| Ancak! Hayat düzensizdir ve bazı şeyler dereye düşmeye meyledebilir. | Open Subtitles | ومع ذلك الحياة فوضوية والأشياء تميل إلى الوقوع في الجدول |
| ve suyu dereye bırakarak yönünü değiştiren seti kapatıyor. | TED | وهو يغلق تحويلة المياه لكي يحافظ على حصته في الجدول |
| Su hakkını kaybetmiyor, sadece bu hakkı ya da bir kısmını toprak yerine dereye yönlendirmeyi seçiyor. | TED | فهو لن يخسر هكذا حصته المائية وقد اختار ان يمارس حقه او جزء منه .. على الجدول .. بدلاً من على الارض |
| Bira üreticileri dereye suyu geri kazandırmak için para ödüyor. | TED | فيدفع صانعوا البيرة لكي يتم اعادة المياه الى الجدول |
| Ateş bastı ve dereye düştüm. | Open Subtitles | هربت في البرية، وسقطت في الخور. |
| Sekiz yaşındayken, seni dereye attım, ve yüzdün. | Open Subtitles | عندماكنتفي الثامنة، ألقيتك في الجدول و كنت تسبح |
| İlk fırsattı yakaladığında... bu çöpleri dereye atmış. | Open Subtitles | إستغل لحظة لم يكن الحراس ينظرون فيها ورمى هذه في الجدول |
| Bazen keşke onları başlarından vurup... soyabilsek ve cesetlerini dereye atabilsek diyorum. | Open Subtitles | أتمنى أن نضربهم على رأسهم نسرقهم ونرمي جثثم في الجدول |
| dereye gidip diğerleriyle buluştuğumuzda onlara saldırdığınız için size kızan çok fazla insan olacak. | Open Subtitles | حال بلوغنا الجدول والاجتماع ببقيّة جماعتنا سيكون هنالك غضب جمّ موجّه نحوكما لمهاجمتكما لهم |
| Kolaylıkla otopsi yapılabilir. Muhtemelen dereye atılmanın sonucudur. | Open Subtitles | ببساطة، قد يكون بعد الوفاة ربما كان نتيجة رميه في الجدول |
| Atlarınızdan birinin ayağının yaralı olduğunu fark ettiğimde demirhaneme su almak için dereye gidiyordum. | Open Subtitles | كنت ذاهب إلى الجدول لآتي ببعضالمياهمن أجلكير الحديد. حينها لاحظ أنّ أحد الجياد مصاب بقدمه. |
| Aylakların dikkatini şuradaki dereye çektim. | Open Subtitles | سحبت السائرون إلى ذلك الاتجاه فوق الجدول |
| dereye indiğimde sesler duydum. | Open Subtitles | عندما كنت قرب الجدول سمعت اصواتاً |
| Bir geyiğin peşinden dereye kadar inmiştim. Oradaydılar. | Open Subtitles | تبعت غزالاً إلى الجدول قرب "هامباك روك" وكانا هناك |
| Uh, sonra dereye size dogru kostugumu hatirliyorum. | Open Subtitles | واتذكر انني ركضت على طول الجدول. |
| Takip et beni, evlat. dereye inelim. | Open Subtitles | اتبعني يا بني، لنذهب إلى الجدول |
| - Belki bir araba durdu ve aldı. - Belki de dereye girdi. | Open Subtitles | حسنٌ, ربما أقلّها شخصٌ ما أو قد سبحت في ذلك الجدول - |
| dereye git. | Open Subtitles | إذهب إلى الجدول. |
| Hacet gidermek için dereye indi. | Open Subtitles | يؤدي واجباته بأسفل الجدول. |
| Ateş bastı ve dereye düştüm. | Open Subtitles | هربت في البرية، وسقطت في الخور. |