"depoları" - Translation from Turkish to Arabic

    • مستودعات
        
    • المخازن
        
    • المستودعات
        
    • التخزين
        
    • مخازن
        
    • اماكن العمل
        
    Böylece firma bu işte para olduğu için delillerin saklandığı depoları satın alıp dönüştürmeye başladı. Open Subtitles وبهذه الطريقة جاءت لشركتي لتمتلك مستودعات تلك المنطقة حيثُ كان مخزن الأدلة
    Bölükler, yakıt depoları... düşman birlikleri... benim için harita üzerindeki iğneler gibiydi. Open Subtitles و اعد غريب عن الحرب و كذلك الثكنات و مستودعات الوقود ووحدات العدو كلها كانت بالنسبة لى مجرد مواقع على الخريطة
    Hücreleri kullandık geçici personel odalarını, bazı depoları kullandık. Open Subtitles استخدمنا غرفة التحكم، اماكن العمل وبعض المخازن
    Yapamam. Birçok yerde Lumic'in fabrikaları var. Ve depoları da hala Siberlerle dolu. Open Subtitles لا أستطيع، فمصانع لوميك لا تزال موجودة وكل هؤلاء السيبرانيين في المخازن
    Bu yüzden bölge, rıhtım yakınında bulunan bütün depoları ilaçlamamızı istedi. Open Subtitles لذا علينا رش جميع المستودعات فقط لأكون متأكداً ما الذي يحدث هنا ؟
    Tüm yeraltı depoları kirlilik yüzünden kapatıldı. Open Subtitles كل أنظمة التخزين تحت سطح الأرض، تعطلت من جرّاء التلوث الصادر من موجة المِسْبار.
    Teğmen, size tekrar sormam gerekiyor... yakıt depoları... Open Subtitles مرة اخرى ايها الملازم اسألك عن مستودعات الوقود
    Yetkililerin böyle dosyalarla dolu odaları, depoları var. Open Subtitles لدى السلطات غرف مليئة بملفات مثل هذا مستودعات
    Böylece firma bu işte para olduğu için delillerin saklandığı depoları satın alıp dönüştürmeye başladı. Open Subtitles وبهذه الطريقة جاءت لشركتي لتمتلك مستودعات تلك المنطقة حيثُ كان مخزن الأدلة
    Zırhlı araç depoları. Open Subtitles كانت مستودعات السيارة المصفحة.
    - İlk olarak depoları yaktı Open Subtitles بدايةً، أحرق مستودعات.
    O depoları ele geçirip fidye için tutmalıyız. Open Subtitles يجب علينا الاستيلاء على تلك المخازن, نمسك الاثنين للفديه.
    Sonra kendi kendimize düşündük, bu büyük depolarla ilgili. Güneş ışığının bu depoları aktive edip edemeyeceğini ve derinin bu depoları bırakıp bırakmayacağını merak ettim ki depolar deride sirkülasyonda olduğundan 10 kat daha büyüktü. TED و بعد ذلك أعتقدنا، مع تلك المخازن الكبيرة، أتساءل عما إذا كانت أشعة الشمس قد تنشط تلك المخازن وتطلقهم من الجلد، أينما توجد المخازن حوالي 10 مرات بحجم ما يوجد في الدورة الدموية.
    Güneş kan dolaşımındaki bu depoları aktive edebilir miydi? Dolaşımdayken kardiyovasküler sistem için faydalı olabilir miydi? TED هل يمكن للشمس تنشيط تلك المخازن في الدورة الدموية, و في الدورة الدموية هل تقوم بأشياء جيدة لنظام القلب والأوعية الدموية الخاصة بك؟
    O gece üslerine dönen 250 bombardıman uçağı, ardında yanan rıhtım ve depoları bıraktı. Open Subtitles فى هذه الليله عاودت مائتان وخمسون قـاذفـه ألـمـانيه الـقـصـف مـره أخـرى الموانىء و المخازن التى كانت مشتعله بالنيران أصبحت أهداف واضحه الأن
    depoları boşalttığımızda makineler geldi. Open Subtitles عندما أفرغنا المخازن وصلت المعدات
    Dahl'in serbest kalmasını nasıl sağladın? Gayrimenkul yatırım şirketinde fon yöneticiliği yapıyordum. Elimdeki bir fonla eski depoları satın aldım. Open Subtitles أنا مدير صندوق في شركة للإستثمار العقاري ...حيث أملك صناديق لشراء المستودعات القديمة
    Dahl'in serbest kalmasını nasıl sağladın? Gayrimenkul yatırım şirketinde fon yöneticiliği yapıyordum. Elimdeki bir fonla eski depoları satın aldım. Open Subtitles أنا مدير صندوق في شركة للإستثمار العقاري ...حيث أملك صناديق لشراء المستودعات القديمة
    Civardaki tüm depoları ve ücra yerleri kontrol etmeliyiz. Tüm adamlarına ihtiyacım var. Open Subtitles ينبغي علينا التحقق من كافة مرافق التخزين والبؤر الاستيطانيّة القريبة
    İç zarlar, protein yapıları ve enerji depoları keşfettiler. Open Subtitles اكتشفوا أغشية داخلية و تراكيب بروتينية و مخازن لطاقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more