Sonra hoşgörüsüz bir efendi gelir insanların gömleklerini ve derilerini onlarla birlikte alan. | Open Subtitles | ثم يأتي سيد قوي وصارم. يخلع ملابس الناس فتنسلخ جلودهم معها. |
Bu devriyelerden bazıları, kaçak köleleri yakalayıp derilerini yüzüyorlar. | Open Subtitles | بعض تلك الدوريات تمسك بالعبيد الهاربين و يسلخون جلودهم و هم أحياء |
Bu, derilerini beyazdan pembeye döndürür. | Open Subtitles | وهذا ما يحول جلودهم من اللون الأبيض إلى الوردي |
Adamlardan biri bizim başımızda beklerken diğerleri de kafa derilerini yüzüyordu. | Open Subtitles | بينما حرسنا أحدهم، البقيّة كانوا يقتلعون فروة الرأس |
Annemle babamı öldürüp kafa derilerini yüzdüler. | Open Subtitles | لقد اخذواْ أمّي وأبي، ونزعواْ فروة رؤوسهم. |
Balayı gezimizde en büyük kaplanları avladıktan sonra derilerini yüzüp halı yapacağım. | Open Subtitles | وفي رحلة شهر عسلنا سأصطاد اكبر القطط واسلخ جلدهم من أجل السجادات |
Bu gezegendeki bazı omurgalı hayvanlar derilerini döker. | Open Subtitles | بعض الحيوانات الفقاريه هنا يتم نزع جلودها |
Dışarıda hâlâ insanları öldüren ve derilerini yüzen birisi var. | Open Subtitles | حسنا ، لازال هناك شخص بالخارج يسلخ ويقتل الناس |
Büyülenmiş gibi bir hiddetle dövüşür, yendikleri düşmanlarının derilerini yüzerler. | Open Subtitles | "يقاتلون في نشوة من الغضب، يسلخون فروات رؤس اعدائهم المنهزمين." |
Göçmenlere saldırdıklarını duydum onları öldürüyor, derilerini yüzüp giyiyor ve saatlerce ırzlarına geçiyorlarmış. | Open Subtitles | يقتلونهم و يسلخون جلودهم و يغتصبونهم لساعات و ساعات |
Sonra da derilerini soyup geriye kalan kısımlarından sanki bir çöpmüş gibi kurtuluyorsun. | Open Subtitles | . ومن ثم تقوم بأخذ جلودهم . و ترمي ما تبقي منهم , كقمامة |
Eski babamla kız kardeşim de genellikle derilerini bana verirlerdi. | Open Subtitles | أبي القديم وأختي عادةً يعطوني جلودهم ايضاً |
Hayvanların kafalarını kesip derilerini yüzüyormuş ve üstüne giyip başkasının yerinde olmanın nasıl olduğunu... | Open Subtitles | يبدو أنه كان يقطع رؤوس مختلف الحيونات و يسلخ جلودهم. و بعد ذلك يرتديهم و قال أنه كان أراد أن يعرف |
Onları ben patlatırım, derilerini sen yüzersin. | Open Subtitles | أنا سوف أكسر رأسهم وأنا خذ جلودهم |
derilerini yüzüp, yakıyorlar! | Open Subtitles | يحرقونهم و يسلخون جلودهم أحياء |
Biz de onları vurup öldürdük ve kafa derilerini yüzdük. | Open Subtitles | لذا أطلقنا عليهم النار وأخذنا فروة رؤوسهم |
Esirlere ne yaptıklarını duydum. Kafa derilerini yüzüyorlarmış. | Open Subtitles | وسمعت ما يفعلونه بالأسرى، يسلخون فروة رأسهم |
Bu da derilerini yumuşatarak keselemeyi kolaylaştırıyor. | Open Subtitles | ويبدو أن ذلك يُطرّي جلدهم فيجعل الفرك أكثر نجاعةً |
Nehir yatağındaki dövünmeleri sayesinde, bir yıllık derilerini çıkarır ve yoluculukları sırasında yapışan istenmeyen parazitlerden kurtulurlar. | Open Subtitles | الضرب العنيف على قاع البحر يحلّ جلدهم القديم بعمر سنة ويخلّصهم من الطفيليات الغير مرغوب فيها التي قد يكونو التقطوها في رحلتهم |
Oraya vardıklarında, hepsi derilerini çıkarırlardı. | TED | وعندما تصل الحيوانات، تخلع جلودها. |