| O zaman demek istediğiniz, eğer bu haberler yeterince insanı etkilerse-- | Open Subtitles | ما تعنيه أنه لو أثرت التغطية على عدد كافٍ من الناس |
| demek istediğiniz maçlara falan gitmesi ise, hayır, gitmezdi. | Open Subtitles | اه , وقال انه لم يذهب إلى أي ألعاب أو أي شيء , واذا كان هذا ما تعنيه. |
| Kopyasını almamıştım, demek istediğiniz buysa. | Open Subtitles | أنا لم أصنع نسخة منه إذا كان هذا ما تعنيه |
| demek istediğiniz hepsi seks hakkında mı? Yoksa... | Open Subtitles | هل تعنى ان كلة لة علاقة بالجنس او |
| demek istediğiniz hepsi seks hakkında mı? Yoksa... | Open Subtitles | هل تعنى ان كلة لة علاقة بالجنس او |
| Yani, demek istediğiniz bu, benim gibi biriyle evlenmesi, teselli sevgilisiyle. | Open Subtitles | , أقصد أن هذا ما تعنينه تزوج فتاة احتياطية مثلي |
| Şartlı tahliye duruşmamda konuşacaklarını söylediler, ...demek istediğiniz buysa, ama ben bunu ödeme diye adlandırmazdım. | Open Subtitles | حَسنٌ , عرضوا التحدث لصالحي في جلسة إطلاق سراحي المشروط إذا كان هذا ما تعنينه لكنني لا أعتبره رشوة؟ هذا ما يفعله الأصدقاء لبعضهم البعض |
| Burada beklerim, eğer demek istediğiniz buysa. | Open Subtitles | أستطيع البقاء هنا، إذا كان هذا هو ما تعنيه. |
| Sizi öldürmez, demek istediğiniz buysa. | Open Subtitles | إنه لن يقتلك ، إذا كان هذا ما تعنيه |
| demek istediğiniz benim yeterli olmadığım. | Open Subtitles | ما تعنيه أنني غير قادر |
| Tabii eğer demek istediğiniz buysa. | Open Subtitles | إن كان هذا ما تعنيه |
| demek istediğiniz buysa eğer. | Open Subtitles | إن كان هذا ما تعنيه |
| Ne demek istediğiniz anlıyorum. | Open Subtitles | أعرف ما تعنينه |
| - demek istediğiniz bu yani. | Open Subtitles | (عن (إسميرالدا هذا ما تعنينه |