"derecelik bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • درجة
        
    • درجات
        
    Böylece, belirli bir seviyenin ötesine zoom yaptığımizda bu Sim City benzeri 45 derecelik bir sanal bir görüntü haline dönüşüyor. TED لذلك، فيما نحن نقوم بالتكبير فوق مستوى معين يأخذنا إلى نوع من مثل سيم سيتي في عرض افتراضي على 45 درجة.
    Bu hesaba göre, gelecek 10 yılda, 12 derecelik bir sıcaklık artışı olacak. Open Subtitles طبقا لهذا، نحن ننظر في زيادة من 12 درجة مئوية. في العقد التالي،
    Her küçük top, 5000 derecelik bir güneş parçası gibidir. Yani... Open Subtitles و كل كرة منهم تعتبر بمثابة شمس صغير درجة حرارتها 5000
    Bu yüzyılda ortalama dört derecelik bir ısınmaya doğru ilerliyoruz. Open Subtitles حن نتحرك تجاه ارتفاع قدره أربع درجات حرارية هذا القرن
    Bir derecelik, üç derecelik veya dört derecelik bir artışa değil, altı derecelik bir artışa doğru gidiyoruz. TED نحن لا نتجه إلى درجة واحدة أو ثلاث درجات أو أربع درجات، نحن نتجه إلى ست درجات.
    Çabalıyordum, yorgundum ve susuzdum. Asfalttan yaklaşık 98 derecelik bir ısının yayıldığını hissedebiliyordum. TED كنت أعاني وأشعر بالتعب والظمأ، فقد كنت أشعر بالحرارة تنبعث من الأسفلت بما يعادل 35 درجة.
    360 derecelik bir eğitim modeli oluşturduk. TED وقمنا بانشاء نموذج للتعليم مختلف بزاوية 360 درجة.
    Deniz aslanları bıyıklarının yönü üzerinde tam kontrole sahiptirler, dümdüz ya da 90 derecelik bir açıda durabilirler. TED تمتلك أسود البحر تحكمًا توجيهيًا تامًا بهذه الشوارب، التي قد تنبسط على وجهها أو تبرز إلى الخارج بزاوية 90 درجة.
    Ama günümüzde bu pilleri üretmek için çok miktarda silikonu alıp 870 derecelik bir fırında 17 saat bekletmeniz lazım. TED إلا أننا في الوقت الحالي، نحتاج إلى وضع السيليكون في فرن على درجة حرارة 1600 فهرنهيت لمدة 17 ساعة لصناعة الخلية
    30 derecelik bir açıyla daha yukarıda olmalı. TED ومن هنا يتبقى 1500 قدم إلى القمة بإنحدار 30 درجة
    Merhumu incelediğimde, öldürücü darbenin, sağ taraftan 17 derecelik bir açıyla geldiğini tespit ettim. Open Subtitles عندما عاينت الجثة ، كان أمرا جليا أن سبب الوفاة هو ضربة مميتة ضربة قوية من الزاوية بمقدار 17 درجة من اليمين
    Sihirli mermi... 17 derecelik bir açıyla aşağı doğru yönelerek Başkanın sırtına girer. Open Subtitles الرصاصة السحرية تدخل من ظهر الرئيس باتجاه لأسفل بزاوية 17 درجة
    Bir insanın isteyebileceği... en iyi ekip ve geminin komutasındayım, ve günışığı ile gölge arasında 200 derecelik bir farkın olduğu bir yerde yürüyor olacağım. Open Subtitles أنا أقود أفضل مركبة مع أفضل طاقم يمكن الحصول عليه و سأتجول في مكان يصل الفارق فيه إلى أربعمائة درجة
    Aynen böyle, şampanya şişesi gibi 45 derecelik bir açıyla. Open Subtitles مثل الزوية 45 درجة أو حتى تصل لقنينة الشمبانيا
    Doğal yaşamın kurtardığımız her bir parçası, önlediğimiz her 1/10 derecelik bir ısınma gerçekten önemli. TED كل رقعة من موطن نحافظ عليها، كُلّ عشر درجات من الاحتباس نمنعها، لها تأثيرها بالفعل.
    Dennis? Göçebe duba 4311 ısı azalması gösteriyor 13 derecelik bir azalma. Open Subtitles دنيس ، نوماد بوبى 4311 انخفضت حرارته 10 درجات
    Fakat, eğer son yıllardaki emisyon artışını, küresel ekonominin gidişatıyla birlikte inceleyip bir sonuca bağlarsak, iki santigrat derecelik artıştan çok dört santigrat derecelik bir küresel ısınma yolundayız. TED وإذا ركزنا على نسق الانبعاث عبر التاريخ خلال السنوات الأخيرة، وأضفنا ذلك إلى فهمنا لمسار اقتصادنا العالمي، فنحن نتتبع بشكل أكبر الاحتباس الحراري ذي الأربع درجات بالمقارنة من معدل الدرجتين.
    Bu operasyona 22 keşif uçağı katılıyor, bu uçakların her biri 700 mil uzağa uçabiliyor ve 8 derecelik bir alanı kaplıyor. Open Subtitles PBY استكشاف جوى يتضمن 22 طائره كل طائره تحلق 700 ميل للخارج لتغطى قطاع من ثمان درجات
    Iskenderiye ve Syene arasindaki mesafenin, 7 derecelik bir egime sahip oldugunu göstermekteydi. Open Subtitles المسافة بين... الإسكندرية و أسوان... يجب أن تكون حوالي سبع درجات...
    10 derecelik bir artış bile kutuplardaki buzların %70'ini eritir ve tüm tarım sona erer. Open Subtitles حتى عشر درجات زيادة سوفيذيب70 %من جبالالثلجالقطبية. ستمحو كل الزراعات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more