Hayatı anlamak için kendi deneyimlerini yaşamalısın. | Open Subtitles | يجب أن يكون لك تجاربك الخاصة لتفهم الحياة |
Belki şunu da yerime taşırsın. Sonra da Florida deneyimlerini anlatabilirsin. | Open Subtitles | وربما تحملين هذه الثياب لي وتخبريني عن تجاربك وخبراتك |
Ben her zaman Jolinar'ın Netu ile ilgili deneyimlerini sır olarak sakladığını inanmışımdır. | Open Subtitles | كان اعتقادى دائماً أن جولينار... أبقت على تجربتها على نيتو سرية... لأنها أعتقدت... |
Hastalığıyla nasıl başa çıktığıyla ilgili deneyimlerini anlatan küçük bir kıza bir şeyler mırıldandığımı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر أنني همهمت بشيء لفتاة صغيرة كانت تروي تجربتها مع المرض |
Askerler, deneyimlerini tehdit içermeyen bir biçimde ele alabilmek için, sanat terapisi kullanabilirler. | TED | العسكريون يمكنهم أن يستخدموا صناعة الفن للتعامل مع تجاربهم بطريقة غير مهددة. |
Binlerce insan hikayelerini ve deneyimlerini paylaştı. | TED | آلاف الناس شاركوا قصصهم و تجاربهم. |
Pekala, Kültürel deneyimlerini genişletmeye çalıştığım için affet beni. | Open Subtitles | حسناً, سامحيني لأني اردة أن اوسع خبرتك الفعلية |
Peki ya bir adım geri atıp çocukların deneyimlerini değiştirmeye odaklansak? | TED | إذاً ماذا عن أخد خطوة للوراء والتركيز على تغيير تجارب الأطفال؟ |
O zaman temel soru: Gözünü ödülden ayırmamak ve sadece bitiş çizgisine odaklanmak egzersiz deneyimlerini değiştirdi mi? | TED | السؤال الهام إذًا: هل إبقاء أعينهم على الجائزة والتركيز الشديد على خط النهاية، غيَّرا تجربتهم في التمرين؟ |
Özel deneyimlerini paylaşman için büyük bir fırsat. | Open Subtitles | هي فرصة لمشاركة تجاربك الفريدة |
Belki de partnerinin normal, seksüel anlamda değişken deneyimlerini kabul ederek, belki kendininkileri paylaşarak. | Open Subtitles | ربما بتقبل أكثر للميول الجنسي الطبيعي لشريكك -ربما بمشاركة بعض من تجاربك |
- Kendi deneyimlerini yaz. - Öyle yaptım. | Open Subtitles | ـ اكتب عن تجاربك الخاصة ـ هذه هي تجربتي |
Bitirmeden önce misyonerlik görevinden yeni dönen sevgili dostumuz bize deneyimlerini anlatacak. | Open Subtitles | قبل الإنتهاء لدينا صديق عاد من مهمة التبشيرية لتحدثنا عن تجربتها |
- Bayan Richards bugün sizlerle üzücü birtakım deneyimlerini paylaşmak için burada. | Open Subtitles | الآنسة ريتشاردز هنا اليوم... ... للكَلاممعكمحول تجربتها اًلشخصيةً. |
Benimle deneyimlerini paylaşmak ister belki. | Open Subtitles | ربما تود أن تخبرني عن تجربتها |
Diğerleri kendi deneyimlerini konuşurken, Chrissy de kendi kendine gülüyordu. | Open Subtitles | المساعدين الآخرين كانوا يناقشون تجاربهم وشاهدت (كريسي) تضحك في سرها |
Umuyorum ki, zamanla, insanların günlük yaşamlarındaki anlık mutluluklarını ve deneyimlerini izleyerek, mutluluğun bir çok önemli sebebini açığa çıkarabileceğiz ve sonunda, mutluluğun bilimsel açıklaması sadece daha zengin ve sağlıklı değil, aynı zamanda daha mutlu bir gelecek yaratmamızda bize yardımcı olacak. | TED | وأملي أنه على مر الزمن، عن طريق تتبع الناس و سعادتهم اللحظية و تجاربهم في الحياة اليومية، سوف نتمكن من إزلة اللثام عن الكثير من أسباب السعادة الهامة، ومن ثم في نهاية المطاف، التوصل إلى فهم علمي للسعادة يساعدنا على خلق مستقبل ليس فقط أكثر ثراء وأكثر صحة، ولكن أكثر سعادة كذلك. |
Mektubun sonunda, diğerlerinin de #SuçluDeğil hashtag'iyle kendi deneyimlerini aktarmalarını istedim. Böylece, tacize uğrayanlar, suçlu hissetmeden veya utanç duymadan başına gelenleri ifade edebilecek ve bizler de cinsel istismara karşı durabilecektik. | TED | في نهاية الرسالة، طلبت من الآخرين أن يكتبوا عن تجاربهم من خلال هاشتاغ "#لست_مذنباً". للتأكيد على أن الناجين من الاعتداءات يمكنهم أن يعبروا عن أنفسهم دون الشعور بالخزي أو الذنب اتجاه ما حصل معهم -- لنظهر أننا قادرون على الوقوف في وجه الاعتداءات الجنسية. |
Bunu daha çok kayıtlar için deneyimlerini yazmak olarak düşün. | Open Subtitles | فكر بها أكثر بأنها كتسجيل خبرتك لأجل التاريخ |
Savcı vekili deneyimlerini de göz önünde bulunduracak olursak, ...bazı yönetimsel sorumluluklar da almandan memnun oluruz. | Open Subtitles | و نظراًً إلى خبرتك كمساعد نائب العام نوَدُّك أن تتولى بعض المسؤوليات الإدارية |
Ve bu bir araya geliş sıradışı kendinden geçme deneyimlerini mümkün kılıyor. | TED | وأن جمعهم مع بعض يفتح احتمال تجارب للسمو بالذات خارقة للعادة. |
Bu okulda kızın olumsuz çocukluk deneyimlerini görmezden gelmek yerine onlara karşılık vermeye çalışıyorlar. | TED | في هذه المدرسة، يحاولون الاستجابة إلى تجارب الطفولة السلبية بدلًا من تجاهلها. |
Bu onların egzersiz konusundaki öznel deneyimlerini etkiledi. | TED | غيَّرت تجربتهم الذاتية من ممارسة التمارين الرياضية. |