"derinliklerine" - Translation from Turkish to Arabic

    • أعماق
        
    • عمق
        
    • عميقاً
        
    • عميقا
        
    • بعمق
        
    • اعماق
        
    • أعماقك
        
    • العميق
        
    • لأعماق
        
    • تتعمقون
        
    • السحيق
        
    • أعمق وأعمق
        
    • أغوار
        
    • هنا إذ كانت لديك الجرأة
        
    • مباشرا ً إلى
        
    Bunun yerine, ana karakterin kararsızlığının derinliklerine ve bunun trajik sonuçlarına eğiliyor. TED فهي تسبر عوضاً عن ذلك أعماق تردد بطلها والعواقب الفاجعة لذلك التردد
    Bill Turner'ı son gördüğümüzde, denizin derinliklerine doğru hızlı bir dalış yapmakla meşguldü! Open Subtitles وآخر ذكري لنا عنه هي رؤيته يهبط إلي أعماق النسيان في غياهب المحيط
    Yaraların genişliği ve derinliklerine bakarak bence katil tek taraflı ve yaklaşık olarak onbeş santim uzunluğunda bir bıçak kullanmış. Open Subtitles بُناءاً على عرض و عمق الجروح اود ان اقول ان القاتل استخدم سكين حاد مع نصل بطول 7 انشات تقريباً
    Şimdi, düşman bölgesinin derinliklerine havadan yardımla beraber akın yapmayı planlıyordu. Open Subtitles الأن هو يخطط للأغاره على عمق العدو على أن يحصل على إمدادته من الجو
    Her biriniz içinin derinliklerine inmeli ve kendine nereye ait olduğunu sormalı. Open Subtitles ..عليكم أن تنظروا عميقاً بداخلكم و تسألوا أنفسكم إن كُنتم تنتمون لهنا
    Bunu sineklerin zihninin derinliklerine dalıp, genetik aracılığıyla beyninin düğümlerini çözerek yapıyoruz. TED ‎و الطريقة للقيام بذلك هو عن طريق الخوض عميقا في عقل الذبابة والبدء بتفكيك الدوائر العصبية باستخدام علم الوراثة
    Önceden, Atlantik'in derinliklerine açılacağız, derdim ama bilinmeyene ulaşmak için fazla derine inmemize gerek yok. TED سابقًا, كنت سأقول سنراقب أعماق المحيط الأطلسي، لكن ليس علينا التعمّق كثيرًا كي نصل إلى المجهول.
    Duvarcı onu yakalamaya çalıştı ama kısrak ormanın derinliklerine gitti, Svadilfari de onu takip etti. TED حاول البنّاء أن يمسك به، لكنّ الفرس هربت إلى أعماق الغابات ولحق بها سفادلفاري.
    Bu sözler, beni karanlığın derinliklerine atacak rüzgarın... işaretçisi gibiydiler. Open Subtitles هذه الكلمات كانت مثل الرياح التى أنذرت بنسفى فى أعماق الظلام
    "O ki seni cennetin zirvesinden cehennemin derinliklerine atmıştı!" - Becer onu! Open Subtitles هو الذي رماك من قمة الجنّة إلى أعماق الجحيم
    Kalbimin derinliklerine gömdüğüm diğer ben.. Open Subtitles بلدي الذاتية الأخرى أنا دفنت أعماق قلبي.
    Tipet'in ruhunun derinliklerine inmesinin, bilincinin sınırlarını zorlamasının, zayıf beyin kimyamızın anlamlandıramadığı yerlere ulaşmasının tek yolu sanrıya kapılmaya... Open Subtitles هالوسينوجينس كانت طريق تيبيت إلى أعماق الروح مرتفعات الوعي طائرات وجود بأنّ كيمياء دماغنا الضعيفة
    Eğer Tanrı Askerini Asit Denizinin derinliklerine gömecek.. Open Subtitles أغرقي المقاتل العملاق في عمق البحيرة الحمضية
    Güzel olan, seni Güney'in derinliklerine götürmedim! Open Subtitles من الجيد إذاً أننى لم آخذكِ فى عمق الجنوب
    Eğer cesetleri buraya atıyorsa ormanın derinliklerine atıyordur. Open Subtitles إن كان يرميها هنا فهو يرميها في عمق الغابة
    Uzayın derinliklerine yollayabilir miyiz? Open Subtitles أتعتقد أننا نستطيع رميها عميقاً في الفضاء ؟
    Kendi içine, kalbinin derinliklerine bak. Open Subtitles ما أريدكَ ان تفعله هو أن تبحث عميقا بداخلك عميقا داخل قبلك
    Örneğin görsel sistemin derinliklerine kurulmuş bir model beyaz ışığı renksiz parlaklık diye kodlar. TED مثلًا، فإنّ نموذجًا واحدًا بني بعمق في النظام البصري يرمز للضوء الأبيض على أنّه سطوع بدون لون.
    Ama böyle bir gösteriye şahit olmak için her zaman okyanusun derinliklerine inmeniz gerekmez. TED و لكن ليس عليك دائما ان تنزل الى اعماق المحيط لتروا عرض ضوء كهذا.
    Leydi Annemiz ,sana geldik, bu laneti senin derinliklerine koyuyoruz - ilk doğan oğlumu kim aldıysa, onun ilk doğan oğlunu ondan alacaksın, torunlarını da , tüm neslindeki ilk doğan çocukları da Open Subtitles نأتي لك، سيدة الأم ونضع في أعماقك هذه اللعنة على ما قتل ولدنا البكر
    Soyumuzun üstüne çöken kara bulutlar, ...gömüldü okyanusun derinliklerine. Open Subtitles وكل ما جثم في بيتنا من سحاب ثوى في صدر المحيط العميق
    Kafein illetine takıldım ve beni cehennemin derinliklerine sürüklüyor. Open Subtitles أنا ركبت حصان القهوة وأخدني لأعماق الجحيم
    Mağaranızın derinliklerine giriyorsunuz, ve sizin güç hayvanınızı bulacaksınız. Open Subtitles تتعمقون في كهفكم وسوف تجدون رمز طاقاتكم
    Onu uzayın derinliklerine sürgün ettim. Open Subtitles كنت مضطراً لإبعاده بعيداً إلى نجم في الفضاء السحيق
    Gözkapaklarının ağırlaştığını hissediyor... tam rahatlık evresinin derinliklerine... doğru ilerliyorsun. Open Subtitles لقد بدأت تشعر بأن جفونك اصبحت ثقيلة ودخلت في استرخاء أعمق وأعمق لمرحله الاسترخاء الكامل
    Güneş'ten uzayın derinliklerine doğru bir döngü çizer -- Open Subtitles إنه يقترب نحو الشمس من أغوار الفضاء
    Rota 666 ile cehennemin derinliklerine gidersin. Open Subtitles إركب هنا إذ كانت لديك الجرأة ستذهب إلى الجحيم مباشرا ً على 666
    Rota 666 ile cehennemin derinliklerine gidersin. Open Subtitles لما ؟ ستذهب مباشرا ً إلى الجحيم على الطريق 666

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more