"deposuna" - Translation from Turkish to Arabic

    • مستودع
        
    • مخزن
        
    • خزان
        
    • الخزان
        
    • لمخزن
        
    • لمستودع
        
    • للمخزن
        
    • بخزان
        
    • خزّان
        
    • مستودعه
        
    • غرفة التخزين
        
    • الترسانة
        
    • إلى ساحة
        
    Bizleri kurtaracak sihirli bir değnek beklememize gerek yok bizler zaten kullanılmayı bekleyen bir çözümler deposuna sahibiz. TED لا يجب علينا انتظار عصى سحرية لتنقذنا جميعا، فلدينا مسبقا مستودع كبير من الحلول يُنتظر فقط استعمالها.
    Gece devam ederlerse yakıt deposuna 14 km uzakta olurlar. Open Subtitles لو تحركوا طوال الليل، لا بد أن يكونوا على بُعد 9 أميال من مستودع الوقود
    Bu yaratığı şafağa kadar kar deposuna götürsek iyi olur. Open Subtitles من الأفـضل أخـذ هـذا الشيء إلى مخزن التـبريد قبل الفــجر
    Sahte tabloyu kontrol etmek için delil deposuna uğradım fakat orada değildi. Open Subtitles لذا ذهبت إلى مخزن الأدلة للبحث عن اللوحة المزيفة، ولم أستطع إيجادها.
    Ne de olsa kafasını kırmak, yakıt deposuna niçin kum doldurduğunu anlatmaktan kolay. Open Subtitles تحطيم جمجمته أسهل من شرح سبب وضعه للرمل في الطائرة في خزان الوقود
    Aynı benzin deposuna bağlılar ama biri depo dolu diyor, diğeri boş. Open Subtitles أحدهما يقول أن الخزان مليئ و الآخر يقول أن الخزان فارغ
    Şu anda Queens'deki bir yağ deposuna gidiyor. Open Subtitles ومن يجلس في مستودع الدهون في كوينز ونحن نتكلم.
    Kılıç kullanabilen her köylü silâh deposuna gönderildi. Open Subtitles كل قروي قادر أن يحمل سيفا قد أرسل إلى مستودع الأسلحة
    Açıklamama izin verin, silah deposuna tepeden inip çaldığımı mı düşünüyorsunuz? Open Subtitles أتعتقد بأنني حصلت عليها في مستودع تحت الأرض وهم قاتلوني؟
    Kılıç kullanabilen her köylü silâh deposuna gönderildi. Open Subtitles كل قروي قادر أن يحمل سيفا قد أرسل إلى مستودع الأسلحة
    Ya kurbanlarına uyuşturucu verip sonra da deposuna götürüyorsa? Open Subtitles كيف لنا أن نجزم أنّه لم يضرب ضحاياه أو يخدّرهن ثم يأخذهن إلى مستودع ما؟
    Silah deposuna git, soldan ikinci, pasajdan geç. Open Subtitles اذهب الى مخزن الأسلحه الى يسارك خلال المعبر
    Burasını çürümüş et deposuna çevirecek kadar senin için ne kurban ettiler? Open Subtitles ماهى التضحيات التى قدموها لك مخزن سلع مثل قطع لحم متعفنة
    Gözümden uzağa, silah deposuna koyun. Open Subtitles انقلهم الى مخزن السلاح و اجعلهم يغربوا عن وجهي
    Fugōri, 45'ini profesörün deposuna aktarır ve geri dönmesi gereken 90'ı bırakır. TED ينقل فوجوري 45 إلي خزان طائرة البررفيسور، تاركًا طائرته ب 90 كيلولتر اللازمين لعودته.
    Kıvılcım yapsın diye distribütör kapağından benzin deposuna tel çektim. Open Subtitles لقد اوصلت سلكاً من علبة الموزع لكي تقوم بعملية الاشتعال في خزان البنزين
    Tam Koç Medwick'in benzin deposuna şeker koyacakken beni durdurdun. Open Subtitles وكنت على وشك ان اضع السكر في خزان وقود سيارة المدرب ميدوك عندها,قمت انت بايقافي
    Böcekler, kapağını her açışımızda su deposuna giriyorlar. Open Subtitles الحشرات يدخلون خزان المياه في كل مرة نفتح باب الخزان.
    Onlar ulaşmadan silah deposuna gitmemiz lazım. Acele edersek halledebiliriz. Open Subtitles علينا أن نسبقهم لمخزن السلاح، إن واصلنا المضيّ فربّما نفلح.
    Onlar beni kanıt deposuna geri postalamadan, neden buna izin verdiğini söyler misin? Open Subtitles اخبرني لماذا تشجعه على هذا قبل ان ارسل لمستودع الادلة مرة اخرى
    Yeraltı deposuna açılan sarı kapılar buralarda bir yerde. Open Subtitles البابان الأصفران للمخزن السّرّيّ هنا في مكانٍ ما.
    Benzin deposuna hasar vermişsin. Open Subtitles لقد أضررتِ بخزان وقودهِ
    Yakıt deposuna yolladığım iki kurşun yüzünden olabilir. Open Subtitles أن يقف مثل البطّة الجالسة؟ هذا ممكن لأنني أطلقت رصاصتين على خزّان الوقود
    Onunla bir saat içinde buluşmak için deposuna gidiyoruz. Bu korkunç bir fikir. Open Subtitles سنتجه إلى مستودعه بعد ساعة لملاقاته تلك خطة مروّعة
    Restoranın deposuna bakmalarını söyleyelim. Open Subtitles علينا إخطارهم بفحص غرفة التخزين بالمطعم.
    Onu silah deposuna getir. Open Subtitles أحضره إلى الترسانة
    Pekala sabah kamyonumuzu amcamın kereste deposuna çeker, ahır için odun alırız diye düşündüm. Open Subtitles لذا كنت أفكر أنه بإمكاننا قيادة شاحنتنا إلى ساحة خشب عمنا في الصباح لنحضر الخشب لأجل الحظيرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more