"deniz'" - Translation from Turkish to Arabic

    • البحر
        
    • دينيز
        
    Bu, bağlama göre mevcut Deniz seviyesi ve bu da 4 milyondan fazla insanın yerinden olmaya karşı savunmasız kaldığı Deniz deviyesi. TED للإيضاح، هذا هو المستوى الحالي للبحر، وهذا هو مستوى البحر الذي إذا تجاوزناه فإن أكثر من 4 ملايين شخص قد يضطرون للنزوح.
    ELA: Eğer hala Deniz seviyesinin yükseldiğine ve atmosferik CO2 ve yerkürenin ısısının arttığına ikna olmadıysanız buna bakabilirsiniz. TED إ. ل. أ: إن لم تكونوا بعد مقتنعين، مستويات البحر ترتفع، وكذلك ثنائي أكسيد الكربون في الجو والحرارة العالمية.
    Eğer bu iki Deniz suyundan birer damla alıp mikroskopta inceleyecek olursak bakteri ve virüs toplulukları böyle görünürdü. TED ولو كنا سنأخذ قطرة واحدة من مياه البحر من كل عينة ووضعناها تحت المجهر، هكذا ستظهر المجتمعات البكتيرية والفيروسية.
    Küçük Deniz ve babası, korkunç büyücünün lanetlediği ormandaki kapıdan geçmek zorundaydılar. Open Subtitles دخل دينيز الصغير ووالده الغابة الملعونة من الساحرة الشريرة
    Yol boyunca kötü büyücünün zebanileri Deniz'i babasından çalmak ve lanetli kuyuya atmak istediler. Open Subtitles حاولت الساحرة ووحوشها على طول الطريق خطف دينيز وقذفه بالبئر الملعون
    Kahraman Deniz babasına ne kadar cesur olduğunu kanıtlamak için büyük avluya gitmeye karar verdi. Open Subtitles قرر دينيز البطل أن يذهب لباحة المنزل لكي يثبت مدى قوت
    Bu yüzden bir proje var, boru hatları ile Ölü Deniz'i kurtarmak, TED ومن الواضح أن البحر الميت أوطأ بكثير من المحيطات والبحار المحيطة به.
    İki boyutlular, Deniz yüzeyi sıcaklığının bu güzel iki boyutlu görüntüsü gibi. TED نظرة ذات بعدين كهذه الصورة الجميلة الثنائية البعد المبينةِ لحرارة سطح البحر.
    Buz kütlelerine geldiğimizde ise bunların yüksekliği Deniz seviyesinden 240 feet yüksekliğe ulaşabilir. TED إذن هذه سطوح مغلفة بالجليد، وهذه 73 مترا من ارتفاع مستوى سطح البحر.
    Ve bununla birlikte her yıl, gittikçe azalan Deniz buzu gördüm. TED كما اني كل سنة، كنت ارى القليل فالقليل من البحر المتجمد.
    Artan Deniz seviyesi ve iklim değişiminden dolayı büyük risk altındalar. TED مجتمع في خطر كبير من ارتفاع منسوب مياه البحر وتغيّر المناخ.
    Onlar da üçgendeki simetrilerle ya da Deniz yıldızındaki simetrilerle aynı olacaktı. TED و سيقوم بنفس الشيء بالنسبة لتماثلات المثلث، أو تماثلات نجم البحر السداسي.
    Aşırı buharlaşma nedeniyle, Deniz suyundan daha tuzludur ve neredeyse hayat yok. TED إنها أكثر ملوحة من مياه البحر بسبب التبخر الشديد، وبلا حياة تقريباً.
    Bu buz eridiğinde, Deniz seviyesi altı metre kadar yükselecektir. TED عندما يذوب ذلك الجليد، سيرتفع مستوى البحر بمقدار 6 أمتار.
    Ve yakın bir geçmişte bu buzun eridiğini ve tekrar donduğunu, Deniz seviyesinin 6 metre yükselip alçaldığını biliyoruz. TED والآن نحن نعلم أن ماضينا القريب تراجع وتشكل من جديد، ومستوى البحر يصعد ويهبط، ستة أمتار في وقت واحد.
    Anne ne olur bu gece Deniz'i al, abimlere gidin. Open Subtitles أمي أرجوك خذي دينيز واذهبي فقط لهذه الليلة
    Bunu hapishaneye atmışlar ya ihtilalde Deniz doğuberesi yani. Open Subtitles كما تعلمون، فقد قضى مدة طويلة بالسجن خلال الانقلاب العسكري وبعد ولادة دينيز
    Aaa, küçücük Deniz. Open Subtitles أنظري إلى هذه الصورة، كان دينيز هنا صغيرا
    Deniz süper kahramanın gitmesine izin verdi, çünkü yeni maceralar onu bekliyordu. Open Subtitles ترك دينيز البطل الخرق يذهب لأن هناك مغامرات جديدة بنتظاره
    Deniz, yemeğini yiyeceksen ye, yemeyeceksen doğru yatağa. Open Subtitles دينيز أنهي طعامك إن اردت ان تكبري والا فأذهبي الى فراشك مباشرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more