"derinlerinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • أعماق
        
    • عمق
        
    • بأعماق
        
    • في أعماقه
        
    Haftalarca ormanı didik didik aradıktan sonra sonunda yaratığa Amazon'un derinlerinde denk geldim. Open Subtitles بعد أسابيع من البحث في الغابة، عثرت أخيرا على المخلوق في أعماق الأمازون،
    Okyanusların, yaklaşık bir buçuk mil kadar derinlerinde, neredeyse kaynama sıcaklığında suda yaşıyor. TED إنه يعيش في أعماق البحار، على عمق حوالي ميل ونصف تقريباً في درجة حرارة غليان الماء.
    Bak, ikimiz de üzgün ve ve sarhoştuk ve yemin ederim kalbimin derinlerinde bile hiçbir şey hissetmedim. Open Subtitles الآن, اسمعي, لقد كان كلانا حزين وثملا, وأقسم لك من أعماق قلبي لم تكن تعني لي القبلة أي شيء
    Beynin derinlerinde bir yerlerdedir. Evrimsel olarak, çok yaşlıdır. TED وهذا في عمق الدماغ. وهو قديم جداً، نشوئي
    Ah, çok fenaydı, bu tuhaf his karnımın derinlerinde ortada bir yerlerde. Open Subtitles لم يكن لدى سوى ذلك الشعور السيىء فى تلك الحفرة بأعماق معدتى
    Dışarıdan normal görünebilir ancak derinlerinde dehşet verici şeyler olmaktadır. Open Subtitles ربما يبدو إعتيادياً, ولكن في أعماقه أمر كارثي يحصل
    Asıl sen ne arıyorsun burada, N.Y.U bölgesinin derinlerinde? Open Subtitles أنا ؟ ماذا تفعلين هاهنا في أعماق منطقة جامعة نيويورك؟
    Fakat artık ikimiz biriz ve yüreğimin derinlerinde biliyorum ki bir babanın oğlunu bağışlamamasına sebebiyet verecek bir hadise yok. Open Subtitles والآن نقف كشخص واحد والآن أعرف أنه في أعماق القلب ليس هناك من عثرة تجعل الأب لا يغفر شيء لأبنه المحبب
    # Ejderhalar olacaktır, Ormanın derinlerinde # Open Subtitles ♪ في أعماق الغابات ♪ ♪ سيكون هناك التنين ♪
    # Ejderhalar olacaktır, Ormanın derinlerinde # Open Subtitles ♪ في أعماق الغابات ♪ ♪ سيكون هناك التنين ♪
    # Ejderhalar olacaktır, Ormanın derinlerinde # Open Subtitles ♪ في أعماق الغابات ♪ ♪ سيكون هناك التنين ♪
    Ve onların hikâyelerini kalplerimizin derinlerinde saklarsak onları bizden asla uzaklaştıramazsın. Open Subtitles و إذا حملنا قصصهم في أعماق قلوبنا فإنك لن تستطيع أن تسلبهم منا
    Benim ümidim de bu "umut noktalarından" bazılarının okyanusun derinlerinde olması, burası, uzun zamandır ciddi anlamda göz ardı edildi TED وأملي أن بعض نقاط الأمل هذه يمكن أن تكون في أعماق المحيط، المناطق المهملة عبر التاريخ إن لم تكن يساء معاملتها --
    Başkanın, yüreğinin derinlerinde bu göze göz barbarlığına inanmadığına eminim. Open Subtitles وإني متيقنة أنه بقرارة أعماق قلبه لا يؤمن بوحشية فكرة "العين بالعين"
    Çünkü, ürkek ruhlarımızın en derinlerinde hepimiz, demokrasinin ölmek üzere olan çok çok hasta kokuşmuş ve son gününe acı içinde yaklaşan bir kavram olduğunu biliyoruz. Open Subtitles لأنه في أعماق أرواحنا الخائفة نعلم أن الديمقراطية مارد يحتضر... مفهوم سياسي مريض ويحتضر ويتحلل...
    Daha da şaşırtıcı olan, mağaranın derinlerinde izlerini takip edebilmek. Open Subtitles و ما هو أكثر إثارة للدهشة هو أنك ستعثر على آثار له في عمق الكهف
    Ancak ormanın derinlerinde bir kil öbeği daha var ve papağanlar yerini ezbere biliyor. Open Subtitles ولكن في عمق الغابات هناك لعق طين آخر, و الببغاوات يعرفون بالضبط اين يمكن العثور عليه.
    # Nesem, sevincim kalbimin derinlerinde # Open Subtitles لديّ الفرح, الفرح، الفرح, الفرح, في عمق قلبي
    O yuvanın derinlerinde, hayat ve ölümün sınırına dokundum. Open Subtitles بأعماق ذاك القفير، عبرتُ العتبة التي بين الحياه و الموت.
    Ama kalbinin derinlerinde bir yerde sanırım "Canıma değsin!" diyordu. Open Subtitles لكن بأعماق قلبه، أعتقد أنه كان يقول: "جيد."
    ...fakat, derinlerinde Trip-Hop* ve Rave* var. Open Subtitles لكنه في أعماقه يميل لتريبهوب و ريف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more