Uzayın derinliklerinden gelen buzdan dev asteroitler gezegene su getirdi ve ilk okyanuslar oluştu. | Open Subtitles | شهب ضخمة من الجليد جلبت المياه من أعماق الفضاء، |
Tanrıya şükürler olsun hiçbir sistem kalbimizin derinliklerinden gelen iyiliğe açılma arzumuzu, şefkate ve kötülüğe karşı koyma kapasitemizi yok edemez. | TED | الحمد لله، لا يمكن لأيّ نظام أن يلغي رغبتنا بالانفتاح إلى الخير، والتعاطف، وقدرتنا على مجابهة الشر، والتي تنبع جميعها من أعماق قلوبنا. |
Adaları neredeyse ekvator üzerinde olmasına rağmen okyanusun derinliklerinden gelen soğuk su akıntıları nedeniyle buradaki deniz sürekli soğuktur. | Open Subtitles | بالرغم من أن هذه الجزر تمتد تقريباً على خط الإستواء بالضبط فالبحر هنا بارد بشكل دائم بسبب التيار البارد الذى يأتى من أعماق المحيط |
Cehennemin derinliklerinden gelen iğrenç bir yaratık tarafından öldürüldüler. | Open Subtitles | قُتِلوا بمخلوق من أعماق جهنم |
Ruhumun derinliklerinden gelen bir şeydi. | Open Subtitles | شيء من أعماق روحي. |
Kalbimin derinliklerinden gelen nazik bir davranış işte. | Open Subtitles | من أعماق طيبة قلبي اللعين. |