open Subtitles طلبَت مني أن أغري ذلك الشاب ماذا؟
    Rita, bu yakışıklı delikanlıyı nereye götürüyorsun? Open Subtitles - اجل فهمت ريتا, الى اين تأخذين هذا الشاب الوسيم؟
    Bu delikanlıyı Dixie mafya eroini satarken yakaladım. Open Subtitles -لقد أمسكنا هذا الشاب يبيع هيروين مافيا " ديكسي " في الساحة الخلفية
    Diğer delikanlıyı da. Open Subtitles ولا حتى ذلك الشاب.
    Forrest, sana bu delikanlıyı rahatsız etme demiştim. Open Subtitles فورست لا تضايق هذا الشاب
    - Şuradaki delikanlıyı görüyor musun? Open Subtitles أترى هذا الشاب الواقف هناك ؟
    Lütfen. delikanlıyı korkutuyorsun. Open Subtitles من فضلك ستخيفين الشاب
    Lütfen. delikanlıyı korkutuyorsun. Open Subtitles من فضلك ستخيفين الشاب
    Açım o delikanlıyı bana getir. Open Subtitles ،أنا جائعة اجلبي لي هذا الشاب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more