"demet" - Translation from Turkish to Arabic

    • باقة
        
    • حفنة
        
    • شعاع
        
    • الشعاع
        
    • حفنةً
        
    • ربما باحضار
        
    Bir demet gül ve sadece balolarda takabileceğin adi bir taç. Open Subtitles ستحصلين على باقة من الورود وتاج رخيص سترتدينه في كل الحفلات
    Sadece yavaşlayıp bir demet sosili sandivç attılar. Open Subtitles هم فقط تباطؤو ورموا باقة النقانق المقليه تصفر فينا
    Bu noktada genellikle sana koca bir demet çiçek alıp yemeğe çıkarırdım. Open Subtitles في هذه الحالة عادة أشتري لك باقة زهور كبيرة وأصطحبك لتناول العشاء في مطعم جميل
    Tam olarak buna benzeyen bir demet sabah çöpün içinde duruyordu. Open Subtitles كانت هناك حفنة مثل هذه تماماً في برميل القمامة هذا الصباح
    Tüm barışcı politikalarınız bir demet boş laftan ibaret olduğunu söylüyorum. Open Subtitles أنا فقط أقول أن كل الكلمات المسالمة هي مجرد حفنة من السخافة
    Çemberin etrafına giren sadece bir demet var, yeterince yüksek enerjide değil. Open Subtitles انه شعاع واحد فقط يدور في دائرة ولا حتى في الطاقات العالية
    Peki ama, bir prizma bir demet güneş ışığında saklanan renkleri nasıl ortaya çıkarıyor olabilir? Open Subtitles يحدد اللون الذي نراه لكن كيف يقوم المنشور الثلاثي بنشر الألوان المختبئة في شعاع ضوء الشمس؟
    Bence demet, yaklaşık olarak bir milyon kez tur attı. Open Subtitles أعتقد أنهم قد حصلوا على الشعاع يدور حوالي مليون مرة
    Ben geç kızken çok az kart alırdık, bir demet çiçek Sevgililer günü için yeterliydi. Open Subtitles عندما كنت فتاة صغيرة ,لم يكن هنالك حاجة للبطاقات باقة أزهار كانت تعتبر كافية لعيد الحب
    Bayan Matty dikilmiş yere bakıyor, elinde bir demet çuha çiçeği tutuyordu. Open Subtitles كانت الآنسة ماتي واقفة تحدق للأسفل تحمل باقة من أزهار الربيع
    Koyun daha derininde, bir resif mürekkepbalığı sürüsü bir demet yarısaydam yumurta kapsülü bırakır. Open Subtitles أعمق فى الخليج مدرسة صبار الشعبة المرجانية باقة أزياء حالات بيض نصف شفافة
    Sence, elimde bir demet çiçekle yanına gidip "Merhaba, benimle çıkar mısın?" mı demeliyim? Open Subtitles هل يجب أن آخذ باقة ورورد وأسألها، أتودين الرقص معي؟
    - Sonra gidip bir demet gül almış. - Olamaz. - Evet. Open Subtitles إذاً لقد خرجت من السجن وقام بإعطاءك باقة ورد
    Burada pek tekne trafiği yok, sadece bir demet denizanası. Open Subtitles ليس هناك الكثير من حركة القوارب هنا، مجرد حفنة من قناديل البحر.
    Sıçan bir demet kim kendi rozetin arkasına sakla yerine önünde duran. Open Subtitles حفنة من الفاسدين يختبؤون خلف شاراتهم بدلًا من أمامها
    Dokuzlar sırf şirket sahibi oldukları için, Quad'da takılan bir demet faşist soylu. Open Subtitles القيادة ماهي إلا حفنة من النبلاء الفاشيين والذين يعتقدون بما أنهم يتحكمون في الشركة فأنهم يتحكمون بالمجرة
    Tek bir demet, ilk demet, bu bile değil. Open Subtitles من أن تكون قادر على النظر للفيزياء الجديدة ولكن شعاع واحد، الشعاع الأول لن يستطيع تحقيق ذلك
    Tek bir demet, düşük enerji çemberinde geziyor, Open Subtitles مجرد شعاع واحد يدور في دائرة الطاقة المنخفضة
    Bir yönde giden bir demet mi? Open Subtitles لذلك دعوني أفهم هذا هو شعاع واحد يسير في اتجاه واحد؟
    Ayrıca şu erkekler sadece bir demet hercai menekşe. Open Subtitles وهؤلاء الشباب, ما هم إلاّ حفنةً مِن زهور الثالوث.
    Ona bir demet gül götürerek mi? Open Subtitles ربما باحضار بعض الزهور له

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more