Bir demet gül ve sadece balolarda takabileceğin adi bir taç. | Open Subtitles | ستحصلين على باقة من الورود وتاج رخيص سترتدينه في كل الحفلات |
Sadece yavaşlayıp bir demet sosili sandivç attılar. | Open Subtitles | هم فقط تباطؤو ورموا باقة النقانق المقليه تصفر فينا |
Bu noktada genellikle sana koca bir demet çiçek alıp yemeğe çıkarırdım. | Open Subtitles | في هذه الحالة عادة أشتري لك باقة زهور كبيرة وأصطحبك لتناول العشاء في مطعم جميل |
Tam olarak buna benzeyen bir demet sabah çöpün içinde duruyordu. | Open Subtitles | كانت هناك حفنة مثل هذه تماماً في برميل القمامة هذا الصباح |
Tüm barışcı politikalarınız bir demet boş laftan ibaret olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أن كل الكلمات المسالمة هي مجرد حفنة من السخافة |
Çemberin etrafına giren sadece bir demet var, yeterince yüksek enerjide değil. | Open Subtitles | انه شعاع واحد فقط يدور في دائرة ولا حتى في الطاقات العالية |
Peki ama, bir prizma bir demet güneş ışığında saklanan renkleri nasıl ortaya çıkarıyor olabilir? | Open Subtitles | يحدد اللون الذي نراه لكن كيف يقوم المنشور الثلاثي بنشر الألوان المختبئة في شعاع ضوء الشمس؟ |
Bence demet, yaklaşık olarak bir milyon kez tur attı. | Open Subtitles | أعتقد أنهم قد حصلوا على الشعاع يدور حوالي مليون مرة |
Ben geç kızken çok az kart alırdık, bir demet çiçek Sevgililer günü için yeterliydi. | Open Subtitles | عندما كنت فتاة صغيرة ,لم يكن هنالك حاجة للبطاقات باقة أزهار كانت تعتبر كافية لعيد الحب |
Bayan Matty dikilmiş yere bakıyor, elinde bir demet çuha çiçeği tutuyordu. | Open Subtitles | كانت الآنسة ماتي واقفة تحدق للأسفل تحمل باقة من أزهار الربيع |
Koyun daha derininde, bir resif mürekkepbalığı sürüsü bir demet yarısaydam yumurta kapsülü bırakır. | Open Subtitles | أعمق فى الخليج مدرسة صبار الشعبة المرجانية باقة أزياء حالات بيض نصف شفافة |
Sence, elimde bir demet çiçekle yanına gidip "Merhaba, benimle çıkar mısın?" mı demeliyim? | Open Subtitles | هل يجب أن آخذ باقة ورورد وأسألها، أتودين الرقص معي؟ |
- Sonra gidip bir demet gül almış. - Olamaz. - Evet. | Open Subtitles | إذاً لقد خرجت من السجن وقام بإعطاءك باقة ورد |
Burada pek tekne trafiği yok, sadece bir demet denizanası. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير من حركة القوارب هنا، مجرد حفنة من قناديل البحر. |
Sıçan bir demet kim kendi rozetin arkasına sakla yerine önünde duran. | Open Subtitles | حفنة من الفاسدين يختبؤون خلف شاراتهم بدلًا من أمامها |
Dokuzlar sırf şirket sahibi oldukları için, Quad'da takılan bir demet faşist soylu. | Open Subtitles | القيادة ماهي إلا حفنة من النبلاء الفاشيين والذين يعتقدون بما أنهم يتحكمون في الشركة فأنهم يتحكمون بالمجرة |
Tek bir demet, ilk demet, bu bile değil. | Open Subtitles | من أن تكون قادر على النظر للفيزياء الجديدة ولكن شعاع واحد، الشعاع الأول لن يستطيع تحقيق ذلك |
Tek bir demet, düşük enerji çemberinde geziyor, | Open Subtitles | مجرد شعاع واحد يدور في دائرة الطاقة المنخفضة |
Bir yönde giden bir demet mi? | Open Subtitles | لذلك دعوني أفهم هذا هو شعاع واحد يسير في اتجاه واحد؟ |
Ayrıca şu erkekler sadece bir demet hercai menekşe. | Open Subtitles | وهؤلاء الشباب, ما هم إلاّ حفنةً مِن زهور الثالوث. |
Ona bir demet gül götürerek mi? | Open Subtitles | ربما باحضار بعض الزهور له |